sanırım sözcüğün anlamını sallamışım biraz çünkü paragrafta şu şekilde geçmekte:
"lucien ona uzun uzun intiharını, annesini arzulamış olduğunu ve bir sadikoanal olduğunu, aslında hiçbir şeyi sevmediğini, her şeyin ona gülünç geldiğini anlattı. bergere ona derin derin bakarak tek bir söz söylemeden dinliyordu onu. lucien anlaşılmış olmayı tadına doyulmaz bir şey olarak görüyordu. bitirdiği zaman bergere teklifsizce kolunu onun omzuna attı ve lucien bir limon kolonyası ve ingiliz tütünü kokusu duydu."
sadıkoanal
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?