umay umay

0 /
yaslibirkisarehindussedegunler
"senden uzaktayım şimdi. seni uzakta da olsa hissetmek inanılmaz mutlu ediyor beni. sen gidince aklım da peşinden yitip gidiyor.. biriyle mi konuşuyorsun ona bir şey mi söylüyorsun onunla mı gülüyorsun içim yanıyor. ama senden sonra gördüğüm o insan birden senden biri oluyor. senin baktığın her yer güzel artık, senin konuştuğun her insan, özel oluyor.

akşam ne yaparsın? yemeğe oturduğun zaman yanında kimler var? hangi yemeği seversin, neyi sevmezsin? hangi kitapları seversin? ne tür filmlerden hoşlanırsın? televizyon izler misin? gece dışarı çıkar mısın? arkadaşlarınla en çok neye gülersin? en çok kim kızdırır seni.. hangi futbol takımını tutarsın? bilmeliyim. senin hakkındaki bütün ayrıntıları öğrenmeliyim. çünkü ben de senin yaptıklarını yapacağım, ben de o dizileri izleyeceğim, ben de o yemekleri seveceğim ya da nefret edeceğim. bilmeliyim. baştan kuruyorum dünyamı. seninle yaşamaya başlıyorum. sen istemesen de hatta bilmesen de." diyen kadın.
goshenit
senin sağlığın nasıl? hapishanede yaraların geç iyileştiğini duymuştum. annelerin çok özlendiğini... beni hala iyi ve deli sanıyorsun ama öyle değil...

poison
melekler

kutsal melekler ısırır
öksürürler ve ağlarlar
dönme dolaba binerler
pamuk helva yerler
ve de hicbir sey hatirlamazlar.

pamuk helva yerler
ve de hicbir sey hatırlamazlar.

unutmadm zannedersin
bir ısırışla öpüşün farkına varmayarak
sokakları tinerliyordum

tanri bana izin ver
ver ki sabah kokum bile kalmasın.

ama ikimiz de biliyoruz
kaçarken çıkardığımız topuk sesleri
hayatı kırabilir...

senin çarşafındaki kan
benim yastığımdaki dudak izleri
melekler yüzlerini bana hediye ederken
yastığımdaki dudak izleri

biraz daha uyu, biraz daha yat kahve iç
tutunduğum rüyalar kahrımdan yollara fışkırıyor

biraz daha uyu, biraz daha yat kahve iç
tutunduğum rüyalar kahrımdan yollara fışkırıyor

saclarını ısırıyorum
cinnetini ortaya çıkaran televizyonun önünde öp
sen her zaman new york’tan daha güzeldin de
seni hiç kırmadım ki de
kim uydurdu bu yalanı?

kutsal melekler ısırır,
öksürürler ve ağlarlar.
periduht
1966’da trabzon’da doğdu.gerçek ismi umay gedikoğlu.
1990 yılında “hush” topluluğundan eray artan ve melih rona ile ilk müzik çalışmalarına başladı. “leprechaun” adını verdikleri bu toplulukla kısa bir süre çalışma yapan umay’ın pop rock tarzında çıkmış “umay umay” (1994), “naylon” (1996) ve "ağzı bozuk aşk mektubu" (2002) adlı üç albümü vardir.

2 çocuk annesi ve çok iyi bir anne olduğu söylenir..
ayrıca çok iyi bir yazardır umay.kitaplarının hepsi turuncu medya’dan çıkmıştır.
masmavi bir yazar,müzisyendir..
kalbi kırmızı olmayanlardan nefret eder.

rüya duvarları
orospu kırmızısı
bütün güzel çocuklar şüpheli
sokaklar uyudu artık öpüşebiliriz
34 u 442 /veda busesi
**
en önemlisi marjinaldir.
**
örnek bir şarkı sözüde burdadır:
yorulmam devam
fırtınam tamam
hadi kalk canına yandığım
savruk tembel beden
elimde hesap soran kızın
kayıp inançları
avlanan biz değiliz
korkunun naylon kanatları
sevemedim onları ben bir türlü
naylon öfke
kuru gürültü
ört üstümü şimdiden kirlenmeden
çıktığım yolum
çaldığın kapım
yetti sus canına yandıgım
yalan yanlış sözün
yüzünde yanık yenik kadınlardan
ödünç acı
ağlama biz biliriz
yırtılan naylon sevdaları...
passive
geçmişte ne yaşamış, neler görmüş ya da nolmuş ona bilmiyorum ama çok sağlam bir kalbi vardır. yaşadıklarıyla yoğrulan bir kalbi vardır.. o kalbini bizlere açtığı için sonsuz saygı duyuyorum kendisine.
goetica
artık hiç ağlayamadığımı babama söylemeyin. sakın ona, daha fazla sevmek için, ölümlerden kurtulmak için o adama a$ık olduğumu anlatmayın. o adamın anıları için çok içtiğimi, daha çok kadeh kaldırdığımı, eteklerimi savurarak dans ettiğimi, kendimi kırdığım yerde bir $i$e rom, bir parça ayna, ağzı bozuk bir a$k mektubu bulduğumu, pencereleri daha çok kırdığımı ne olur anlatmayın. bu geni$ ama hiçbir yeri görmeyen pencereleri..
goetica
" ölmüyordum göğsümü yaktım
gül annemdi dikene kızdım
ağla dedi küstüm ağlamadım
kalp sokakta vurulmaz sandım.. "
revenant
büyük bir hızla kendi hapishanemi inşa ediyorum. güvenilir ve pahalı çelik. çok ağladım, çok erkek oldum ama çok da kadın. kimseyle kendimle bile yaşayamadım.

şimdi sana çok kızdım.beni bir avuç mantara ve intihara sattın.yatağının altında saklanan bir tanrıça olduğuma ve seni terkedeceğime inandığın için müziği değiştirmedin. öyle kızdım ki bütün begonyalarımın suyunu içtim.

boşluğuna aşk düşürmek istiyorum.

ne kadar kalabalığım ve ne kadarsın içimde..

nedensiz de sevileceğini güzel yüzlü salak bir gitaristi sabaha kadar izleyince anladım. kendimi bir tek sözcüklere düzdürdüm.

hepimiz kahramanlarıyız birbirimizin, hepimiz birbirimizin soytanrısı..

bir, iki, üç, dört, beş....alti değil. hayat, benden gizlediğini hangi cebinde saklıyorsun?

umay umay’ın birkaç döküntüsüdür
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol