bring me to life dinleyip panda makyajiyla ve gözünün ustunden çekmediği saçlarıyla etrafa pis pis bakan kız. bir arkadaş elbette.
sürekli depresif takılan liseli kiz
(bkz: sürekli gülen neşeli liseli kız)
şimdi iki modele baktığımızda hepimiz dikkat çekmek için öyle davrandığını söyleyecek güzel kızımızın.peki şimdi bir de başlık konumuza bakalım.evet o da dikkat çekmeye çalışıyor değil mi? ne güzel.peki hangimiz bazı davranışlarımızla dikkat çekmeye çalışmıyoruz ki?
ya da belki de gerçekten bir derdi var belki bilekleri kesik kimin umrunda?
ben hemen bir model çizerim kafamda ve dalgamı geçerim bir güzel.kime ne?
şimdi iki modele baktığımızda hepimiz dikkat çekmek için öyle davrandığını söyleyecek güzel kızımızın.peki şimdi bir de başlık konumuza bakalım.evet o da dikkat çekmeye çalışıyor değil mi? ne güzel.peki hangimiz bazı davranışlarımızla dikkat çekmeye çalışmıyoruz ki?
ya da belki de gerçekten bir derdi var belki bilekleri kesik kimin umrunda?
ben hemen bir model çizerim kafamda ve dalgamı geçerim bir güzel.kime ne?
biraz yaşının gerektirdiklerinden biraz da özentilikten böyledir bu kızlarımız, ama endişeye gerek yok birkaç seneye düzelirler..
aptal erkeklerin asık oldugu kız tıplemesı.’ egonuzu yerim sizin’
(bkz: ergen)
(bkz: liseli erkekler)
bir süre sonra da emo furyasina takilirlar ve kendilerini tamamen çarpik iliskilere ve depresyona sürüklerler. yoldan geçen birinden dayak yeseler canin sagolsun be abi diyecek kadar andaval ve duygusaldirlar.
(bkz: liselim)
normaldir, ergenlik çagının getirdigi gerginliktir. herkezde aynı etkiyi yapmasa da çogunlugunda böyledir.
grup halinde depresif takılanları da vardır. kimse fazla konuşmaz. grubun neşelisi olmak istemez hiçbiri. ne kadar nihilist olursa o kadar popüler olur grupta. arkadaşları ondan, "ne kadar karanlık ve içine dönük di mi?" diye bahsederler. şekerdirler ama, özellikle gülmemeye çalıştıkları zaman..
(bkz: tefal reklamindaki kiz)
depresyon hırkası vardır üstlerinde. burunları da akar bazen. "fırk fırk" diye geri çekerler. sevimlidirler. insanın simit atası gelir.
sürekli kazağının kolunu parmaklarının ucuna kadar çekip kambur yürümeye çalışır. ailesinin sorduğu sorulara hep" üffff" diye cevap verir. "üffff" tüm soruların ve sorunların cevabıdır onun için. her yerde depresif ve sıkıntılı olduğunu vurgulamak için saçma sapan cümleler kurar. her şey değişkendir onun için. sabit olan iki şey vardır, yatağının üzerindeki şarkıcı posteri ve kendisi gibi karamsar kankası. sürekli telefonda hayatın ne boktan olduğunu konuşur, herkesin onları yanlış anladığından bahsederler. arada doktorun verdiği etkisiz haplardan içerler, placebo yıllar çabuk geçip gider ama. doğrulur sırtları, memeleri büyüdükçe.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?