bilgi sözlükten kişi olarak maddi bir menfaati olmayan, menfaatinin olmamasının verdiği rahatlıkla da gerek sözlük içerisinde gerekse sözlük sebebiyle gerek isteyerek gerekse istemdışı muhatap olduğu insanlara karşı lafını sakınmayacak olan; bu ilişkilerinde olabildiğince polemikten kaçınan, fakat ne kadar kaçsa da başı beladan kurtulamayan; kişilerle birebir sorunlarını da sevgi paylaşımlarını da sözlüğe yansıtmayan yazardır. bu sebepten ötürü perde arkasında en iyi anlaştığı kişileri de sözlük platformunda eleştiriden çekinmez; keza kişi olarak hiç kanının uyuşmadığı kişilerle de hemfikir olduğunu beyan eder. dolayısıyla en samimi olduğu kişilerin bile yalakalığını yapamamaktadır. kendisiyle anlaşabilen insanlar, onun bu yapısını sindirebilenlerdir. bu yazarın ricası, sindirim problemleri olanların mümkünse kendisinden uzakta hazım sancısı çekmeleridir; çünkü o kişilerin sindirme adına çıkarttıkları gazın sesinden ve kokusundan rahatsız olmaktadır. eleştiride bulunduğu gibi eleştiriye karşı müsamahalı olan bu yazarın tahammül edemediği yegane şey, laubaliliktir. kendisiyle muhatap olmak isteyen kişilerin de bir zahmet laubalilikten uzak bir tavır sergilemesi gerekecektir. çünkü laubali kişiler, istedikleri sonuca ulaşamadığında tepkilerini ya çirkeflikle gösterir ya da bok at izi kalsın felsefesinini özümser. ve de bu sözleri kendi nickinin altına yazan bu kişinin ne mahalle kavgasına girecek enerjisi ne de atılan bokları temizlemeyi göze alacak midesi bulunmaktadır. son olarak kendisini sevene de sevmeyene de saygısını sunar. sevgisini ya da antipatisini ise birebir olarak paylaşmayı tercih eder; yeter ki karşısında o diyalogu kurabilecek olgunlukta birileri olsun.
schenardi
bir hukuk sektörü insanı olduğu takım elbiseyle adliye koridoru veya avukatlık bürosunda görülmediği sürece dışardan anlaşılamayacak olan, davranışlarının ve ilgi alanlarının standart hukukçu kitlesiyle pek de örtüşmediği, meslek olarak hukuku seçmekten ötürü mutlu ve gururlu olan fakat bu sektörden nasıl para kazanabileceğine dair henüz en ufak bir fikri olmayan ama yine de hala umudu olan, bir arkadaşının popüler olarak tanımladığı () ancak bu popülerliğin sebebinin bu kişinin ortamın geneline aykırı duruşu olmasından başka bir şey olmadığı dolayısıyla bu popülerliğin dönüşünün sevilme,sayılma, takdir edilme, arkadaşlık/dostluk kurulma, toplu organizasyonlarda aranılan kişi olma gibi değil de tek sözle "kalabalığın içinde yalnız kalma" olarak gerçekleştiği, içindekileri dışarı kusma adına bulduğu son ortamın da bilgisözlük olduğu yazarımsı kişi...
ketumun allahı kişi. konuşturabilene ask olsun. bir de konuşucakmış gibi yapıp feyk atar. ama çalışmalarımız devam ediyor.
birde porno ile ilgili itinalı yazı yazabilmektedir kendisi....
ne zamandır kendi başlığına bir şeyler karalamayan yazardır. lakin sabah muhatabı olduğu bir diyalogta geçen bir ifadeden ötürü kendi başlığını canlandırma ihtiyaci hissetmiştir. sözkonusu ifade, sözlüğün bizzat sahibine aittir ve bu ifadede benim sözlüğü lekelemeye çalıştığı belirtilmektedir. sonrasında da "ek$i sozlugun bile page ranki 4 iken $u anda page ranki 5 olan turkiye’nin tek sozluk sitesi hakkinda konu$tuğu" kendisine hatırlatılmıştır. her şeyden önce şunu belirtir ki kendisinin sözlük kurumuyla bir alacağı-vereceği bulunmamaktadır. kişilerden alacakları ya da birilerine borcu olabilir, bunların hesabı kişilerle kendisinin arasındadır. sözlük bünyesinde öyle ya da böyle varlığını bugüne getirmiş ve kovulmadıkça varlığını devam ettirecek kişidir. ama işte kurum, şahıslarla özdeşleştirilir ve yönetim kurulu da aile saadeti esas alınarak kişisel ilişkilere dayalı olarak kurulursa onun şahsi fikrini söylemesi de sözlüğü lekelemeye yönelik hareket olarak algılanır. olsun varsındır bu adam yapısı itibariyle kendi fikrini söylemekten çekinmeyecektir, nasılsa bunu yapmaktan ötürü kendi gözünde kaybedeceği hiçbir şey bulunmamaktadır.
gecenin bir vakti, başta 10 dakika muhabbet edecez diye anlaşmıştık. lakin muhabbet tadından yenmez bir hale dönünce dakika hesabını bırakıp saat hesabı yapmak zorunda kaldık ki keşke her muhabbet böyle olsa...ne denli hoş muhabbetli bir insan oldugunu örnekli olarak şahit oldugum kalitesi tavanda olan güzel insan.
avukattan cok bir savciyi animsatan kisi, gayrettepeye dussem onun sorguladigi gibi bir sorgudan gecirilmezdim herhalde, dj avukat dialogu kuvvetli, sesini kaydettigim icin hala biraz gicik oldugunu saniyorum felan felan entrysinden dolayi, keza iyidir, hostur, harddiskinde yer yoktur, iki gece onceki yorgunlugumu ve yuzumdeki tebessumu borclu oldugum insandir.
avukatlığın çok yakıştığını düşündüğüm zat. bir de radyodaki ilk yayınımda kendisi bana üç saattir katlanmaktadır.teşekkürü borç bilirim kendilerine.
babanın 657 sayılı kanuna tabi bir memur olmasından mütevellit; köy köy, şehir şehir dolaşmış - binlerce kişi tanımış; bu kişiler arasında türkçe bilmeyenleri, dağa çıkanları, dağdan inenleri, çıplak ayak yürütülenleri, ceza evinden çıktıktan sonra yürüyecek hali kalmayanları, kafası kesilenleri, kafa kesenleri, tarla sürüp çocuk okutanları, çöp karıştırıp yemek bulmaya çalışanları.. görmüş
ayrıca annenin, teyzeninin, amcanın hükümette ve bürokrasi içerisinde yer almasından dolayı fazlasıyla yalaka, üçkağıtçı, hileci, hud’acı, desiseci tanımış
-tanımaya devam eden biri olarak - ben ;
çok az dürüst adam tanıdım, doğru söyleyen birine rastlamanın ne kadar zor bir şey olduğunu bilen biri olarak, schenardi ’yi tanımaktan zevk duydum..
bugünlerde; sen şusun, sen busun diyen zavallıların bok atmaya, polisçilik oynayıp mahkeme kuran pisliklerin ekmek kapısı haline getirmeye çalışağı biridir..
ne bok attırır, ne hakkını yedirtir o da ayrı bir mevzu..
ayrıca annenin, teyzeninin, amcanın hükümette ve bürokrasi içerisinde yer almasından dolayı fazlasıyla yalaka, üçkağıtçı, hileci, hud’acı, desiseci tanımış
-tanımaya devam eden biri olarak - ben ;
çok az dürüst adam tanıdım, doğru söyleyen birine rastlamanın ne kadar zor bir şey olduğunu bilen biri olarak, schenardi ’yi tanımaktan zevk duydum..
bugünlerde; sen şusun, sen busun diyen zavallıların bok atmaya, polisçilik oynayıp mahkeme kuran pisliklerin ekmek kapısı haline getirmeye çalışağı biridir..
ne bok attırır, ne hakkını yedirtir o da ayrı bir mevzu..
artık biraz rahat bırakılması gereken yazar.
sözlükte uzun zamandan beri at koşturan yazar insanı. gereksiz yazısına rastladığımı hatırlamıyorum. umarım hayatta aradığını bulur.
yazdiklarini 4 ki$i okuyup ancak bir sonuca varabildigimiz super lawyerimiz.anlayamiyoruz arkada$ yazdiklarini, en sonunda babami cagirip okutturuyorum eski adamdir osmanlica da olsa bilir diye, o bile kalakaliyor cok zaman.bize de yazik.
en başından beri düzgün türkçesi ile dikkatimi çeken, gerçekte de avukat olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmadığım bilgiç olmakla beraber, geceleri uyumayan ve dinleyicilerini uyutmayan yayın ortağımdır kendileri.
tecrübenin yenilen kazıkların toplamı olduğunu kazık yiye yiye öğrenen birisi olarak hayata dair kendi kendine dikte emteye karar verdiği birtakım hususları sözlükle paylaşmak isteyen kişidir. paylaşır çünkü ola ki bu kendine söylediklerini bir an unutacak olur; o halde arkasında sözüne ilişkin somut delil bırakmayı ve bu somut delil sayesınde bunların kendisine hatırlatılmasını temenni eder.
1. önce çuvaldızı kendine batıracaksın. iğneyi batırmanın kolay çuvaldızı batırıp acısını hazmetmenin zor olduğunu unutmayacaksın.
2. sana iğne batırmaya kalkanlara birinci prensibini bir şekilde öğretmeye çalışacaksın.
3. asla kimseyi kendin gibi bilmeyeceksin. senin gibi davramadılar diye de kimseyi yargılamayacaksın.
4. fırlamalık gerektiren ortamlardan uzak duracak, kendi karakterini bilecek, dışardan nasıl algılanırsan algılan özünde duygusal bir insan olduğunu unutmayacaksın. bu yüzden de duygularının istismar edilme ihtimalini hep önplanda tutacak, insanlarla yüzgöz olmaktan mümkün olduğunca kaçınacaksın.
5. ne kendini deliliğe vuracak, ne de ruhunda beslediğin deliyi insanlara anlatmaya çalışacaksın. bileceksin ki senin insanlara önceden "ben deliyim" demen, sen delirdiğinde "aaa deliymiş bu" deyip seni dışlamalarına engel olmayacaktır. seni insanların üç seneden evvel hazmedemeyeceklerini, ayrıca bu kadar süre sana tahammül gösteren insan sayısının da vücudundaki parmak sayısından daha fazla olmayacağını, fakat hazmedenin de senin tadından hiç pişman olmayacağını gözden kaçırmayacaksın. seni herşeye rağmen sevebilenlerin kıymetini bileceksin.
6. alkolü kesinlikle sakinleştirici, rahatlatıcı bir etmen olarak kullanmayacak; alkolün bu anlamda üzerinde yalnızca sinirliliğini tetikleyip seni kontroldışı hale getireceğini unutmayacaksın.
7. elmayla armudu karıştırmadığın gibi sinirini bozan kişi ve ortamlardan ayrılıp başka kişi ve ortamların yanına gittiğinde önceden kalma sinirini yeni katıldığın yere taşımayacak; sağduyunu muhafaza etmenin bir şekilde bir yolunu bulacaksın. olayları bağımsız ele alacak, o an bir şekilde "yapman gereken"in ne olduğunu tespit edip ona göre hareket etmeye çalışacaksın.
8. tükürdüğünü yalamayacaksın , gururundan vazgeçmeyecek, kendin için en üst olgu olarak gururunu korumaya devam edeceksin; fakat bunu yaparken gurur budalası olmayacaksın. hayatta her alanda olduğu üzere burada da bir sınır olduğunu ve bu sınırın aşılmaması gerektiğini unutmayacaksın.
9. kimseye kin beslemeyecek, sana karşı artniyetli olan kişilere bile hakkını helal edebilecek hümanizmi edinmeye bakacak; kimsenin de hakkını yemeyecek; bu dünyadan üzerinde kul hakkı ile göçmeyeceksin.
10. bu entry deki listeye bundan sonra da daha çoooook maddeler eklenmesi gerektiğini unutmayacak, her daim kendine bu hatırlatmaları yapmaya deva edecek, bundan asla gocunmayacak, başta kendine olmak üzere kimseye olan saygını yitirmemeye bakacaksın. dolayısıyla da bu entry i saygılarını sunarak bitireceksin...
1. önce çuvaldızı kendine batıracaksın. iğneyi batırmanın kolay çuvaldızı batırıp acısını hazmetmenin zor olduğunu unutmayacaksın.
2. sana iğne batırmaya kalkanlara birinci prensibini bir şekilde öğretmeye çalışacaksın.
3. asla kimseyi kendin gibi bilmeyeceksin. senin gibi davramadılar diye de kimseyi yargılamayacaksın.
4. fırlamalık gerektiren ortamlardan uzak duracak, kendi karakterini bilecek, dışardan nasıl algılanırsan algılan özünde duygusal bir insan olduğunu unutmayacaksın. bu yüzden de duygularının istismar edilme ihtimalini hep önplanda tutacak, insanlarla yüzgöz olmaktan mümkün olduğunca kaçınacaksın.
5. ne kendini deliliğe vuracak, ne de ruhunda beslediğin deliyi insanlara anlatmaya çalışacaksın. bileceksin ki senin insanlara önceden "ben deliyim" demen, sen delirdiğinde "aaa deliymiş bu" deyip seni dışlamalarına engel olmayacaktır. seni insanların üç seneden evvel hazmedemeyeceklerini, ayrıca bu kadar süre sana tahammül gösteren insan sayısının da vücudundaki parmak sayısından daha fazla olmayacağını, fakat hazmedenin de senin tadından hiç pişman olmayacağını gözden kaçırmayacaksın. seni herşeye rağmen sevebilenlerin kıymetini bileceksin.
6. alkolü kesinlikle sakinleştirici, rahatlatıcı bir etmen olarak kullanmayacak; alkolün bu anlamda üzerinde yalnızca sinirliliğini tetikleyip seni kontroldışı hale getireceğini unutmayacaksın.
7. elmayla armudu karıştırmadığın gibi sinirini bozan kişi ve ortamlardan ayrılıp başka kişi ve ortamların yanına gittiğinde önceden kalma sinirini yeni katıldığın yere taşımayacak; sağduyunu muhafaza etmenin bir şekilde bir yolunu bulacaksın. olayları bağımsız ele alacak, o an bir şekilde "yapman gereken"in ne olduğunu tespit edip ona göre hareket etmeye çalışacaksın.
8. tükürdüğünü yalamayacaksın , gururundan vazgeçmeyecek, kendin için en üst olgu olarak gururunu korumaya devam edeceksin; fakat bunu yaparken gurur budalası olmayacaksın. hayatta her alanda olduğu üzere burada da bir sınır olduğunu ve bu sınırın aşılmaması gerektiğini unutmayacaksın.
9. kimseye kin beslemeyecek, sana karşı artniyetli olan kişilere bile hakkını helal edebilecek hümanizmi edinmeye bakacak; kimsenin de hakkını yemeyecek; bu dünyadan üzerinde kul hakkı ile göçmeyeceksin.
10. bu entry deki listeye bundan sonra da daha çoooook maddeler eklenmesi gerektiğini unutmayacak, her daim kendine bu hatırlatmaları yapmaya deva edecek, bundan asla gocunmayacak, başta kendine olmak üzere kimseye olan saygını yitirmemeye bakacaksın. dolayısıyla da bu entry i saygılarını sunarak bitireceksin...
çok acı bir şekilde intikam alacağım kişi.
buralara getiren entry; #688260
tanım:müebbet muhalif.
konunun özü: bu adamın tarzını hiç sevmiyorum.
tanım:müebbet muhalif.
konunun özü: bu adamın tarzını hiç sevmiyorum.
gel içelim diye kandırdığı genç dimağı 2 bira sonra annem aradı ben gidiyorum diye satan geleceğin doktor avukatı.muhabbeti tadından yenmeyen mümtaz şahsiyet.
entry numarasını yollayıp, begenirsen mukemmel oy bas dedigim ve ardından entryimi, otur sıfır altında gormeme sebep olan adam.
ulan niye mukemmel basmadın dediğimde, ben prensipli bir adamım cevabını verip bir an içimde ki seri eksi oy veren ibneyi uyandırmıştır. ardından yönetimden gelen oylamada ki kankalık faktoru mesajı geldi, korktum..
ulan niye mukemmel basmadın dediğimde, ben prensipli bir adamım cevabını verip bir an içimde ki seri eksi oy veren ibneyi uyandırmıştır. ardından yönetimden gelen oylamada ki kankalık faktoru mesajı geldi, korktum..
houston ’dan mesajlaşmadan duramadıgım adam.
(bkz: muntazaman ibneleşiyorum)
(bkz: muntazaman ibneleşiyorum)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?