mangounchained

yok öyle beleşe dolar bozdurmak. önce ecevite yapıldığı gibi yazarkasalar uçacak, sırf din iman uğruna, devletin vatandaşı koruma görevini hiçe sayıp vatandaşın devleti koruduğu dönem bitecek ondan sonra dolar da bozdururum turizm elçiliklerinde gönüllü de çalışırım. bu sığırlık devam ettiği sürece batsın alayı. aksi halde "işte buuu küresel krizin de üstesindeeeen, halkımız sayesinde alnımız ak kurtulduk." diye ötecekler olan benim dolarlarıma olacak

bugün itibariyle almış olduğum cihazdır. henüz yepyeni cihaz olduğu için herhangi bir ısınma, kasılma, yavaşlık, erken batarya boşalması gibi sorunlarla kaşılaşmadım. Ancak ios 10.11 şarj meselesinde sıkıntılı diyorlar daha aldığım gibi güncelleme yapmayı seven biri olarak 10.11'e yükseltmiş bulunmaktayım inşallah yazaılımsal tufaya getirmez apple bizi.
ayrıca tanım: ilk ios tabanlı telefonum.

an itibariyle 3.48 seviyesine gerilese de haftasonuna kadar 3.50+ olması kesin gözüyle bakılıyor. aslında bütün bu dolar/tl kurları halka bilinçli farklı veriliyor bana kalırsa, birisi çıkıp "dolar yükselmedi tl düşüyor" demesi lazım yoksa akkoyun karakoyun kim varsa "bize ne canım elalemin dolarından abd düşünsün" mantığına gidiyor.
http://i.hizliresim.com/r6QyvV.jpg

edit: rakamsal düzeltme.

ender adlı kişinin saçmaladığı zaman duyduğu nida.

+ nihal bak dur sana ne anlatıcam
-söyle ender
+ adamın biri denize düşmüş batmamış neden? ehehehehe
- offender

inşallah olmamış olan olaydır. şu siyasilerin seçmenlerine yaranacağım diye çocukların hayatını tehlikeye atmalarını kontrol eden ve engelleyen bir mekanizma olsa keşke. adandaki elim olaydaki mağdurlar da çocuk, utanç verici kanun tasarısı mağdurları da çocuk, 20 yşaında başka ülkeye savaşmaya gönderilen de çocuk. ben 27 yaşındayım ben bile kendimi hala çocuk olarak görüyorum, ergenliği yeni üzerinden atmış genci böyle bir cehennemin içine nasıl gönderirler aklım almıyor. diyecek çok şey var da, dinleyen yok ki.

aslında tarih boyunca çok enteresan bir versus olmuştur bu ikisi. biri girişimci diğeri bilim adamı. girişimci girişimciliğini bilim adamı bilim adamlığını konuşturmuş, ortaya birilerinin hakkı yenirken birilerinin zenginliğine zenginlik katan şöhreti almış yürümüş.

gerçekten sosyolojik olarak incelenmesi gereken şeyler bunlar. edison vs tesla bir ilk mi? hayır. son muydu? yine hayır. ama şüphesiz en çok ses getiren olay döngüsü bunlarda var çünkü teknoloji tarihini değiştiren bir icadın etrafında dönüyor.

şirketlerin tarihi yazdığı bir dünyada teslanın sefalet içinde can çekişerek ölmüş olması çok bir şeyi değiştirmiyor maalesef. yine de insanların iade-i itibar için gözlerini açmış olması güzel gelişme değil diyemem.

izmirde yaşadığım için zerre ilgilenmediğim olay. o zaman bu başlıkta işim ne? eğer istanbula kar yağmazsa meteorolojiye sövme kervanına katılayım dedim. izmire neden kar yağdırmıyorsunuz şerefsizler? Biz de noeli yağan kar eşliğinde hindi budu kemirirken karşılamak isterdik.

her seferinde 50 tllik alkol-sigara alan vatandaşı etkilemeyecek olan olaydır.

Asıl katilin devlet olduğu 29 kasım tarihinde gerçekleşmiş elim olay. maddi durumu yetersiz insanlar binbir umutla kredi yurtlar kurumundan cevap bekliyor ancak bir yerlerde amcası/dayısı olmayan insanlar için hayal teşkil ediyor. devlet yurtlarının ücretsiz olması şart. nitekim zamanında gülen cemaatinin kucağına attıkları çocuklar, menzil-süleymancı-artıknebokcuysa tarikatlarına kaymaya başladı bile. yok ailelerin de bir suçu yok ki. adananın köyünde yaşayan adam kızı okula gitsin diye uğraşıyor, ki çoğu köyde bununla uğraşmazlar bile, parası yok mecbur bu tarz yurtlara aylık 100 tl ve altı ücret ödüyor. elinden o kadarı geliyor.

ayrıca bu durum sadece adanadaki yurtla alakalı bir durum da değil. ülkenin her yerindeki az gelişmiş yurtlarda durum bu yönde. hepsinin yangın çıkışı kilitli ya da merdivenler formalite icabı yapılmış. düzgün denetleme yok, caydırıcı yaptırımlar yok, yurt işletmecileri de durumu takmıyor.

ölen çocuklar için ne kadar üzülsek azdır. çocuk yahu onlar canları başkalarına emanet edilmiş, kendilerini koruma yetisi olmayan yavrucaklar. ama biliyoruz ki bu hükümet ne çocukların psikolojisi ne de yaşam hakkıyla ilgilenmiyor. her defasında olduğu gibi suçu başkasına atarak kendilerini bu vahşetten yırtma peşinde. yazık.

"ama yemek parasını da siz ödersiniz" deyip nusr-et'e götürmesin de kadını. nerden baksan paranın yarısı cepte kalır.

uzatmalar hariç 3 dakikada 1 gol atmış takımdır. ne yapıyorsunuz japon kale mi oynuyorsunuz anlamadım.

Formatı falan tamamen es geçip birkaç kelam etmek isterim. Bence sözlük için ortaya çıkartılması gereken konular var. Mesela;

1. Sözlüğün takip edilme nedenleri: Yazarlar bu sözlüğü neden takip ediyor? Bu sorunun cevabı insanların bilgi alma, fikir paylaşma platformlarından biri olarak sözlüğümüzü tercih etmelerinin temelini oluşturacak.
2. Sözlükte ne kadar vakit geçiriyoruz: Yazarların sözlükte geçirdikleri vakitlerin neden uzun/kısa olduğunu açıklamaları ve daha fazla vakit geçirmek için nelere ihtiyaç duyduğunu öğrenmemiz lazım. Bu da sözlüğün sürekliliği için önemli husus.
3. sözlüğü diğer platformlardan ayıran husus ne: Neden diğer sosyal medya platformları değil de bilgi sözlük? bu da yine tanıtım ve canlandırma için yardımcı olacak.
4. sadece bilgi sözlük yeterli mi: Bilgi sözlüğün bir oluşum olarak yekün kalması stratejik olarak doğru bir karar mı yoksa ekşişeyler ve onedio gibi galeri tabanlı yan uygulamaya ihtiyacı var mı?

Ben bu sözlüğü çok sevdim. gerek yönetimi gerek üyeleri okuduğum kadarıyla samimi ve güzel insanlar. 12 senelik bir emeğin heba edilmesine de gönlüm razı gelmiyor. lütfen sözlüğü düşünen herkes elini taşın altına koysun ve fikir üretsin. gerekirse mesleği ve zamanı yeten herkes destek olursa da iyi olur. ekşiye kanzuk gibi bir kayyum atanmış ve atatürk ve cumhuriyet düşmanlığı had safhada yer alıyorken, aktroller adeta ödüllendirilir gibi başlık engelleme seçeneğiyle yazarların radarından çıkartılıp eksilenmeyerek veya şikayet edilmeyerek misafirlere akp trollüğü aşılıyorken, buranın aynı çizgide devam ediyor olmasını bilmesi gereken kitleler var.

son olarak (bkz: seni seviyoruz bilgi sözlük)

uzun bir zaman giremediğim ve uzak kaldığımda bunaldığım sözlük. ya şurayı elden ele uzatsak ne bileyim sosyal medyada reklamını falan yapsak ya? gerçekten buranın daha fazla/kaliteli kullanıcıya hitap etmesini çok isterim.

nedense mangomda işe yaramayan türde mamalar. sebebini bilmiyorum hayvana her türlü markadan aldım yine de çok umrunda değil. zaten ne bulursa yiyor boşboğaz onu da sıradan bir yiyecek gibi vakarla karşıladı. ama tabii mango bir belirteç değildir çünkü kendisi köpek üstü bir canlıdır(bkz: swh)

yahu bildiğimiz uzun flörtler bunlar? küçük flört dediğin bir restorana gittiğinde garson kız/erkekle çaktırmadan bakışmandır. otobüste rastladığın karşı cinsle birbirinizi süzmenizdir. bildiğimiz 'kesişme' aslında küçük flörttür. öbür türlüsü zaten normal flört, bir sonraki aşaması da ilişki yaşamaktır(bkz: swh)

halbuki otoriterlerce ((bkz: ben)) batman animasyon serileri içerisinde en çok sevilenlerden biri olma özelliği taşımaktadır. tabii flashbacklerin çok amatörce yapılmış olması bir dert ama yine de joker'in gelişimi açısından güzel bir felsefeye sahip. hem gerçekten nefret ediyor, hem de bu davranışlarını normal buluyorsunuz. yani en azından benim düşüncelerim bu şekildi.

%1,5'un genelde kilit kademelerde olması ve asker atamaları dahil birçok kritik pozisyonda bu adamların olması düşük görünen sayıyı bir anda yok eder nitelikte. (bkz: 26 temmuz tarafısz bölge yayını)nda belirttikleri gibi 61. kişiyi terfi ettirmek için 60 kişiyi belli sebeplerle kovduran adamlar bunlar. askeri liseye girecek öğrencileri seçen ve kendilerinden olmayan başarılı öğrencileri sindirme yoluyla süreçten ihraç eden adamlar bunlar. gerçi bunlara adam da denemez de neyse. türkiyeye askeri anlamda belki de elli sene için çok büyük zarar vermiş d.ly.r.kl.r. zamanında askeri lise sınavlarına girememiş ve yıllarca bu duruma çok üzülmüş biri olarak şimdi zaten girsem de almazlarmış diyorum.

an itibariyle 27imden sonra olmaya çalıştığım şey. kurslarla, kitaplarla kendimce bir çalışma alanımla birlikte ne kadar ilerleyebileceğimi merak etmekteyim. konuştuğum kişiler kurstakiler dahil bu süreci öğrendiklerinde "nasıl bir proje geliştirmek istiyorsun?" diye soruyorlar ama "ben daha çok işin mesleki tarafındayım müşteri nasıl bir proje isterse onu geliştirmek istiyorum" şeklinde cevap veriyorum.
bu işin erbabı olanlar süreci anlatmak babında kutuma giderlerse de sevinirim.

geçtiğimiz haftalarda "drinkee" şarkısıyla keşfettiğim sanatçı grubu. müzik biraz basit gibi, böyle amatör gitarist bestesi gibi dursa da şarkı bütünsel olarak iştah açıcı bir etkiye sahip. gerçi youtubeta arattığımda da bir tek drinkee çıkıyor belki feci efsane ya da aşırı sikko bir gruptur ama ben drinkee'yi beğendim.

dinlemek isteyenler için editi:https://www.youtube.com/watch?v=wqd-Y6m5xEc

hiç unutmam üni zamanında arkadaşlarla öğrenci evi kahvaltı yapıyoruz. benim de dudaklar zenci dudağından hallice. arkadaş gömdü çayları herkeste yarım parmak boşluk varken ince bellide benimkinin yarısı boş. bunun yarısı dolu yarısı boş geyiğinden sonra sordum benim niye bu kadar diye, "sende zenci dudağı var dedi arkadaş", "ona göre bıraktım" diye de ekledi. güldük eğlendik, akabinde "ya s.karım senin gibi arkadaşa adam gibi koy da içelim şu h.mına kodumun çayını vizeler var tepemin tasını arttırma sabah sabah daha sigaramı içmemişim kafam allak bullak" dedim. "çay bitti kanka fazla kaynamış yoksa ayıpsın" dedi. hay dedim şansıma t.küreyim.

(bkz: bu da böyle bir anımdır)