uzunköprü

edirne’nin bir ilçesidir. adını dünyanın en uzun taş köprüsüne sahip olduğundan dolayı almıştır. edirneden bu ilçeye girerken o köprüden geçilmektedir.

buradaki çoğu kişinin çeltik tarlaları vardır ve bu tarlalarda
bol sulamaya ihtiyaç duyar yani çeltik çorakta, bol sulu yerde yetişir ve bu sebeple akşamları sivri sinek yağmuruna tutulursunuz gece dışarıya şortla falan çıkarsanız vay halinize.
evin içindede elinizde sinek öldürmek için muhakkak bir silah olmalıdır.

8 senedir ayri oldugum burnumda tuten memleketim.istanbuldan gelirkene e-5ten havsa kavsagindan sola don duuumduz devam et istosyandan asagi aycicegi tarlarlarinin arasindan vurdunmu ahanda kopru karsinda. bu kopruyu 2. sultan murad han insa etmistir.tabi merhum zamanın birinde acimasiz cevre katillerinin bu koprunun sagladigi stratejik oneme binaen yanina fabrika dikip ergenenin anasini belliyecegini o zamanlar bilememis herlhal ki dedelerime bi kiyak yapmis.neyse o guzelim manzara su an atik kokulariyla zihinlere kazimakta kendini.cevre bakimi iyi olsa ve trafigi kaldirsalar tam turistik mekan olabilir.tam olmasa da yarim olur heralde.

koprunun uzunlugu yapildiginda dunyadaki en uzun tas kopru idi.yaklasik 1,3km kadar ve tam 174 gozu bulunmaktadir.zamanla bazi gozler kapanmistir.bir rivayete gore koprunun oyle bir tasi varmis ki onun altinda altin varmis ve o tas cekilirse kopru yikilirmis.simdi o koprunun kemerlerinin altinda ohoo neyse.

yine bir rivayete gore sultan kopruyu insa ederken kasaba halkindan bekledigi yardimi goremeyince "allah’im buranin topragini bereketli insanini bereketsiz eyle" diye dua etmis ama bence bir karalamadan ibaret.

koprunun tam cikisinda yani kasabaya girerken tam karsinizda kopruyu isaret eden bir ataturk heykeli vardir.uzunkoprude kopruden baska bir de bizanstan kalma bi kilise vardir ama burasi artik mahalle arasinda kalmis ve coluk cocugun oyun oynadigi izbe bi mekan halindedir.bir rivayete gore kilisenin papazefendisi geceleri dolasirmis.ve kilisenin altinda bisuru bisuru altin oldugundan bahsedilir ki, arkadasim bunlardan 3 tane bulmustur.kazi yapilsa da sonuc alinamamistir.

ayrica koprunun girisinde bi hurriyet aniti vardir.o da 20.yy baslari yanlis hatirlamiyosam.mesruiyetin ilani sebebiyle yapilmistir.

kasabam son 10 yilda cok genislemistir.nerdeyse %50 yerlesim alani kazanilmistir.bunlar daha cok toplu konut seklindedir.sanayi daha cok tarima dayalidir.aycicegi ve celtik fabrikalari sanayinin can damaridir.

yine yanlis hatirlamiyosam bundan 4 sene evvel bi yuksekokul acildi trakya univ.e bagli olarak.cok ucuz biyerdir.ben sakaryada 40a aldigim kotu orda 20ye aliyorum.kesin gidilesi biyer bu sebeple.

bir de alkol su gibi tuketilir trakya topragi olmasi hasebiyle.meyhanesi biraevi boldur.alkolsuz dugun dernek kurulursa ayip kacar,alkollu lokantalar boldur.

tanıştığım her insana ’uzunköprülüysen sakın bir daha görüşmeyelim’ dedirtecek sözüne güvenilmeyecek cinsten insanların olduğu canıııım edirne’nin bir türlü sevemediğim zavallı ilçesi...

bir arkadaşıma göre trakya’nın paris’i. insanların gündüzleri tarım ve ticaretle uğraşıp geceleri kafalarının 7/24 güzel olduğu içki tüketiminin ülke ortalamasının üzerinde seyrettiği eski bir osmanlı kasabası. halkla konuşmaya çalışırsanız halkın şivesinden pek bir şey anlamıyormuşsunuz.

istanbul’daki en az gelişmiş bir semtten bile çok çok daha az gelişmiş olmasına rağmen yalnızca az gelişmiş bir bölgede olduğu için prim yapan tipik küçük şehir kasabası. o kadar adını duyarsınız, gitmeye falan kalkarsınız, allah’ın bir köprüsünden başka bir şey bulamazsınız, üzülmeyin.

şarabın kolayla karıştırılıp içildiğini ilk defa uzunköprü’lü bir arkadaşımda gördüm.halbuki hiç gerek yoktu...

keşan’ dan sonra en cok gittiğim edirne ilçesi. pek fazla sevemedim, carşısı küçük felan. ama yine de memleket tabi, trakya nihayetinde.