sözlüklerdeki siyasi gerginlik ve sessiz azinlik

ali biberon
son zamanlarda, sadece ekşi sözlük değil, bütün sözlükleri, bir yerden alıp, başka, bilinmedik yere götüren bir gerginlik var. kimisi bu gerginliği reklâm amaçlı, kimisi de bir şeyler, tezleri savunarak lehlerine kullanıyorlar. ama gerçek şu ki; reklâm amaçlı kullanan ve ortalığı kızıştıran kişiler, sessiz azınlıktan daha çok. peki, sessiz azınlık neden sessiz takılıyor? aslında en iyisini yapan bu sessiz azınlık, konuşmamayı ve provokatörlerin aletleri olmak istemiyorlar. çünkü " darbe " ve " cumhurbaşkanlığı seçimi " gibi çok ciddi ve geri dönüşümü olmayan konularla gırgır geçen yazar kişiler, sözlükte oldukça çok. bu sözlüğün iyi veya kötü olduğu anlamına gelmez. zaten sözlüğü iyi yapan da yazarların ve yazılarının kalitesidir.

darbe, yapılan mitingler, seçilemeyen ve bir türlü köşke çıkamayan cumhurbaşkanları, adayları. elbet biri çıkacak ama bunların bence, forum tarzı şeklinde tartışmanın yeri sözlükler değil. sözlüklerde sağcı ve solcu kavramlarının daha ne demek olduğunu bile bilmeyen yazarlar, solcu yazılarla, sağcı gibi davranıp şizofrenik bir hava estirmesi hiç de hoş değil. bu şizofrenik hava ile diğer yazarlarda çözülemeyen bir etki bırakıp, ortamı kızıştırma görevlerini layığıyla getiriyorlar.

darbe kötü bir şeydir, bir nesli siler. geri dönüşümü yoktur. sözlüklerde hala darbenin ve darbecinin yanında olan bir grup yazar, sözlüklerden uzaklaştırılmalı ve borularını meclis veya başbakanlık binalarının önünde öttürmesi gerekir. zira bunu yapamayan yazar, kimliksiz insandır. miting savunucuları, sempatizanları, sözlüğün daima havasını bozmuştur. daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, eğer bir millet, bir ülke, bir vatan, miting yapacak hale geldiyse, orda bir durmak lazım. neler oluyor deyip? neyin peşindesiniz? sorusunu yöneltmek lazım. türkiye cumhuriyeti, şu saatten sonra darbe gibi bir şeyi kaldıracak güçte değildir. hiç kimse türk insanını darbeye sürükleyemez, gaza getiremez. böyle şeylere izin veren sözlük yazarı, insan evladı değildir, vatan hainidir. darbeyi ve darbeciyi sevmek veya darbeden korkmak. mesele bu değil. mesele bunların tartışıldığı ortamların ne kadar seviyesiz insanlarla dolup taştığıdır.

insanlar siyasete ve siyasetçiye olan siyasi gerginliğini, iyi niyetli insanlardan çıkartabiliyorlar. bu ne demektir? siyasi gerginliğin insanlığa vermiş olduğu zararın ne kadar büyük olduğudur.

türkiye’de, aklımızın almadığı çeşitli oyunlar oynanmaktadır. şu evre de bile hala yüzleri gülebilen siyasetçiler, durumlarına üzülmeyen politakcılar, sözlük yazarlarının yani insanların üzerinde ters tepki bırakmaktadır. bir politikacının, bir insanın psikolojisini, gayri resmi yollardan etkileyeme hiç mi hiç hakkı yoktur. sözlüklerde açtığı başlıklar ile parti sempatizanlarını ve anti’cileri ortaya çıkarmayı bir görev olarak kendine benimsemiş yazar, kendisine yapılacak darbelerin en büyüğünü hak etmektedir. sözlükler, son zamanlarda, insanların kendi düşüncelerine kilit vurarak söyledikleri yer olmuştur. çünkü yazarlar, diğer gruplardan korkmaktadırlar. korkularını alevlendiren ise, vatandaşlık değerlerine gelen haince saldırılardır. türk insanı akıllı insandır. türk insanı böyle şeyler yapmamalıdır.

hiçbir sözlük yazarının cumhuriyeti, demokrasiyi, kendi içinde parçalarcasına ve buna destek verircesine yorum yapmaya hakkı yoktur. sessiz azınlığın ses çıkarmamasının tek sebebi, cumhuriyetine sahip çıkması ve onu canı uğruna sevmesidir.

cumhuriyet ve vatan sevdamızın gösterileceği yerleri miting olarak benimseyen yazarlar, kendi içlerinde iç-çatışma yaşamaktadırlar. çünkü ne yapacağını bilmeyen sözlük yazarı, siyasi gerginliği, yapılan anlamsız mitinglerde gerginlik yaratarak aramaktadır. işte özentilik de buradan doğmaktadır. biri ne yapıyorsa onu yapmak. neden böyle bir şey, böyle konularda canlanır maalesef anlamış değilim. doğru yolu bulamamak, içinden çıkamayacağımız psikolojik bağlantılara gireceğimiz anlamına gelir.

sözlük doğru yolu nasıl bulacak?

sözlük ve sözlükler önce, kendilerine iyi ve tarafsız moderatör alarak bu durumda ilk adımlarını atacaklar. bu alımı nasıl yapacaklarını bilmiyorum ama bir an evvel yapmazlarsa birçok sözlük maalesef 2000–2007 türkiye cumhuriyeti başbakanı recep tayyip erdoğan tarafından, mahkeme açılarak tek tek kapatılacak. sözlükteki siyasi gerginliklerden tek tek nasibini alan recep tayyip erdoğan’ın, böyle konularda ne kadar hassas ve ince olduğunu, bundan daha önceleri, mizah dergilerine ve köşe yazarlarına açtığı, manevi tazminat ve hakaret davalarından anlayabiliriz.

recep tayyip erdoğan’a, sözlükten saldırı yapmak ve laf atmak kolaydır.ama gönül ister ki; bu lafların arkasına saklanan yazar kimlikli, kimliksiz yazarlar bunları onun yüzüne de söyleyebilmelidir.sonuçta ben, bir " akp " sempatizanı değilim.anlaşılmamış nokta, akp sempatizanlarının kendilerini sözlüğün içinde başka yerlere kaptırmaları ve korkmalarıdır.bu korkuları yüzünden anti-sempatizanlar kendilerini ortaya daha net koyuyorlar.artık yazarlar, gerçek akp sempatizanlarını sözlüklerde görmek istiyor.muhakkak ki; sözlüklerde akp sempatizanı olup da, sesini çıkartamayan kişi sayısı çoktur.veya sözlükte kendine bir yer bir kimlik edinebilmek için, güvendiği partiyi bir hiçe sayarak, kendini başka liberal ve demokrat görüşler içerisinde gösteren birçok yazar gibi.yani sözlüklerde parti bölünmeleri başlamıştır.gerçek hayatta seve seve oy verdiği partinin savunmasını sözlüklerde yapamayan insanlar vardır ve bunu susturan moderatörler.burada işin kime düştüğünü, kimin suçlu, kimin suçsuz olduğunu umarım anlamışsınızdır.

türk insanını, türk insanına düşman edecek bu sözlük ortamını yaratan kişiler, sözlüklerden ebediyen sürülmelidir. bu kişisel sebeplerden dolayı çıkan ve siyasi gerginlikle fotosentez yapıp, ortaya çıkan gerginliklerden insanların etkilenmemesi ve daha güçlü olması gerekir. sözlük madem özgürlükçü bir ortamsa, bu inanca saygı duyup, bir başkasının özgürlük sınırlarına zarar vermeyecek derece de dikkatli olmalıdır.

reccep tayyip erdoğan’a, sözlük vasıtası ile saldırmanın dayanılmaz hafifliği içinde kaybolacak yazar çoktur. bu hafiflik öyle bir hafifliktir ki, hiçbir sözlük yazarını taşıyamaz. sol frame, siyasi başlıkları taşıyamaz hale geldi. sözlüğü formatından çıkartıp, bir siyasi arenaya çeviren kişiler, anti-cumhuriyetçi ve anti-milliyetçidir. umarım sözlükleri bu zamana kadar, olmayan siyasi bilgileriyle karıştıran insanlar, bir an evvel yok olurlar.

gerçek hayatta, hiçbir siyasi birliği, düşünceyi kendine benimsemiş insanların, gelip de sözlük ortamlarında ahkâm kesmelerini anlamış değilim. siyaset üzerine yorum yapmak için de, herhangi bir üniversitenin, siyasi veya türevi bölümlerini bitirmeye gerek yoktur. zaten sözlüklerde, üniversitelerinin siyasi bölümlerinde okuyan yazarlar, daha çok gerginlik yaratmakta ve ortalığı ateşe vermektedirler. bildiklerini ve öğrendiklerini, diğer sözlük yazarları ile efendi gibi paylaşamayan bu güruh, ülkenin başına geçecek olan başbakan ve cumhurbaşkanından nasibini en kısa zamanda alacaktır.

şu zamana kadar yazdığım yere kadar, sözlük ve sözlük yazarlarına, yöneticilerine birçok öğütlerde bulundum. kimseye önyargılı bakmayın ve davranmayın. türkiye bugünlerin üstesinden alnının akıyla geçecek ve bizim bilmediğimiz sessiz azınlık, mitinglere gerek kalmadan bu işi halledecektir.

unutmayın ki; sessiz azınlığın çiftesi pek olur.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol