gözyaşı, rahmet, bereket, lütuf, hüzün..
. .
cocuklugumda her yagmur yagdiginda allah in agladigini sanirdim.
gece kalkar tek basima o nun gozyaslarinin yol uzerinde cirpinisini izlerdim pencereden kucuk gozlerle..
nerden bilebilirdim ki o islak kaldirimlara kalbimin tutunup o acinin kucuk uzgun gozlerimden kanima yayildigini..
ve su an o kucuk gozler üşümenin eleminde eriyor yagmur damlalari duserken istanbul sokaklarina..
yağmur
ısı düşmesi sonucu su buharının tekrar yoğunlaşmasıdır.
sağlam yağıyor. bir de şu insanı ürküten sesleri çıkartmasa!
son sayfasında yer alan yazdıklarıma bakınca( #1049673 - #1050198 - #1061768 ), sanırım kendisi ile platonik bir ilişki yaşıyorum; kendisi bundan habersiz yine yağıyor şehre.
şimdi çıksak, mesela patika dönse arabanın cd çalarında, amaçsız, varılacak bir yer olmadan, altında bir kaç saat bulutları takip etsek; son damlanın düştüğü yere varıncaya dek.
olmaz ya, hani olsa...
şimdi çıksak, mesela patika dönse arabanın cd çalarında, amaçsız, varılacak bir yer olmadan, altında bir kaç saat bulutları takip etsek; son damlanın düştüğü yere varıncaya dek.
olmaz ya, hani olsa...
ilik havalarda insanin uzerine melodi gibi yagar. uzerine du$en damlalarin sesinde muhte$em besteleri duyabilirsin.
yağmur hakkında bilimsel açıklamalardan ziyade, yağmur denince aklıma hep beylikdüzünde evimin balkonundan izlediğim haluk levent halk konserinde bir anda başlayan yağmura spontane yazdığı şarkı gelir. melodiyi hayal gücünüzle eklersiniz ama "yağ, yağ yağmur, yağ yağmur, beylikdüzü üstüne" diye başlar gider bu şarkı.
şu dakikalarda istanbulun hemen her kaldirim taşını yıkayan ıslatan enfes doğa olayı.
(bkz: yağmur altında eriyorum)
diger illeri bilmem ancak istanbula endi$e yaratacak kadar uzun suredir adam gibi yagmiyor. 2014 senesinin kurak gececegini $imdiden soylemek mumkun gibi.
yok.
2014 e girdik, ocak ayi bitmek uzere, ki$in en cafcafli gecmesi gereken ayinda biz yaz mevsimini ya$iyoruz neredeyse. dun tek bir yazlik gomlekle ciktim di$ariya, hava sicakligi 19 dereceydi.
ki$ mevsimi ocak ayi 19 derece?
yagmur yok azizim bu sene, gelmedi, gelecek gibi de gozukmuyor. saglam bir susuzluga hazirlamamiz gerek kendimizi.
2014 e girdik, ocak ayi bitmek uzere, ki$in en cafcafli gecmesi gereken ayinda biz yaz mevsimini ya$iyoruz neredeyse. dun tek bir yazlik gomlekle ciktim di$ariya, hava sicakligi 19 dereceydi.
ki$ mevsimi ocak ayi 19 derece?
yagmur yok azizim bu sene, gelmedi, gelecek gibi de gozukmuyor. saglam bir susuzluga hazirlamamiz gerek kendimizi.
sozluk uzerinden son bir kac gundur yapmi$ oldugum sanal yagmur dualari sonuc vermeye ba$ladi.
ebet her $ey benim ve dualarim sayesinde!
(bkz: 22 ocak 2014 istanbul yağmuru)
ebet her $ey benim ve dualarim sayesinde!
(bkz: 22 ocak 2014 istanbul yağmuru)
istanbula son gunlerde siklikla ama cok kisa sureli kendini gosterir oldu. nazli gelin gibi, gosterip vermiyor. bu yagi$sizlik devam ederse hepten sictik.
isim olarak kullanıldığında çok güzeldir ve anlamlıdır.
son gunlerde istanbula bir hayli comert davraniyor kendisi. biraz daha devam haydi.
bugün istanbul genelinde var olan enfes doğa olayı. çok romantik.
bu sabah cok guzel islatiyordu istanbulu ama "yeter bu kadari size" demi$ olacak ki cok kisa surdu. oysa cok cok guzeldi yagmurlu bir pazar sabahina uyanmak.
son gunlerde istanbula cokca yagiyor ama barajlara zerre faydasi olmamis.
bir kızım olsun adı
yağmur olsun.
birde oğlum olsun adı
toprak olsun.
ikisi kavga etsin
ortalık çamur olsun.
(bkz: aziz nesin)
yağmur olsun.
birde oğlum olsun adı
toprak olsun.
ikisi kavga etsin
ortalık çamur olsun.
(bkz: aziz nesin)
iki damlasının düşmesi istanbulun felç olmasına sebeptir.
sabah evden adımımı atmamla düşen iki damlanın ardından koşuyolu civarındayken bardaktan boşanırcasına beş dakikalığına yağdıktan sonra çiselenme şeklinde devam etti ama trafik felç, kimse gidemiyor, yine köprü girişinde iki üç araç kenara çekmiş, belli ki kaza olmuş vs. ne oldu, iki damla yağmur düştü, sanki nuh tufanı.
nasıl bir organizma bu istanbul denen şehir anlamlandıramıyorum kendisini, kadının karşısındaki erkek gibiyim, hareketleri manasız geliyor ama seviyorum be...
sabah evden adımımı atmamla düşen iki damlanın ardından koşuyolu civarındayken bardaktan boşanırcasına beş dakikalığına yağdıktan sonra çiselenme şeklinde devam etti ama trafik felç, kimse gidemiyor, yine köprü girişinde iki üç araç kenara çekmiş, belli ki kaza olmuş vs. ne oldu, iki damla yağmur düştü, sanki nuh tufanı.
nasıl bir organizma bu istanbul denen şehir anlamlandıramıyorum kendisini, kadının karşısındaki erkek gibiyim, hareketleri manasız geliyor ama seviyorum be...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?