seyrani - ormanda büyüyen adam azgını
ormanda büyüyen adam azgını
çarşıda pazarda seyran beğenmez
medrese kaçkını softa bozgunu
selam vermek için insan beğenmez
alemi tan eder yanına varsan
seni de yanıltır mesele sorsan
bir cim bile çıkmaz karnını yarsan
meclise gelir de erkân beğenmez
her çeşit insandan birkaç eşi var
mektepten kovulmuş günah işi var
rabbi yesirde dört yanlışı var
tahsil etmek için irfan beğenmez
ellerin evinde çul fîraş olur
burnu sümüklüdür gözü yaş olur
bayramdan bayrama bir tıraş olur
gider berbere de dükkân beğenmez
dağlarda taşlarda dolaşan yörük
insanlar içine çıkmayan hödük
bir elife dili dönmeyen sürtük
şehirde tecvitle kuran beğenmez
yayladan yaylaya konup göçer de
arpayı buğdayı ekip biçer de
mısır yaprağın kıyıp içer de
tütünü bulunca duman beğenmez
bir odası vardır gayet küçücek
kendi aklı sıra keyf yetirecek
bir çanağı yoktur ayran içecek
kahveyi bulunca fincan beğenmez
seyranî söyledi bu doğru sözü
haddeden çekilmiş doğrudur özü
şehre gelin gitse bir köylü kızı
lal ü güher ister mercan beğenmez
seyrani
19. yuzyil gizemci halk siirinin buyuk ustasi, kuskusuz, seyranidir. dahasi, yergiciligi taslamaciligi bir bakima, gizemciligini bastiran, haksizliga, rusvete, kiyiciliga, toplumsal dengesizliklere, kaba sofuluga, ahlaksizliga karsi gozunu budaktan esirgemeden, korkmadan, cekinmeden savasim veren, bu arada inancasinin gereklerini de bir yana itmeden, siirsel yapidan, soyleyisten uzaklasmadan, etkin, kalici siirlerini saziyla halk icinde soyleyen guclu bir ozan seyrani.
siirlerinin cogunun bugun de guncelligini yitirmemis olmasi, halk katinda buyuk sayginlik kazanmasi, seyraninin gucunu belirlemesi bakimindan ilginctir.
seyrani, kayserinin simdiki adi develi olan everek ilcesinde dogmus, gene dogdugu yerde olmustur. yoksul bir mahalle imami olan cafer hocanin ogludur. asil adi mehmettir.
bir saptamaya gore, 1807 yilinda dogmus, 1866 yilinda olmustur. ancak, bu tarihlerin dogrulugu uzerinde kuskular da vardir.
medresede birkac yil okuduktan sonra ayrilmis, istanbula gitmistir. istanbulda yedi yil kaldigi anlasiliyor. istanbulda "bilimsel ve kulturel ogrenim" gordugunu siirlerinde soyluyor. bir yandan da alevi-bektasiligi secmis, tekkelere gitmistir.
yergici taslamaci yanini acimasizca kullanmaktan cekinmemistir. anlasilan odur ki seyrani dogasal olarak her turlu yanlisliklara karsi cikmadan, olaylari, kisileri yermeden edememektedir. bu yuzden olacak istanbulda seckinleri yerdigi icin hakkinda kovusturma acilmis, o da bir dostunun yardimiyla istanbuldan kacip develiye gelmis, bir daha da istanbula gitmemistir.
ozellikle orta anadoluda gezdigi anlasilan seyraninin "asik toplantilari"na katildigi, duzenlenen turlu sazli sozlu yarismalarda hep onde gittigi anlasiliyor.
yasaminin sonuna dogru bir sinir hastaligina da tutulan seyraniye son doneminde "deli" dendigi saptaniyor. seyraninin yasami acilarla, yoksulluklarla gecmistir. yasami boyledir de seyrani, butun bunlara karsin yasama sevincini hicbir zaman yitirmemistir. direncini yitirmemistir. yoksullugunu, cektigi acilari, dik kafali bir ozan olusuna baglamak da, pek yanlis olmaz. seyraninin yasadigi donemde ulkede de birtakim degisiklikler, yenilikler baslamistir. cagdas okullar acilmaya, yeni mahkemeler kurulmaya baslamis, ulkeye telgraf gelmis cesitli yenilesme cabalari gozlenir olmustur. butun bunlari seyraninin yakindan izledigini halkin uzerindeki etkileri gozledigini, siirlerinden cikarma olanaklari vardir. bu bakimdan seyrani, kendisinden onceki ozanlar gibi alisilmis konu sinirlarini asan cagdas olaylarin, olusumlarin icine girmeye calisan bunlari elestirel gozle degerlendirmeye yonelen bir ozan olarak ozellikle dikkati cekmektedir.
seyraninin bu yergici, taslamaci yani sira ictenlikli, duyarlilikli bir yani oldugu da goruluyor.
herhalde seyrani, caginin da tum halk siirimizin de uzerinde onemle durulmasi gereken en guclu, en ilginc ozanlarindan biridir. guncelligini yitirmeme basarisini gostererek, diliyle, deyisiyle, konusuyla, deme ustaligiyla guclu, saygin bir ozan seyrani.
siirlerinin cogunun bugun de guncelligini yitirmemis olmasi, halk katinda buyuk sayginlik kazanmasi, seyraninin gucunu belirlemesi bakimindan ilginctir.
seyrani, kayserinin simdiki adi develi olan everek ilcesinde dogmus, gene dogdugu yerde olmustur. yoksul bir mahalle imami olan cafer hocanin ogludur. asil adi mehmettir.
bir saptamaya gore, 1807 yilinda dogmus, 1866 yilinda olmustur. ancak, bu tarihlerin dogrulugu uzerinde kuskular da vardir.
medresede birkac yil okuduktan sonra ayrilmis, istanbula gitmistir. istanbulda yedi yil kaldigi anlasiliyor. istanbulda "bilimsel ve kulturel ogrenim" gordugunu siirlerinde soyluyor. bir yandan da alevi-bektasiligi secmis, tekkelere gitmistir.
yergici taslamaci yanini acimasizca kullanmaktan cekinmemistir. anlasilan odur ki seyrani dogasal olarak her turlu yanlisliklara karsi cikmadan, olaylari, kisileri yermeden edememektedir. bu yuzden olacak istanbulda seckinleri yerdigi icin hakkinda kovusturma acilmis, o da bir dostunun yardimiyla istanbuldan kacip develiye gelmis, bir daha da istanbula gitmemistir.
ozellikle orta anadoluda gezdigi anlasilan seyraninin "asik toplantilari"na katildigi, duzenlenen turlu sazli sozlu yarismalarda hep onde gittigi anlasiliyor.
yasaminin sonuna dogru bir sinir hastaligina da tutulan seyraniye son doneminde "deli" dendigi saptaniyor. seyraninin yasami acilarla, yoksulluklarla gecmistir. yasami boyledir de seyrani, butun bunlara karsin yasama sevincini hicbir zaman yitirmemistir. direncini yitirmemistir. yoksullugunu, cektigi acilari, dik kafali bir ozan olusuna baglamak da, pek yanlis olmaz. seyraninin yasadigi donemde ulkede de birtakim degisiklikler, yenilikler baslamistir. cagdas okullar acilmaya, yeni mahkemeler kurulmaya baslamis, ulkeye telgraf gelmis cesitli yenilesme cabalari gozlenir olmustur. butun bunlari seyraninin yakindan izledigini halkin uzerindeki etkileri gozledigini, siirlerinden cikarma olanaklari vardir. bu bakimdan seyrani, kendisinden onceki ozanlar gibi alisilmis konu sinirlarini asan cagdas olaylarin, olusumlarin icine girmeye calisan bunlari elestirel gozle degerlendirmeye yonelen bir ozan olarak ozellikle dikkati cekmektedir.
seyraninin bu yergici, taslamaci yani sira ictenlikli, duyarlilikli bir yani oldugu da goruluyor.
herhalde seyrani, caginin da tum halk siirimizin de uzerinde onemle durulmasi gereken en guclu, en ilginc ozanlarindan biridir. guncelligini yitirmeme basarisini gostererek, diliyle, deyisiyle, konusuyla, deme ustaligiyla guclu, saygin bir ozan seyrani.
(bkz: destan)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?