tembellik hakkı

insanın üretebilmesi için gerekli olan bir haktır.bedenen tembel olan birey daha çok düşünebilir, daha çok üretebilir. tarihte çoğu düşünürün yaşam koşullarını incelediğimizde onların üretebilmelerini zenginliklerine bağlayabiliriz. maddi zenginlik başka zenginliklerede yol açabiliyor.

bizi haftanın beş günü çalışmak zorunda bırakan bu sistemi kınıyorum! daha az çalışarak, kendi haklarımızı alarakta temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliz. hatta daha çok üretebilir, daha iyi bir şekilde varolabiliriz.

bu sebeplerden dolayı her bireyin tembellik hakkı olmalıdır!

bu arada paul lafargue tarafından yazılmış kapitalist sistemi eleştiren tembellik hakkını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. aynı tavsiyeyi kendimede yıllardır tekrarlamaktayım.

doğduğunuz andan itibaren birşeyler yapmak zorundasınız. okumak zorundasınız, aptal şeylerin kafanızın içerisine yerleşmesine izin vermek zorundasınız, o koca yıllar okuduktan sonra çalışmak zorundasınız. çalışmaya başladıktan sonra iyi bir statü sahibi olmak zorundasınız. bu statüyü kazanmak için iğrenç bir hırsa sahip olup insanlarla atmışcasına yarışmak zorundasınız. kendini bu koca dünyanın içerisinde göstermek zorundasınız. sürekli bir şeylere karşı zorunluluklarımız var. toplumun kuralları, geleneklerimiz, göreneklerimiz, hırslarımız, başkalarının senin adına karar verdiği yaşama tarzı vs vs. saymakla bitmiyor.

oysa şu an, şu saniye bir hamakta yatıp kitap okumak vardı. yada bir hamakta yatıp hiçbirşey yapmadan tembelliğinizin keyfini çıkarmak vardı.

aklıma gelmişken söyleleyim...

kapitalizm ziksin sizi.

6 yıl bu hakkımı kullandım.. sonra sıkıldım.. hıc bır sey yapmamak bile yormaya başladı

çok çalışmış, yorulmuş kişinin kendine tanıdıgı hak. yoktur öyle bir şey aslında, kişi tembellik yapmak için bunu hak terimi altına sokmuştur.

zardanadam şarkısı.sözleri;

çok cazip bir teklifti; kimse gelmiyor…
aradım herkesi; herkes hayatı erteliyor…
özlemişim bu mereti; doğrusu yalnız pek gitmiyor…
hayat uslandır beni; hayat çalıştır. hayat alıştır beni; bu bir yarıştır.
hayat uslandır beni; hayat çalıştır. hayat alıştır beni; bu bir yarıştır.

hayat uslandır beni; hayat çalıştır. hayat alıştır beni; bu bir yarıştır.
işte tatil düşüneyim; tatilde işi, ve “çılgın” hissedeyim kırınca işi…
öngörülmüş arızalar normal; böyle sistemin işleyişi..

çok cazip bir teklifti; kimse gelmiyor…
aradım herkesi; herkes hayatı erteliyor…
özlemişim bu mereti; doğrusu yalnız pek gitmiyor…
hayat uslandır beni; hayat çalıştır. hayat alıştır beni; bu bir yarıştır.
hayat uslandır beni; hayat çalıştır. hayat alıştır beni; bu bir yarıştır...

(bkz: oblomov)