senfoni

goetica
ortaçağda genellikle şarkı, melodi gibi müzik şekillerine bu ad verilirdi. rönesans ve barok devirlerinde ise sadece aletlerle sunulan müzik parçası anlamına gelirdi. sonraları opera, oratoryo ve kantatların baş ve ortalarında çalınan çalgısal kısımlara senfoni dendi. a. scarlatti ve lully kilise ve oda senfonileri yazdılar. bunlar sonat formunda yani iki veya üç, kısımlık eserlerdi. birinci kısım yavaş, ikincisi çabuk ve üçüncüsü yine yavaş olarak yazılırdı. büyük orkestrayla beraber onsekizinci yüzyılda yeni senfoni şekli doğdu, hareketler ve şekil klasik bir hal aldı. berlin, mannheim okullarının yetiştirdiği besteciler bu müzik türünde eserler verdiler. özellikle üç viyana klasikleri; haydn, mozart, beethoven, bu türün en yetkin bestecileri oldular. haydn orijinal isimleri içeren 160 kadar senfoni yazdı. mozart son orkestra eseri olan "jupiter" senfonisi, haydn`ın klasik tarzdaki senfonileriyle beethoven`ın her biri yeni bir fikir sunan anlamlı ve konulu senfonileri arasında bir köprü görevi gördü. beethoven`in dokuz senfonisinden ilk ikisi mozart etkisi gösterir. ondokuzuncu yüzyıl ortalarına doğru edebiyatla başlayan romantizm her sanat dalında olduğu gibi müzikte de etki yaptı. ve schubert`le beraber senfoni türünde de kendisini gösterdi. schubert 9 senfoni yazdı ki bunlardan 8`incisi "bitmemiş" adıyla anılır. brahms ve bruckner gibi alman besteciler beethoven`dan etkilenerek eserlerini yazmışlardır. diğer taraftan fransız bestecisi berlioz ve franz liszt programlı senfoniyi tanıttılar. programlı senfoni, önceden hazırlanmış bir konuyu program içinde kalarak, müzik çalgıları aracılığıyla dinleyiciye sunmaktır. bu tür eserler anlatım içerirler. programlı senfoninin geçmişinin çok eskilere dayanmasına karşın bu yolda ilk bellibaşlı eser veren sanatçı berlioz`dur. "symphonie fantastique", "romeo ve juliette" gibi eserleri bu türe birer örnektirler. liszt`in "dante" ve "faust" senfonileri, "mazeppa", les preludes" gibi senfonik şiirleri de bu tarzda eserlerdir. richard strauss`un "till eulenspiegel`in şen maceraları", "don juan", "zerdüşt dedi ki..." senfonik şiirleri de bu tarza birer örnektirler.
her ulustan besteciler senfonik eserler yazmışlardır. bunlardan rusya`da çaykovski, çekya`da smetana ve dvorak, ingiltere`de edward elgar, italya`da respighi, finlandiya`da sibelius en önemlilerindendir
aysemayse
turgut uyar şiiri.

önce sesin gelir aklıma
çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
sonra cumartesi günleri gelir
sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.

kırk kere söyledim bir daha söylerim
savaşta ve barışta, karada ve denizde,
düşkünlükte ve esenlikte
zamanımız apayrı bize göre
yanyana olduk mu elele
aç kalsak ağlamayız biliyorum.

içim güvercinleri okşamış gibi rahat
sen yanımdayken ister istemez
geniş meydanlarda akşam üstleri
üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.

sen yanımdayken ister istemez
uzak ırmakları hatırlıyorum.

arasıra düşmüyor değil aklıma
yabancı kadınların sıcaklığı
ama allah bilir ya, ne saklıyayım
yanında ihtiyarlamak istiyorum...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol