monopol

çiğdem anat sunduğu cnn-türk günortası haberlerinde yayına girildiğinden habersiz sorulan soruya şu cevabı verir:
-çiğdem ankaraya mı bağlanalım muhabire mi
(çiğdem anat)-s....r et ankara’yı

zoru görünce kaçan yönetim kadrosundaki bir şahsiyetin sular durulunca geri döndüğü (zamanında) türkiye’nin en iyisi olan takım

soyadıyla fiziksel görünümünün alakasız olduğu çok güzel bayan.

ntv’deki spor servisi programında sunucu olan bu çok güzel bayanın fatih terimle yaptığı konuşma beni bayağı eğlendirmiştir.burcu hanım fatih terim karşısında samimi ortam yaratmaya çalışmak ve rahat görünmek için fatih terim’in her dediğine kıkırdayarak karşılık vermiş ve yine kıkırdayarak soru sormuş ancak bu durum fatih terim’in daha da gerilerek burcu esmersoy’u azarlar gibi yorum yapmasına neden olmuştur.

işeknce aracı olmasından başka bir anlam veremediğim kavramdır.şöyleki;1-öğrenciye ne gibi bir faydası var?(sonuçta aynı şeyler anlatılıyor,eh öğrenci bunu pekala evinde çalışabilir.o halde çocuğun ders çalışması için başında duran mürebbiyeden ne farkı kalıyor?)2-öğrenciyi sosyal ve kültürel hayatı için geriye kalan tek zamanı yaz tatiline konulan ambargo!3-zaten çok zor şartlar altında okuyan öğrenciye bir de yaz okullarının ders başına eklenen ücretleri ve kavurucu sıcaklarda bir binaya tıkılarak ders öğrenme külfeti yüklenerek insanı daha yolun başında hayattan bezdiren olay!(gerçi çok duyarlı bir vakıf üzniversitesi-ne kadar vakıf amacı kalmıştır tartışılır-bu durum karşısında öğrencikleri sıkılmasın diye yaz okulunu bodrum’a aldırmıştır.ama aldırma nedeni daha da ilginçtir(özrü kabahatinden büyük), okulun yurtlarının turistlere kiralanmasıdır.

ab rh(-) zor bulunanlardan.umarım faydası olur

bardağa dolu tarafından bakmak gerekirse;de ve da haline şükretsin.ya zavallı ki ne yapsın!

de da’nın hazin öyküsü:dilbilgisinde cümle anlamı açısından çok önemli bir yere sahip olan bu iki kardeş bağlacın ülkemizdeki çokta başlamış dil yozlaşması,ingilizcenin hakimiyeti ve de(burdaki de böyle ayrı yazılır işte!)arkadaşımın bahsettiği yeni neslin lisanı olan tikicede(bu de ise dahil anlamında olduğu için birleşik yazılır) bu bağlaçların yer almayışı yüzünden dışlanmışlığın dibine(pardon,dışına) vurmuştur.

bonus pater familias=fıstık nasılsın?
monopol=iyi değilim,sınav hala belli değil
bonus pater familias=ben de merak ettim yaa,şu okula bir uğrayayım.öğrenci işlerine güvenmiyorum
monopol=ewet haklısın ama kaldım yaaa-artık kadükleştim

işte o spazmlı ve depresif şahsiyet olarak hocayı sadece allah’a emanet ediyorum!dostum zaten herşeyi yazmış,artık ne diyebilirimki!buna ileride desem desem hayat tecrübesi diyeceğim

caaanım memleketimden insan manzaralarını hatırlatırcasına bir durum sözkonusu:22 yaşında genç ve güzel bir avukat adliyelere gider ve karşılaştığı şaşkın ifadelerden başka birşey değildir.işte tam da bu noktada (klişeleşmiş)insan tipi tasnifine gitmek lazım gelir(her nedense?);bu durumu ’vay be!ne başarılı insanlar var!’tarzında mutluluk ve gururla karşılayanlar ve ’aaaa ne kadar küçüksün!ha ha ha!’tarzında içi kıskançlık dolu,seni adam yerine bile koymazlar tarzında yorum yapanlar.
işte buna ben sadece gerçek derim.yorum sizin......