kayak yaparken takılan o koca koca kar gözlükleri suratın sadece belli bir noktasını yanmadan koruduğunda ve yüzün geri kalan kısmı bronzlaştığında insan androide falan benzeyebilir. sonra bütün kış öyle gez. gülerler.
başlı başına aşktır;
http://tinyurl.com/op9ugo
http://tinyurl.com/op9ugo
sevemediğim bir başka kanaldır.
bir çeşit anime karakteri. piii kaaa çuuuuu!!! diye haykırdıkça hapşırma efektini aklıma sokardı bu sarı şey. bir de yanlış hatırlamıyorsam çocuğun teki kendini pikaçu sanıp camdan attığı için türkiyede kaldırılmıştı pokemon.
"alıyorum çünkü üşengecim; kendim yapmaya üşeniyorum, bu hazır" yaşam tarzını özetleyen slogan.
çağdan etkilenen dizi çeşididir. çağ, dizileri etkieldiği gibi edebiyatı, müziği ve nicelerini de etkiler. havuzun olmasının sebebi toplumsal sınıf farklılıklarının da aynı mantık çerçevesinde dizilere yansımış olmasıdır.
haritasının cetvelle çizilmiş gibi olmasının nedeni derin bir tarihi olmamasından kaynaklanır. güneye gittikçe girintili çıkıntılı sınırlarla karşılaşılır, bu da o bölgede savaşlar olmuş, o nedenle topraklar paylaşılmış anlamına gelmektedir. tek ülke abd değildir elbette. avusturalya, afrika ve hindistan gibi ülkelerde de aynı durum söz konusudur. işin içinde emperyalizm de vardır.
özellikle avrupa’da kısıtlıdır değişmezdir, tekrar edendir. avrupa, kültürünü saptırmamak ve ona zarar vermemek adına yeniliklere önem vermez, değişikliklerden çekinir. haklılar bir yerde. ama sonuç olarak avrupa sanat alanında yenilik ve yaratıcılık konusunda tutucudur. üstelik avrupa’da ırkçılık vardır, kendi gibi olmasını bekler gelen kişinin.
öte yandan amerika’da 72 milletten insanın birden yaşaması sebebiyle bu tutuculuk ortadan kalkar. yenilikçi yaklaşımlara uygundur burası. ama bu farklı milletlerin çarpışmasıyla birlikte ortaya çıkan bir zenginlik var, bu da sanata başka boyutlar katabilmekte.
(yenilik, değişim, bu sözler güzeldir, anlamları sevilir ama bu tanımların arında amerikayı falan savunduğum zannedilmemeli. anlatmakta olduğum şey amerikan popüler kültürü de değil. kapitalizminin gereksinimi olan dinamizmden de bahsetmiyorum değişimden, ilerlemeden konuşurken.)
böyle işte. avrupa sanatına sıkı sıkıya bağlıyken ve onu yenilemekten çekinirken doğru düzgün tarihi bile olmayan amerika onu gün geçtikçe ilerletmektedir. değişik bir durumdur bu.
öte yandan amerika’da 72 milletten insanın birden yaşaması sebebiyle bu tutuculuk ortadan kalkar. yenilikçi yaklaşımlara uygundur burası. ama bu farklı milletlerin çarpışmasıyla birlikte ortaya çıkan bir zenginlik var, bu da sanata başka boyutlar katabilmekte.
(yenilik, değişim, bu sözler güzeldir, anlamları sevilir ama bu tanımların arında amerikayı falan savunduğum zannedilmemeli. anlatmakta olduğum şey amerikan popüler kültürü de değil. kapitalizminin gereksinimi olan dinamizmden de bahsetmiyorum değişimden, ilerlemeden konuşurken.)
böyle işte. avrupa sanatına sıkı sıkıya bağlıyken ve onu yenilemekten çekinirken doğru düzgün tarihi bile olmayan amerika onu gün geçtikçe ilerletmektedir. değişik bir durumdur bu.
eğer önüne geleni çiğneyen , salya sümük içinde bırakan bir hayvan ise ve bunu durmaksızın yapıyorsa, garez beslenebilen bir canlıya dönüşebilir.
ispiyoncunun kısaltılmış halidir. ispitçi de derler, simitçi gibi gelir kulağa, komiktir.
(bkz: ispici)
gemi kaptanlarının ettiği ilanlardan biri olabilmekte yer yer.
bir de şarl de gol olarak telaffuz edilir.
charles de gaulle’in lise kısmının adıdır.
ankarada bulunan bir fransız okulu. ilkokuldan lise sona kadar eğitim verir. fransadaki üniversitelerle anlaşmaları olduğundan mütevellit mezun olduktan sonra orada okumak epey kolaydır. lisesinin tam adı için; (bkz: lycée français charles de gaulle)
sadece yumurtasi yenebilen insanlardır. bir de uçamazlar. uzun olurlar, sanırım. evet.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?