vipyazar

söyleyecek söz bulunamaz ya bazen işte öyle bir durumdayım bu sözleri duyduğumdan beri. bunların çoluğunu çocuğunu toplayıp bir seferlik birşey yaptıracaksın . nasıl olsa bir şey olmuyormuş.

senede bir tane ygs var ve o sınavda da 10 tane yanlış soru sormayı becerebilen insanları bu kurumlara atamışlar. kaç sorunun yanlış olduğu değil mesele aslında, bir ekip olarak çalışıp soru hazırlayıp , defalarca kontrol etmelerine rağmen hala hatalı soruları sormaları tuhaf geliyor insana . belki de ilkokul öğretmeni gibi son akşam hazırlıyorlarsa demek ki.
adettendir bu arada;
tanım: rezil bir kurumun yaptığı rezil bir sınavda yanlış sorulan sorulardır. o sorularla uğraşıp sınavı yetiştiremeyen öğrencilerin elbet ahı bir gün çıkacaktır. dinimiz amin.

halkı uyutmak diye bir şey pek yok aslında. niye mi derseniz çünkü insanlar halk olduğu zaman otomatikman uyumaya odaklanıyor bence. düşün bir ; insan yalnız başınayken uyanık kalmak zorundadır, uyusa bile çabuk uyanabilmek zorundadır bu yüzden ilkel insanlar (bkz: çok fazlı uyku) ile uyurlardı çünkü bir tehlike olması durumunda uyanmak zorundalardı aksi takdirde tehlike kendilerine zarar verirdi. zamanla insanlar toplu yaşamaya başladıklarında uyanma işi onlar için çok da önemli olmamaya başladı sadece uyanacağı saat önemliydi, yani işe gideceği saat vs. çünkü mahalleye hırsız girdiyse illa ki bir komşusu uyanır, polis yakalar vs. gibi rahatlamış bir insan vardı karşımızda. hiçbir şey olmazsa evi insanı güvende tutuyor. o yüzden toplum olmayı kabul eden insanlar uyumayı kendilerine hak görüyor bence ve en önemlisi hırsızın kendi evine gireceğini düşünmüyor ta ki soyulana kadar.

not: tamam uyumayı çok maddi işlemiş olabilirim ama yani bir halkın tepkisiz olmasını sağlamanın çok da zor olmadığını anlatymaya çalıştım bu entryde sonra bir takım einsteinler çıkıp hebele hübele etmesinler.

bu filmin fragmanına baktım ve aşırı derecede saçma geldiği için hiç izleyesim gelmedi. tabi bir ara ödülleri için izleyeceğim ama ne bileyim yani sırf ödülleri için izleyeceğim.

asgari ücretle çalışan adamlara yapılan çağrı. gençler zaten bu adamalar sadece temel ihtiyaçları için harcayabiliyor parayı. yani sinemaya, tiyatroya, baleye gideceği ya da buzlu badem yiyeceği parayı harcama deseniz neyse. ne yapsınlar ölsünler mi ?

5- sıra gelmeden fatura ödemeye çalışmak .
6- yağmurlarda paratonerlerin altında durmak.
7- bir insanın iyilik yaptığı birin gördüğümüzde çok zeki olduğumuzu düşünerek ''besle kargayı oysun gözünü'' atasözünü kullanmak.
8- karaborsacılık ve faizi meşrulaştırmak.
9- çiğnediğiniz sakızları yerlere atmayın kuşlar onları yemeye çalışırken ölüyor minvalli şeyler paylaşıp, deri ayakkabı ve kürk mantolar giymek.
10- yesman temalı filmleri izlerken gözyaşlarına boğulmak ama asla ''evet'' demeyi düşünmemek.
11- karadelikler ve kozmos hakkında 10 cümlelik makale parçası okuduktan sonra astrofizik gözlemevi kurmuş edasına bürünmek.
12- evrenin çok büyük ve kusursuz olduğunu düşünürken kendini ilk sanmak.
13- dost dediklerimiz gülerken birlikte gülmek ama onlar ağlarken de sessizce gülecek yer aramak .

aklıma saçmalamak geldikçe saçmalarım yine buralara , ama belki de saçmalamam kim bilir, sonuçta herkesin işine hiç kimse karışamaz yani.

bilgi sözlük zırvaları olarak okuduğum toplantımsılar.

özellikle indirimi haketmeyen insanlara verildiği yargısı olan ancak bazen çok da suçlu olmayan insanların faydalandığı düşünülürse fazla kızılmaması gereken indirimdir. sonuçta kural içi boşluk denen bir olay var ve iyi hal indirimi de bu boşluk sayesinde hakime verilen bir takdir yetkisi , hakim sadece kravat taktı diye bir şahsa iyi hal indirimi veriyorsa o hakimin hakimliği sorgulanmalı bence. sonuçta bu ülkede her gün anasını babasını döven adamlar bir gün babası tarafından öldürülüyor ve bu baba da bu iyi hal indiriminden yararlanıyor.