bir motorsiklet markası.
http://www.tvsturkiye.com
bir motorsiklet markası olan tvsnin kuryeler tarafından sıkça kullanılan modeli.
dünya üzerinde bunun için sağlamak diyip sonra ehi ehi diye gülen insanlar var.. onlar var ya çirkin insanlar..
alkol içtikten sonra meydana geleni, karaciğerin beyin dahil her yerdeki suyu hunharca tüketmesinden kaynaklanır. su içerek bu baş ağrısından kutulunabilir. ama bu sefer de mide bulantısı baş gösterir. seçim sizin
senelerdir uğramayıp sözlüğe, sonra "bi bakayım neler dönüyor" diye düşünüldüğünde ilk entry heyecanından kaynaklanır. hayır ben şu anda yaşadım ordan biliyorum.. çok mu saçma oldu ne? heyecan yaptım biraz..
b (araba ehliyeti) klasmanında ilkyardım 30 trafik ve çevre bilgisi 50 motor 40 olmak üzere toplam 120 sorunun sorulduğu sınav.
detaylı bilgi www.ehliyetsinavsonuclari.com adresinden alınabilir. geçmiş dönem soru ve cevapları da bulunmaktadır sitede.
detaylı bilgi www.ehliyetsinavsonuclari.com adresinden alınabilir. geçmiş dönem soru ve cevapları da bulunmaktadır sitede.
(bkz: hank moody)
bir uzay adamının yaşadığı dünyaya dışardan bakarken iç geçirdiği andır.
"vay ibne dünya sende top çıktın!"
"vay ibne dünya sende top çıktın!"
.rar uzantili dosyalari acmaya yarayan mac kullanicilari icin paha bicilemez program. asagidaki linkte görmüs oldugunuz ürün freeware olmakla beraber acayip kullanislidir. yakinda ben komisyonumu isteyecegim ama kendilerinden..
http://www.unrarx.com
http://www.unrarx.com
milyonlarca bu tarzda entry var baslikta biliyorum, hatta silinecek ne lan bu denilip. belki cömez falan olurum, ama umrumda degil. zahmet edip de okuyanlar eminim bir seyler ögrenecektir. ya da ögrenmesin bu da umrumda degil. sadece icimi döküyorum ey yönetim.
yazarlara degil zaten biraz okurlara yönelik. o gidenler var ya, hepsi ara ara giriyor sözlüge. neyse bu lafı anlayacaksiniz bitince okumaniz.
sanirsam bir bucuk sene kadar önce sistematik kedi ve goeticanin radyo yayininin sehvetine kapilarak baska bir nickle üye oldum canim sözlüge. bir ay icinde 1500 e yakin entry girerek gecemi gündüzüme kattim. tematik calistim ne bileyim benim icin önemli seyleri yazdim, keyifliydi. ilk posta yaprak dökümü diye tabir edilen yazar terkleri yasanmisti gerci ama su anda burada olmayan onlarca yazar, bu döneme göre daha aktif bir bicimde takiliyorlardi.
gel zaman git zaman ne yapiyorum ben dedim. ne ise yariyor bu yaptiklarim. ne olacak nereye.. isin felsefik boyutuna bile baktim. gecen sürede cok degerli insanlar tanimistim. emotion, imphotep, tandt, satolina, max vs gibi. ama sözlüge dair kafamda bir ton soru isareti vardi. ne yapiyoruz biz diye.
en sonunda aramizdaki samimiyete dayanarak gittim independenceye kapa benim hesabi dedim. tam hatirlamiyorum cay koymaya mi gitti bir seyler oldu sigarakahvecikolataya havale etti beni. bir saatlik konusmamizda yarim paketten belki biraz daha az sigara ictigimi hatirliyorum, gerilmistim resmen, lakin hesabimi kapattirdim ama baska bir nickle yani deborah nickiyle daha az bir sekilde yazarak ama daha yogun takip ederek devam etmeye karar verdim.
inanan inanir, o belki 3 aylik dönemde yazilan bütün entryleri okumusumdur, yetmemis sözlügün bir kismini hatmetmistim, her seyden haberdardim. resmen bagimliydim. melankolik diyemiyordum, melankomik diyordum. sözlügün insan hayatine olan bütün etkileri bende mevcuttu. belki bundan yeni bir nickle uzaklasmak istedim, bilmiyorum nasil bir mantik yuruttugumu.
sonra araya yaz tatili girdi, bendeniz internetten uzaklasti ve garip seyler olmaya basladi. forumlar acildi tartismalar basladi, ucurulanlar oldu, terk edenler oldu vesaire.
bir sürü telefon görüsmeleri derken insanin icinde heves kalmadi. kalmiyor be sözlük. yoksa manyak miyim ben sabahin bu saatinde vicdan azabi cekip anlatayim bunlari.
o, bu, su derken hayattaki en büyük zevklerimden birinden mahrum kaldim. evet hic bir yerde agzimi acip tek bir kelime etmedim herhangi bir konuya dair, gittim olaylarin merkezindeki insanlarla konusmaya calistim. ama kacti bir kere o heves a benim salak kafam.
kimse anlayamadi insanlar arasinda ne dönerse dönsün, sözlük bu. bir sarki sözüne ihtiyacim oluyor google dan aratmak yerine ben hala burada bakiyorum ona. ne zamandir ugramamama ragmen. bulunca mutlu oluyorum. hani kendi kendime ne yapiyorum diye söylenerek tematik kastigim günlerin faydasini yasayarak görüyorum.
sözlügü sevilir yapan belki insanlardi ama sadece burada yazilanlardan ibaret degil ki hayatlari. illa her seyin bokunu cikarmamiz gerekiyor sanki. sevmiyor musun kardesim su nickteki yazari, takma. biri sana mi sulaniyor, ver agzinin payini sonra sallama. sanki sokakta kimse sulanmiyor, hadi sulanmiyor diyelim, sulansa bir daha disari mi cikmayacaksin da burayi birakip gidiyorsun sulanilinca. ama kiymetini bil elindekinin. kimse kalmadi sanirim benim o saydigim isimlerden bilmiyorum, ben tarayicinin sayfasina bilg yazdigimda bilgi sözlüge tiklamayi seviyorum, sayfa acildiginda bembeyaz ecis bucus olacak, ben sis temasini secmek zorunda kalacagim biliyorum, ara butonu calismayacak.. her seye ragmen bak burda derdimi anlatiyorum..
diyecegim su ki, giden gitti kalanlar bizimdir degil mantik, büyü yapiyor bu sayfa insana, bu sözlükteki insanlar degil.. buglariyla, temalariyla, iste bir ton sey. ve biz insan oğlu dedikoduyu gercekten cok seviyoruz. büyüdükce büyüyor olay. sebnem ferahin bir sarkisi vardir korkarak yasiyorsan diye, densizin teki cikiyor, "o nietzschenin şiiri" diyor arkadaşına hava atmak için belki de, sonra ülkem insanina bir anda yayiliyor bu ve inaniyorlar!
mütamadiyen sacmaliyorum biliyorum ama cok rahatladim. böyledir iste bilgi sözlük. özlemisim, istedigim gibi sacmalayabiliyorum mesela, evim gibi hissedebiliyorum. heh bunu söyleyecektim. kim ne derse desin hissediyorum iste.. sevin burayi, kiymetini bilin, hala facebookda bir fotograf sakliyorum, önümdeki bilgisayarda sözlük acik, bilgisayari "sözlügüm" diye taglemisim. hey gidi..
yazarlara degil zaten biraz okurlara yönelik. o gidenler var ya, hepsi ara ara giriyor sözlüge. neyse bu lafı anlayacaksiniz bitince okumaniz.
sanirsam bir bucuk sene kadar önce sistematik kedi ve goeticanin radyo yayininin sehvetine kapilarak baska bir nickle üye oldum canim sözlüge. bir ay icinde 1500 e yakin entry girerek gecemi gündüzüme kattim. tematik calistim ne bileyim benim icin önemli seyleri yazdim, keyifliydi. ilk posta yaprak dökümü diye tabir edilen yazar terkleri yasanmisti gerci ama su anda burada olmayan onlarca yazar, bu döneme göre daha aktif bir bicimde takiliyorlardi.
gel zaman git zaman ne yapiyorum ben dedim. ne ise yariyor bu yaptiklarim. ne olacak nereye.. isin felsefik boyutuna bile baktim. gecen sürede cok degerli insanlar tanimistim. emotion, imphotep, tandt, satolina, max vs gibi. ama sözlüge dair kafamda bir ton soru isareti vardi. ne yapiyoruz biz diye.
en sonunda aramizdaki samimiyete dayanarak gittim independenceye kapa benim hesabi dedim. tam hatirlamiyorum cay koymaya mi gitti bir seyler oldu sigarakahvecikolataya havale etti beni. bir saatlik konusmamizda yarim paketten belki biraz daha az sigara ictigimi hatirliyorum, gerilmistim resmen, lakin hesabimi kapattirdim ama baska bir nickle yani deborah nickiyle daha az bir sekilde yazarak ama daha yogun takip ederek devam etmeye karar verdim.
inanan inanir, o belki 3 aylik dönemde yazilan bütün entryleri okumusumdur, yetmemis sözlügün bir kismini hatmetmistim, her seyden haberdardim. resmen bagimliydim. melankolik diyemiyordum, melankomik diyordum. sözlügün insan hayatine olan bütün etkileri bende mevcuttu. belki bundan yeni bir nickle uzaklasmak istedim, bilmiyorum nasil bir mantik yuruttugumu.
sonra araya yaz tatili girdi, bendeniz internetten uzaklasti ve garip seyler olmaya basladi. forumlar acildi tartismalar basladi, ucurulanlar oldu, terk edenler oldu vesaire.
bir sürü telefon görüsmeleri derken insanin icinde heves kalmadi. kalmiyor be sözlük. yoksa manyak miyim ben sabahin bu saatinde vicdan azabi cekip anlatayim bunlari.
o, bu, su derken hayattaki en büyük zevklerimden birinden mahrum kaldim. evet hic bir yerde agzimi acip tek bir kelime etmedim herhangi bir konuya dair, gittim olaylarin merkezindeki insanlarla konusmaya calistim. ama kacti bir kere o heves a benim salak kafam.
kimse anlayamadi insanlar arasinda ne dönerse dönsün, sözlük bu. bir sarki sözüne ihtiyacim oluyor google dan aratmak yerine ben hala burada bakiyorum ona. ne zamandir ugramamama ragmen. bulunca mutlu oluyorum. hani kendi kendime ne yapiyorum diye söylenerek tematik kastigim günlerin faydasini yasayarak görüyorum.
sözlügü sevilir yapan belki insanlardi ama sadece burada yazilanlardan ibaret degil ki hayatlari. illa her seyin bokunu cikarmamiz gerekiyor sanki. sevmiyor musun kardesim su nickteki yazari, takma. biri sana mi sulaniyor, ver agzinin payini sonra sallama. sanki sokakta kimse sulanmiyor, hadi sulanmiyor diyelim, sulansa bir daha disari mi cikmayacaksin da burayi birakip gidiyorsun sulanilinca. ama kiymetini bil elindekinin. kimse kalmadi sanirim benim o saydigim isimlerden bilmiyorum, ben tarayicinin sayfasina bilg yazdigimda bilgi sözlüge tiklamayi seviyorum, sayfa acildiginda bembeyaz ecis bucus olacak, ben sis temasini secmek zorunda kalacagim biliyorum, ara butonu calismayacak.. her seye ragmen bak burda derdimi anlatiyorum..
diyecegim su ki, giden gitti kalanlar bizimdir degil mantik, büyü yapiyor bu sayfa insana, bu sözlükteki insanlar degil.. buglariyla, temalariyla, iste bir ton sey. ve biz insan oğlu dedikoduyu gercekten cok seviyoruz. büyüdükce büyüyor olay. sebnem ferahin bir sarkisi vardir korkarak yasiyorsan diye, densizin teki cikiyor, "o nietzschenin şiiri" diyor arkadaşına hava atmak için belki de, sonra ülkem insanina bir anda yayiliyor bu ve inaniyorlar!
mütamadiyen sacmaliyorum biliyorum ama cok rahatladim. böyledir iste bilgi sözlük. özlemisim, istedigim gibi sacmalayabiliyorum mesela, evim gibi hissedebiliyorum. heh bunu söyleyecektim. kim ne derse desin hissediyorum iste.. sevin burayi, kiymetini bilin, hala facebookda bir fotograf sakliyorum, önümdeki bilgisayarda sözlük acik, bilgisayari "sözlügüm" diye taglemisim. hey gidi..
hizli yasa genc öl felsefesiyle hayatini yasayan bir erkekten hoslandiginda kendi kendine "evlenmeden ölür bu" diyip, baska ufuklara yelken acan kizdir.
bir ayin 30 güne tekabül ettigi aylarda her gün calisildigi varsayilirsa günde 13 saat 15 dakika calısmaya denk gelen eylem.
500 küsür lira asgari maasin verildigi canim ülkemde gecinmek icin, 5 saatlik parttime bir ise daha giren herhangi bir calisanimizin tahmini calisma süresi olur yani. insanda ne kafa kalir onca saatten sonra, ne saglik. daha sonra 3. sayfa haberleri 4. ve 5. sayfaya kadar genisletilir tabi.
sonra dogalgaza yüzde seksen oranlarinda zam yapilir ya ben hala ordayim.
500 küsür lira asgari maasin verildigi canim ülkemde gecinmek icin, 5 saatlik parttime bir ise daha giren herhangi bir calisanimizin tahmini calisma süresi olur yani. insanda ne kafa kalir onca saatten sonra, ne saglik. daha sonra 3. sayfa haberleri 4. ve 5. sayfaya kadar genisletilir tabi.
sonra dogalgaza yüzde seksen oranlarinda zam yapilir ya ben hala ordayim.
84ün bir sarkisi.
birakmaz yakami hiç bir ask
sonunda ne oldu bize bak
ayrilmak için çok erken
yarim kalacak sevdalar
ayrilmak için çok erken
can dayanir mi buna derken
basim koydugum kucak nerde
salip kurtul beni derde
bedenden koptum bir pare
elinde tas olacak bak
yanindayken ben bi çare
yasanmaz olmus sevdalar
saatler durmus gözümde
zaman yara çok derinde
ellerim buz gibi oldu bak
ates teninde nafile
hasretlik çekilmiyor
bu soguk gecelerde
sensiz hiç yasamadim ki
bu köhne bos sehirde
ah bir bilsen sevdigim
bu sana son mektubum
ister at ister oku
ben yine sana mecburum
ah bir bilsen sevdigim
bu sana son mektubum
ister at ister oku
birakmaz yakami hiç bir ask
sonunda ne oldu bize bak
ayrilmak için çok erken
yarim kalacak sevdalar
ayrilmak için çok erken
can dayanir mi buna derken
basim koydugum kucak nerde
salip kurtul beni derde
bedenden koptum bir pare
elinde tas olacak bak
yanindayken ben bi çare
yasanmaz olmus sevdalar
saatler durmus gözümde
zaman yara çok derinde
ellerim buz gibi oldu bak
ates teninde nafile
hasretlik çekilmiyor
bu soguk gecelerde
sensiz hiç yasamadim ki
bu köhne bos sehirde
ah bir bilsen sevdigim
bu sana son mektubum
ister at ister oku
ben yine sana mecburum
ah bir bilsen sevdigim
bu sana son mektubum
ister at ister oku
(bkz: son mektup)
mahkeme kararınca erişime kapanmış. ancak başına www. konmadan ulaşılabilmekte. lost gibi diziler çıktıktan bir gün sonra altyazılı bir biçimde yayımlanmakta.
tıklandığında 15 tane sayfayı önünüze serip, ikinci sayfaya geçmeye çalıştığınızda bugüne dönen buton. gösterip de elletmeyenlerden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?