hiç tanımadığın biriyle ilk kez buluşmak demektir. şansa kadere der çiftler.
+seni nasıl tanıyacağım
- yakama kırmızı karanfil takacağım
...benzeri dialoglara gebedir.
bazıları için yaşamdan soğuma, bazıları içinse, üzerinde my boyfriend is out of town yazan bir tişört alma sebebidir.
yüksek sadakate katılmasıyla beraber güzel yüzünü televizyonlarda da görebildiğimiz, ünlü kadıköy siması. çok da sağlam davul çalar.
1995 japonya yapımı anime. senaryosunu hayao miyazaki yazdığı, yönetmenliğini yoshifumi kondo yaptığı filmde, kitap okumayı çok seven, 14 yaşındaki shizuku tsukishimanın kütüphaneden aldığı bir kitabın içinde bulduğu bir kartın izinden çıktığı gizemli yolculuğu anlatır.
bir bankacının fantazi dünyasını dolduran, söylemek için can atılan, ama hep dudaklarda düğümlenen cümledir.
+aaaa, insan mı soyuyorsunuz, nedir bu? bu kadar masraf mı alınır?
- ama hanımefendi öyle demeyin, bakın kaç kişi çalışmaktayız şu şubede, hem nerden geliyor bu değirmenin suyu hıı?
+aaaa, insan mı soyuyorsunuz, nedir bu? bu kadar masraf mı alınır?
- ama hanımefendi öyle demeyin, bakın kaç kişi çalışmaktayız şu şubede, hem nerden geliyor bu değirmenin suyu hıı?
japoncada birşey yok demektir.
+ kuzum nen var.
- nandemonai neeeee!...
+ kuzum nen var.
- nandemonai neeeee!...
japoncada olmaz, yapamazsın ya da imkansız manasına gelir.
animeler eğlenceli çizgi filmler olmanın ötesinde japonca gibi çok karmaşık bir dili öğretme konusunda yardımcıdırlar.
baka, sugoi, doozo, arigatoo, dame desu ve özellikle komplike bir kelime olarak nandemonai örnek olarak gösterilebilirler.
baka, sugoi, doozo, arigatoo, dame desu ve özellikle komplike bir kelime olarak nandemonai örnek olarak gösterilebilirler.
japoncada, buyrun demektir.
akira kurosawa sırtını hem geleneklerine, inançlarına ve sembollerle dolu, japon ruhunun özü olan no tiyatrosu gibi sağlam bir duvara , hem de shakespeare gibi bir dehanın macbeth gibi trajik bir öyküsüne dayadığı mükemmel filmi.
mide kanserine yakalanan watanabenin kalan altı aylık ömrünü nasıl geçiridiğini anlatan, akira kurosawanın 1952 yapımı mükemmel filmi. kurosawanın en hümanist filmi olduğu söylense de, içindeki iletişimsizlik, ideallerin hadım edilişi ve sistemin bireyi yavaşça sindirmesi temaları gözönüne alındığında bir tür cinayet ve şiddet senfonisidir.
cesaret isteyen ve yine de, son eylem olması nedeniyle, nasıl intihar ettiğinin sonradan önemli olduğunu farkettiğim eylem. misal virginia woolf ceplerine taş koyarak kendini suya bırakırken, sanki güçlü bir rüzgarla sakuralar dökülmeye başlar. halbuki kendini bilmem kaçıncı kattan aşşağıya atıp, kafasını patlatan jerzy kosinskinin intiharı unutulmak içindir.
1933 miyagi doğumlu japon aktördür. yakuza filmleriyle ünlüdür. ken takakuranın rakibi olarak bilinmektedir.
1930-2003 yılları arasında yaşamış ünlü japon yazar ve yönetmenidir. yakuza filmleri ile ünlüdür.
japon sinema literatüründe, humanoid canavarları temsil eden kelimedir.
japoncada özel efektler anlamına gelen kelimedir.
devasa, uçan bir kaplumbağadır. 1965te tasarlanıp, daiei motion picture company tarafından yayınlanmıştır.
ankaralı, thrash/progressive metal icra eden gruptur.
grup üyeleri:
(bkz: mehmet nalbantoglu)
(bkz: levent gasgil)
(bkz: mustafa kaya)
(bkz: muratcan akcay)
(bkz: berkay demirer )
grup üyeleri:
(bkz: mehmet nalbantoglu)
(bkz: levent gasgil)
(bkz: mustafa kaya)
(bkz: muratcan akcay)
(bkz: berkay demirer )
ingilizlerin hollandalıları aşağılamak için kullandıkları bir tanımdır. fahişe ya da sex oyuncağı anlamına gelir.
masturbasyon anlamına gelen ingilizce tanımdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?