(bkz: sınıfın en güzel kızı)
sınıfın en çalışkan ve güzel kızı sorunsalı
geçmişten günümüze dek vahametini koruyarak ulaşmış ilkokul döneminden tutun da üniversite sıralarına kadar taşınan sorunsal. ama ben ilkokul dönemini anlatıcam, uuu beybi en çok hareketi o dönem yaşıyormuşum demek ki...
ilkokul birinci sınıfta daha yazı yazıp insanlarla iletişim kurmanın medeni yollarını yeni yeni keşfedip okuma bayramında elman kırmızıya boyanıp yakana kırmızı kurdele iliştirilene dek bir çok sorunsal yaşarsınız. korkudan altına işeme sorunsalı, yazıp okuyamama sorunsalı, sınıfı sevmeme sorunsalı, sınıfın seni sevmeme sorunsalı, arkadaşını diğer zilliden kıskanma sorunsalı da sorunsalı. bitmez bunlar. en önemlisine gel sen, sınıfın en çalışkan ve güzel kızı sorunsalı. entryi okuyan kişi erkeksen, bu konu seni zerrece bağlamaz; ama eğer bir kızsan mutlaka ki mutlaka bunun kıyısından geçmiş ya da en geniş şekliyle bu durumun aynısını yaşayan biri olabilirsin.
sınıfın en çalışkan ve güzel kızı, bu entryi okuyanlardan biri isen, bu yazıları kıçına monte et güzelim.
her neyse, gülferi diye bir kız vardı. ilkokul birinci sınıftan taa dördüncü sınıfa kadar bu kaşarı çektim ben. evet, kaşar baştan kokar arkadaş. birinci sınıfta bile bunu olmayı başarabildiyse ne mutlu kukular ona.
saçlarını her tenefüste tarardı, ama bir de güzel parlardı ki sormayın! yüksek sesle konuşurdu, egosunu inşaa etmeye başlamıştı mal. ama biz de ne ezikmişiz ki izin verirmişiz onun kendisini şişirmesine. velhasıl kelam, bu kız yanında tuğçe diye bir sarışın kız vardı, sırada yanyana düşmüşler birbirlerini çok sevip "kanka" olmuşlardı. bir gün ellerini pergelle delip kanlarını akıtıp birleştirirken görmüştüm, o anda anladım ayrılmaz ikili olduklarını.
bu arada hepatit c’li olsa en yakın arkadaşın, yine de elini kesip kanını birleştirir miydim acaba? pisliğin tekiyim ya da belki sağlık düşkünü: hayır!
neyse bu mallar birleşince daha da güçlendiler, sınıfın erkeklerine kur yaparak rica ettikleri her ne varsa, kızlardan köle isaura kıvamına çevirip aynılarını talep ederlerdi. hayır bir de orospuyu hoca sınıf başkanı yapınca, iyice havalandı; götü dünyanın yörüngesine oturdu; indiremedik bir daha aşağıya. bildiğin tüm kızlar ezik kaldı bu sürtüğün yanında. bir gün ben kendi arkadaşımla konuşurken saçlarımı uzatsam mı ne dersin diye sordum, bu ferigül denen kaşar bir hışım dönüp iğrenç olursuuuuaaaaan deyiverdi. onun yüzünden ağladım tabi. vay sürtük boşu boşuna ağlatmış beni bak.
bir gün annesi de kalktı başımıza sınıf annesi kesildi. okullarda kız çocuklarının başında kalem ile bit araması yapıldı bir dönem hatırlar mısınız bilmem? bu kadın da öğretmenlere katılarak başımızda arama yaptı ve kendi kızını es geçti. zaten notları iyi kızın, tüm öğretmenler onu sevip kolluyor; biz lanet olası ezikler modunda geziniyoruz. öğretmenin ağzına pelesenk olmuş "anneni çağır yarın gelsin!"ler...
o anda anladım ki bu dünyada orospu ruhlu kadınların teranesi okunuyor.
ayrıca;
#1045127
ilkokul birinci sınıfta daha yazı yazıp insanlarla iletişim kurmanın medeni yollarını yeni yeni keşfedip okuma bayramında elman kırmızıya boyanıp yakana kırmızı kurdele iliştirilene dek bir çok sorunsal yaşarsınız. korkudan altına işeme sorunsalı, yazıp okuyamama sorunsalı, sınıfı sevmeme sorunsalı, sınıfın seni sevmeme sorunsalı, arkadaşını diğer zilliden kıskanma sorunsalı da sorunsalı. bitmez bunlar. en önemlisine gel sen, sınıfın en çalışkan ve güzel kızı sorunsalı. entryi okuyan kişi erkeksen, bu konu seni zerrece bağlamaz; ama eğer bir kızsan mutlaka ki mutlaka bunun kıyısından geçmiş ya da en geniş şekliyle bu durumun aynısını yaşayan biri olabilirsin.
sınıfın en çalışkan ve güzel kızı, bu entryi okuyanlardan biri isen, bu yazıları kıçına monte et güzelim.
her neyse, gülferi diye bir kız vardı. ilkokul birinci sınıftan taa dördüncü sınıfa kadar bu kaşarı çektim ben. evet, kaşar baştan kokar arkadaş. birinci sınıfta bile bunu olmayı başarabildiyse ne mutlu kukular ona.
saçlarını her tenefüste tarardı, ama bir de güzel parlardı ki sormayın! yüksek sesle konuşurdu, egosunu inşaa etmeye başlamıştı mal. ama biz de ne ezikmişiz ki izin verirmişiz onun kendisini şişirmesine. velhasıl kelam, bu kız yanında tuğçe diye bir sarışın kız vardı, sırada yanyana düşmüşler birbirlerini çok sevip "kanka" olmuşlardı. bir gün ellerini pergelle delip kanlarını akıtıp birleştirirken görmüştüm, o anda anladım ayrılmaz ikili olduklarını.
bu arada hepatit c’li olsa en yakın arkadaşın, yine de elini kesip kanını birleştirir miydim acaba? pisliğin tekiyim ya da belki sağlık düşkünü: hayır!
neyse bu mallar birleşince daha da güçlendiler, sınıfın erkeklerine kur yaparak rica ettikleri her ne varsa, kızlardan köle isaura kıvamına çevirip aynılarını talep ederlerdi. hayır bir de orospuyu hoca sınıf başkanı yapınca, iyice havalandı; götü dünyanın yörüngesine oturdu; indiremedik bir daha aşağıya. bildiğin tüm kızlar ezik kaldı bu sürtüğün yanında. bir gün ben kendi arkadaşımla konuşurken saçlarımı uzatsam mı ne dersin diye sordum, bu ferigül denen kaşar bir hışım dönüp iğrenç olursuuuuaaaaan deyiverdi. onun yüzünden ağladım tabi. vay sürtük boşu boşuna ağlatmış beni bak.
bir gün annesi de kalktı başımıza sınıf annesi kesildi. okullarda kız çocuklarının başında kalem ile bit araması yapıldı bir dönem hatırlar mısınız bilmem? bu kadın da öğretmenlere katılarak başımızda arama yaptı ve kendi kızını es geçti. zaten notları iyi kızın, tüm öğretmenler onu sevip kolluyor; biz lanet olası ezikler modunda geziniyoruz. öğretmenin ağzına pelesenk olmuş "anneni çağır yarın gelsin!"ler...
o anda anladım ki bu dünyada orospu ruhlu kadınların teranesi okunuyor.
ayrıca;
#1045127
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?