unutulmayan fıkralar

insanin zihninde yer etmis,ne zaman akla gelse guldurecek fikralardir.bi ornekle baslayayim devami gelirse gelir,gelmezse sikimden asagi dinazor tasagi.

cocugun biri parkta kumlarla falan oynamaktadir.yaninda da bi kova durmakta.o sirada oradan gecmekte olan polis "gidiyim su cocugun yanina da biraz konusayim.sert polis imajini silmek lazim insanlarin zihninden buna da cocuklardan baslamali" diye dusunur.neyse cocuga yaklasir.ne yapiyorsun cocugum diye sorar.polis yapiyorum amca diye cevap verir cocuk.nasil yapiyorsun cocugum diye sorar polis.simdi amca once kumu biraz islatiyorum sona icine evden getirdigim boku katiyorum.polis oluyo der.polis tabii buna cok kizar.cocuga iyi bir dayak ceker.bi daha gormiyim seni burda der.neyse bigun gecer.polis bakar ki cocuk gene orda.gene sorar gene ayni cevap gene dayak falan.bi daha polis yapmican ona gore der ve uzaklasir polis.bir sonraki gun polis bi bakar cocuk gene orda.son bi firsat verir cocuga ve gene sorar.ne yapiyorsun bakayim sen gene burda.jandarma yapiyorum der cocuk.polis bi nebze rahatlar.nasil yapiyorsun diye sorar.amca kumu aliyorum biraz su katiyorum,jandarma oluyor der.polis biraz kizar biraz sasirir ve sorar eeee oglum niye bok katmiyorsun.ve beni gulme krizlerine sokan cevap gelir.
-o zaman polis oluyo amca..

manastirdaki rahiplerden biri bayaa bi azmis durumdadyr,guzel mi guzel rahibeye karsi kotu emeller beslemektedir.ama bu isi nasil halledecegini bilemez.sonra aklina bir fikir gelir,isa heykelinin onunde rahibeyi bekler.tam geldiginde heykelle konusuyormus gibi yapar.rahibe ne yaptigini sorar.isayla konusuyorum der.rahibe cok sasirir ilk basta ama sonra inanir duruma.ne diyo diye sorar rahibe.rahip der ki isa bizim opusmemizi istiyor.rahibe utana sikila kabul eder.rahip yolu bulmusken devam eder.simdide yiyismemizi istiyor der.rahibe ilk basta kabul etmez ama sonra korkusundan tamam der.rahip basarinin verdigi gucle olayin bokunu cikartir ve simdi de sevismemizi istiyor der.yoksa ona karsi ciktigimizi dusunup cok gunah yazdyracakmys bize der.rahibe bir sartla kabul eder.icime girebilirsin ama gidip gelmek yok.sadece duracaksin der.rahip ne kopartirsak kardir mantigiyla kabul eder.neyse yatakta iken rahip dayanamaz gidip gelmeye baslar.rahibe cigliklar atmaya baslar.napiyorsuuun diye bagirir.rahip hic istifini bozmaz;
iteleme isa iteleme der...

hitlerin karsina yahudi,hristiyan ve musluman cikarilir. hitler size birer soru soracagin bilirseniz ozgurce gideceksiniz bilemezseniz sizi diri diri yakacagim der ve sirayla sorar. titanik kac yilinda batti der hristiyana. hristiyanda 1943 der. tamam der hitler. peki kac kisi oldu der muslumana. muslumanda hemen 417 der. tamam sende git der hitler. ve doner yahudiye,
- say ulan isimlerini.

haci amca olmus cennete gitmis ve etrafina telas icinde melekler gelmis:
-haci amca biz senin canini yanlislikla aldik senin 3 yillik omrun daha vardi.sana bir sans daha vericez 3 sene daha yasayacaksin ama iki secenegin var;biri profesorluk digeri de ipnelik..
haci amca biraz dusundukten sonra cevabini vermis:
-ibnelik!
melekler sasirmislar ve sormuslar:
-ama haci amca ne yapiyorsun?sen bunca yil namusunla yasadin nasil yaparsin?
haci amca cevap vermis:
-yahu dusundum de madem 3 senelik omrum var onca bilgiyi kafama sokacagima bildigim seyi gotume sokarim daha iyi..

(bkz: senin aminin adi neydi)

4 adamla bir kadin issiz bir aday dusmusler.aralarinda karar vermisler her gun biri kadinla yatacak,kadincagiz da elden bir sey gelmez kabul etmis.neyse kadin 1-2 hafta icinde olmus.kadinin olumunden sonraki ilk hafta iyi gecmis,ikinci hafta idare edermis,ucuncu hafta kotu gecmis,dorduncu hafta felaketmis,besinci hafta kadini gommusler..

(bkz: hayvanlik soz konusu)

fadime cinsel isteksizlik cekiyormus ama doktora gidememis utancindan.en sonunda temele acmis durumu.ben utandim gitmeye sen git bi sor doktora demis neymis problem.temel anlatmis olanlari,doktor belirtileri incelemis;kariniz uyarilamiyor temel bey demis.bunu anca siz cozersiniz.temel tamam ben hallederim demis.neyse sabahinda temel ise gitmeden once fadime’ye donmus ve demis ki bak fadime sonra uyarmadi deme aksam seni fena s.kecem haberin olsun...

temel amerikaya gider.. gece vakti ara sokaklarda yurumektedir. o sirada bir banka soyulur. ortalik kari$mi$tir. temelin bunda haberi yoktur tabi.. bu sirada temelin kar$isina iki tane gune$ gozluklu fotr $apkali adam cikar. biri hemen pardesusunden kimligini cikarir:
"fbi, amerika! dur!..
bunun ustunu ararlar filan, bi$ey bulamaz gonderirler..
bi kac gun sonra temel yine gece sokaklarda gezmektedir. o sirada bir unluye suikast duzenlenir. ortalik kari$mi$tir ve haliyle temelin bundan haberi yoktur. bu sirada yine temelin kar$isina fotr $apkali, gune$ gozluklu filan iki adam cikar. bunu durdururlar, biri hemen pardesusunden kimligini cikarir:
"kgb, rusya dur!"
bunu ararlar mararlar yine bi$ey bulamazlar..
artik temel gece gezmelerinin bir numarali adami olmu$tur, gece bo$ sokaklarda gezer bu, o sirada kar$it goru$lu ogrenciler arasinda cati$ma cikar, ortalik kari$ir ve bundan habersiz temelin kar$isina yine gune$ gozluklu fotr $apkali iki adam cikar. bu sefer temel erken davranir, parsedusunu aralar ve $oyle der:
"ykm, tirabizon! durun ulen!..."

sercenin bir tanesi bahar gunu dalgin dalgin ucuyormus. bir anda farketmis ki, bir yolun ustunde ucuyo ve karsidanda motorsikletli
bir adam geliyo. her ikisi de carpismayi engellemek icin ellerinden geleni yapmislar ama nafile... serce "cotaaank" diye kaska
carpip dusmus. simdi, motorcu arkadasimiz, allahi var siki bi hayvansever. dogal olarak hemen atlamis motordan ; kosmus sercenin
yanina. serce baygin yatiyo.. kiyamamis, birakamamis yolda; almis getirmis eve. eskiden kalma bi de kafesi var evde.. baygin serceyi
kafesin icine guzelce yerlestirmis.. yanina da az biraz su, az biraz ekmek koymus, vurmus kafayi yatmis....
bizim serce bi muddet sonra ayilmaya baslamis.. daha tam secemiyo ortaligi.. hafif bulaniklik var yani... bi bakmis parmaklik,
ekmek, su falan var bulundugu yerde... birden dank etmis vaziyet:
- hassstiir, motorcuyu oldurmusuz beaaa !!!!!!

temel tayyip ile birlikte depremden etkilenmis endonezya’yi ziyarete gider. yanina bir gazeteci yaklasir ve "temel bey, karadeniz’de tsunami tehlikesi var mi?" diye sorar. temel cevap verir; vallahi tsunami bilmem ama bizim oralarda bi rusunami var, kac tane ocak yikti belli degil.

fransiz ingiliz yemel bok yeme yarismasina katilmislar;fransiz 10 kilo istemis onune hepsinide yemis.ingiliz 15 kilo istemis oda hepsini yemis.temel 50 kilo istemis,ama hic yememis.sormuslar temel’e niye yemedin?
-icinden kil cikti.

yolculuktan donen idris, kahvede oturanlara sordu :
- yahu pizum temel nasil oldi?
- kalpten cittu, dediler.
- vasiyetu filan var miydu?
- var idu. "beni denize gomun" demis idu.
- comdunuz mu?
- comduk amma, mezarinu kazarken cok kayip verduk...

(bkz: bir ingiliz bir alman bir de temel)

yine bir gün komşudan
biri vefat etmisti.
herkes işi bırakıp
cenazeye gitmişti.

o sırada bir adam,
yaklaşmış nasreddin’e
demiş: "sorum olacak",
ey hoca’m sana yine!

acımız fazla büyük,
elbette sabretmeli!
cenaze gotürürken,
neresinde gitmeli?"

hoca demiş: "elbette,
sonu budur her kulun!
tabutta bulunma da
nerde isterse bulun!"

bir aslanla bir okuz oturmuslar kahvede, memleket meseleleri hakkinda derin sohbet ediyorlarmis...sohbet uzamis, biraz daha zaman kalsa az daha memleketi filan da kurtaracak kivamdalarmis...fakat, vaktin gec oldugunu anlayan aslan, musade istemis ayrilmak icin okuzden...okuz-’nereye aslan kardes ne guzel konusuyorduk’ demis...aslan butun hasmetiyle yelelerini havalandirip sonra da boynunu bukerekten-kusura bakma okuz kardes, beni evde bir disi aslan bekliyor, seninki gibi bir sigir degil maalesef demis ve yola koyulmus...

(bkz: yaran fıkralar)

rte ve birkaç bakan amerika’ya giderler. amerikalılar övünmek için bizde teknoloji çok ilerledi, artık ölüleri bile diriltebiliyoruz der. bunun altında kalmak istemeyen rte, "bizde de spor çok ilerledi artık sporcularımız 100 metreyi 1.5 saniyede koşuyor" der. rte’nin amerika gezisi biter ve dönerken amerika başkanı, bu 100 metreyi 1.5 saniyede koşan sporcuları çok merak ettiğini, bunu görmek için türkiye’ye geleceğini bildirir. bunu duyunca rte tutuşur tabiki. türkiye’ye gelir gelmez bütün danışmanlarını toplar ve bu olaydan nasıl kurtulacaklarını sorar. ancak danışmanlar bir şey bulamazlar. kurtulmak için son çare olarak cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer’e sorma kararı alırlar. cumhurbaşkanlığı konutuna gidilir ve durum cumhurbaşkanına anlatlır. ahmet necdet sezer birkaç saniye duraklar ve planı anlatmaya başlar:
"amerikalılar geldiğinde onları alıp anıtkabir’e götürün ve amerikalılardan atatürk’ü diriltmelerini isteyin. diriltemezlerse zaten koşucu bulmanıza gerek kalmaz, eğer diriltirlerse s.ke s.ke 100 metreyi 1.5 saniyede koşacaksınız."