rotary gençlik değişim programının ana kurallarıdır. çiğnendiğinde fark edilmesi durumunda, öğrencinin ülkesine geri dönmesine sebebiyet gösterir.
her birinin başına "no" gelmesi sureti ile;
drugs, drinking, dating, driving
(uyuşturucu- sigara , içki, flört ve her türlü motorlu taşıt sürmek.) şeklindedir.
ancak her değişimcinin bu kuralları kırıdığı da su getirmez bir gerçektir.
(bkz: 4 d kuralı)
(bkz: muzur)
hoşgelmiş!
hoşgelmiş!
uzun ve derin bir konudur. kısaca, bir toplumu ele geçirmek için, herkese hitap etmenin gerekmediğini; birkaç kişi isteneni yerine getirdiğinde diğerleri de onlara uyum sağlayacağını – amaca, kitle iletişim ve medya araçları ile gidildiğini- (frankfurt okulu, kültür endüstrisi ve kitle kültürü eleştirisi) anlatır. aynılaşmanın getirisi olarak düşünce de boyutunu yitirir, tekleşir, kısaca eleştirel özelliği kalmadığı için toplumla beraber yüzeyselleşir (bkz: marcuse kavramı modern kültür eleştirisi).
yoldaşımın yoldaşı benim yoldaşımdır.
gel yolumuzu şenlendir dedirten zattır. (bkz: gelin dostlar bir olalım)
gel yolumuzu şenlendir dedirten zattır. (bkz: gelin dostlar bir olalım)
eskiden kadin olmak daha kolaydi.
kadinlar sadece evde olur, yemek yapar, cocuk bakarlardi.
sadece esinin geliri dusukse kadincalisirdi ve calisan kadina acinirdi.
kadin calisiyorsa, evine bakamayacagi dusunulurdu,
zaten kadin bekarken calisiyor idiyse bile evlenince evinin kadini olurdu.
90li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi, artik
calismak ekonomik olarak ozgurlesmek istiyordu.
once universite okumaya ,sonra calismaya basladi. bu kadinin hosuna gitmisti.
calisiyor, istedigi gibi harciyor, geziyordu.
artik calisankadin evli olmak degil bekar olup gununu gun etmek istiyordu.
yasasin ozgurluk...
calisan kadin artik iskolik olmustu, calisiyor ve yuksekliyordu.
zirveye ulasmisti. bircok sirkette once orta kademe, sonra ustkademe yonetici kadin oldu.
doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yalniz ve iskolik 30lu yaslarinda kadinlarla doluydu..
bu calisan kadina yetmedi, citayi biraz daha yukseltti.
artik hem evli ve hem de basarili calisan kadin olmaliydi.
calisan kadin etrafina bakindi. basarili, parali koca adaylari gozden gecirildi.
adaylardan kel, sisman ve kisa boylu olanlar hemenelendi.
ince ruhlu, saraptan anlayan, 14 subatta muthis surprizler
yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde basbasa tatillere goturen, yasamayi
seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi.
yurt disindan gelinlikler getirtildi. otellerde muhtesem dugunler yapilip, maldivlere ya da baliye balayina gidildi.
balayindan sonra calisan kadin hizla is basi yapti.
gunduzleri toplantidan toplantiya kostururken artikaksam yemegini de dusunmeye baslamisti.
aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gomlekleri, pantolanlari utulu mu, kiyafetleri kuru temizlemeciye
gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini cikar, is cikisi gital, eve gel, aksam yemegini hazirla....
calisan kadin artik mutluydu. gece yatagi sicacikti.
uzulunce derdini paylasan, hastalaninca ona bakan, aglayinca destek
olacak bir omuza, goz yaslarini silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat
kosturmak kadina viz geliyordu. etraf bu sekilde kosusturan, ev ile is
arasi cift vardiya calisan kadinla doluydu.
zaman geciyordu. calisan kadin 35 ine yaklasiyordu.
biyolojik saati be bek, be - bek diye uyari vermeye basladi.
evet calisan kadin hemen cigliklar atmaya basladi bebek de yaparim kariyer de diye...
calisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini doldurdular.
calisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna
uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar.
1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar hamileydiler.
calisan kadin hem hamile, hem guzel olmak istedi.
hemen diyetisyenlere kosulup, ozel hamile diyetleri alindi, bol bol
kivi yenmeye baslandi. eskisi gibi tatli, tursu, borek, erik aserilmiyor,
karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden.
calisan kadin cocugunu eski usul buyutmeyecekti. hemen onlarca
hamilelik, bebek buyutme kitaplari alindi, bir cok internet
sitesine uye olundu, yoga ve anne-baba kurslarina yazilindi.
calisan hamile kadin artik gun gun takip ediyordu bebeginin gelisimini.
bugun 43. gun, bebegim uzum tanesi gibi... 59. gun, parmaklari olustu... 89.
gun, bugun ilk defa hickirdi... 210 uncu gunden sonra artik bebegin
matematik zekasinin artmasi icin mozart dinletilecek.
.. sonunda mutlu gun geldi.
calisan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden
sonra calisan kadin oldurucu diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde isbasi yapmisti.
artik b à asarili bir yonetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
bebek buyudukce, sosyallesmesi icin calisan kadin cumartesilerini
cocuguna ayirdi. artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya
basladilar. yas gunu partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol,
tenis ve yuzmekurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.
calisan kadina bu da yetmedi. artik hem calisiyor, hem
iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. calisan
kadin citayi birkez daha yukseltti.
o artik evinde katkisiz, saglikli ekmekler, receller yapmali,
organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali,
cocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel susleyebilmeliydi.
butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.
evlerine ekmek yapma makinalari aldilar,
toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye
basladilar, dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini
vereyim ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. evdekiler bayildi. bir
aksam gelin de size de yapayim bakalim calisan kadin bundan sonra citasini nereye yukseltecek?
gelelim erkege...
bu surec icerisinde calisan erkek ise citasini hic yukseltmedi.
80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep tv izliyor,bira iciyor ve maca gidiyordu...
kadinlar sadece evde olur, yemek yapar, cocuk bakarlardi.
sadece esinin geliri dusukse kadincalisirdi ve calisan kadina acinirdi.
kadin calisiyorsa, evine bakamayacagi dusunulurdu,
zaten kadin bekarken calisiyor idiyse bile evlenince evinin kadini olurdu.
90li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi, artik
calismak ekonomik olarak ozgurlesmek istiyordu.
once universite okumaya ,sonra calismaya basladi. bu kadinin hosuna gitmisti.
calisiyor, istedigi gibi harciyor, geziyordu.
artik calisankadin evli olmak degil bekar olup gununu gun etmek istiyordu.
yasasin ozgurluk...
calisan kadin artik iskolik olmustu, calisiyor ve yuksekliyordu.
zirveye ulasmisti. bircok sirkette once orta kademe, sonra ustkademe yonetici kadin oldu.
doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yalniz ve iskolik 30lu yaslarinda kadinlarla doluydu..
bu calisan kadina yetmedi, citayi biraz daha yukseltti.
artik hem evli ve hem de basarili calisan kadin olmaliydi.
calisan kadin etrafina bakindi. basarili, parali koca adaylari gozden gecirildi.
adaylardan kel, sisman ve kisa boylu olanlar hemenelendi.
ince ruhlu, saraptan anlayan, 14 subatta muthis surprizler
yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde basbasa tatillere goturen, yasamayi
seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi.
yurt disindan gelinlikler getirtildi. otellerde muhtesem dugunler yapilip, maldivlere ya da baliye balayina gidildi.
balayindan sonra calisan kadin hizla is basi yapti.
gunduzleri toplantidan toplantiya kostururken artikaksam yemegini de dusunmeye baslamisti.
aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gomlekleri, pantolanlari utulu mu, kiyafetleri kuru temizlemeciye
gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini cikar, is cikisi gital, eve gel, aksam yemegini hazirla....
calisan kadin artik mutluydu. gece yatagi sicacikti.
uzulunce derdini paylasan, hastalaninca ona bakan, aglayinca destek
olacak bir omuza, goz yaslarini silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat
kosturmak kadina viz geliyordu. etraf bu sekilde kosusturan, ev ile is
arasi cift vardiya calisan kadinla doluydu.
zaman geciyordu. calisan kadin 35 ine yaklasiyordu.
biyolojik saati be bek, be - bek diye uyari vermeye basladi.
evet calisan kadin hemen cigliklar atmaya basladi bebek de yaparim kariyer de diye...
calisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini doldurdular.
calisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna
uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar.
1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar hamileydiler.
calisan kadin hem hamile, hem guzel olmak istedi.
hemen diyetisyenlere kosulup, ozel hamile diyetleri alindi, bol bol
kivi yenmeye baslandi. eskisi gibi tatli, tursu, borek, erik aserilmiyor,
karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden.
calisan kadin cocugunu eski usul buyutmeyecekti. hemen onlarca
hamilelik, bebek buyutme kitaplari alindi, bir cok internet
sitesine uye olundu, yoga ve anne-baba kurslarina yazilindi.
calisan hamile kadin artik gun gun takip ediyordu bebeginin gelisimini.
bugun 43. gun, bebegim uzum tanesi gibi... 59. gun, parmaklari olustu... 89.
gun, bugun ilk defa hickirdi... 210 uncu gunden sonra artik bebegin
matematik zekasinin artmasi icin mozart dinletilecek.
.. sonunda mutlu gun geldi.
calisan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden
sonra calisan kadin oldurucu diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde isbasi yapmisti.
artik b à asarili bir yonetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
bebek buyudukce, sosyallesmesi icin calisan kadin cumartesilerini
cocuguna ayirdi. artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya
basladilar. yas gunu partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol,
tenis ve yuzmekurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.
calisan kadina bu da yetmedi. artik hem calisiyor, hem
iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. calisan
kadin citayi birkez daha yukseltti.
o artik evinde katkisiz, saglikli ekmekler, receller yapmali,
organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali,
cocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel susleyebilmeliydi.
butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.
evlerine ekmek yapma makinalari aldilar,
toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye
basladilar, dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini
vereyim ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. evdekiler bayildi. bir
aksam gelin de size de yapayim bakalim calisan kadin bundan sonra citasini nereye yukseltecek?
gelelim erkege...
bu surec icerisinde calisan erkek ise citasini hic yukseltmedi.
80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep tv izliyor,bira iciyor ve maca gidiyordu...
kitapçılarda dahi bulamadığum kitapları oradan bulduğum, üstelik ucuz da olan kültür ürünleri alışveriş sitesi. müzik ve video bölümlerinde de satış yapmaktadır.
ilgilenen için:
http://www.ideefixe.com
ilgilenen için:
http://www.ideefixe.com
iltihaplı boğazı yumuşatmaya yarayan şekerimsi ilaç. tadı çok güzeldir, habire yemek istenir.
inceciktir fakat ağırdır.
dolayısıyla okunması zor gelebilir ancak anlaşılan her cümleyle okuru kendine hayran bırakması kaçınılmazdır.
dolayısıyla okunması zor gelebilir ancak anlaşılan her cümleyle okuru kendine hayran bırakması kaçınılmazdır.
sunay akın’nın şiirleri ve akgün akova’nın fotoğraflarıyla birleşmiş, istanbulu anlatan hoş bir kitaptır. çok yaratıcı ve güzeldir. herkesin bir şekilde edinmesini tavsiye ederim.
kitabı harika, filmi berbat olan george orwell romanı.
edit: fikrin berbat olduğunu düşünen şahsın kitabı okumasını diliyorum. olguyu 1 buçuk saate sığdırmak için olayları kesip biçmiş filmin, farkında olmadan mesajı da aynı şekilde özetlemesi berbat olmuş.
edit: fikrin berbat olduğunu düşünen şahsın kitabı okumasını diliyorum. olguyu 1 buçuk saate sığdırmak için olayları kesip biçmiş filmin, farkında olmadan mesajı da aynı şekilde özetlemesi berbat olmuş.
yolladığı bütün mailleri junk kutusunda aradan aylar hatta yıllar geçince bulduğum sözlük.
kısaltmalarda "-ka" diye okunmasının sebebi, vurgulanmak istenmesidir.
(bkz: pkk)
yanlış olduğu kanısındayım çünkü aslında alfabemizde "-ke" diye okunur. vurgu vermek için sonuna "-a" tınısını eklemek saçmadır, ona bakılırsa diğer ünsüzlerin de aynı biçimde seslendirilmesi gerekmektedir. misal, "öss" kısaltmalarındaki "-s" harflerinin de "-sa" diye okunması lazımdır, k’nin ne ayrıcalığı vardır?
ancak yine de pkknın öyle okunması hoşuma gider (bkz: pe-kaka), adına hakaret ediyormuş hissi uyandırır.
(bkz: pkk)
yanlış olduğu kanısındayım çünkü aslında alfabemizde "-ke" diye okunur. vurgu vermek için sonuna "-a" tınısını eklemek saçmadır, ona bakılırsa diğer ünsüzlerin de aynı biçimde seslendirilmesi gerekmektedir. misal, "öss" kısaltmalarındaki "-s" harflerinin de "-sa" diye okunması lazımdır, k’nin ne ayrıcalığı vardır?
ancak yine de pkknın öyle okunması hoşuma gider (bkz: pe-kaka), adına hakaret ediyormuş hissi uyandırır.
amerika’nın colorado bölgesinde, 20 nisan 1999’da, columbine high school da yaşanmış olup, bugüne kadar gerçekleşen en büyük 4. okul katliamıdır.
eric harris ve dylan klebold adında iki öğrenci, 12 öğrenci ve 1 öğretmenin ölümüne, 23 kişinin de yaralanmasına vesile olmuşlardır.
bowling for columbine adlı filmde yaşananlar anlatılmaktadır. bana göre korkunçtur, böyle bir olayın yaşanması insanlık için bir utançtır.
ama suçlusu bunu yapanlar değil, bu olaya sebebiyet gösteren sistemdir, kanımca.
(bkz: kapitalist sistemde yaşanan toplum patlamaları)
eric harris ve dylan klebold adında iki öğrenci, 12 öğrenci ve 1 öğretmenin ölümüne, 23 kişinin de yaralanmasına vesile olmuşlardır.
bowling for columbine adlı filmde yaşananlar anlatılmaktadır. bana göre korkunçtur, böyle bir olayın yaşanması insanlık için bir utançtır.
ama suçlusu bunu yapanlar değil, bu olaya sebebiyet gösteren sistemdir, kanımca.
(bkz: kapitalist sistemde yaşanan toplum patlamaları)
nasıl dikkat çekilmesi gerektiğini oldukça iyi bilen, reklam panolarıyla hepimizi büyük düşündürüp, güldüren belediye başkanı adayı.
kanadalı grup.
http://www.cityandcolour.ca
http://www.cityandcolour.ca
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?