"p", erkeğin cinsel kimliği meselesini irdeleyen mizahi bir roman. henüz bir hafta önce piyasaya sürüldü ve yazarının adını gizlemesinden ötürü edebiyat çevresinde bir tartışmayı beraberinde getirdi. tartışma, kitabın takma bir isimle yayınlanmasıyla ve yazarın kendini gizlemesiyle ilgili. enis batur, romanın takma adlı yazarının kendi adını çağrıştırması nedeniyle, şahsına hakaret edildiğini ileri sürdü ve yayınevi sahibi cem mumcu ile arasında yarı gizli-yarı açık bir polemiği başlattı.
evvela, enis batur’un gereksiz bir alınganlık gösterdiğini düşünüyorum. kitabın yazarının o olmadığı her iki tarafın açıklamalarına göre kesinlik kazanmış durumda. enis roman takma ismi, kitabın adını tamamladığı ve zekice bir sözcük oyunu yaratığı için seçilmiş. enis batur, isme takılıp kavgayı başlatmakla biraz acele etmiş kanımca. böyle yapmakla, farkında olmadan kitabın reklamını da yapmış oldu.
bu noktada ikinci mesele de, yazarın takma bir isimle roman yayınlamasının etik olup olmadığı. bu mesele, çeşitli ortamlarda enine boyuna tartışılıyor ama ben hala neden tartışıldığını tam anlayabilmiş değilim. müstear isimle kitap yayınlamak, ülkemizde, öteden beri gelenektir. anlı şanlı büyük yazarlarımız da, çeşitli nedenlerle müstear isimle kitap yayınlamışlardır. takma isimle roman yazdı diye, yazarın eleştirilmesini biraz tuhaf buluyorum.
roman, boyu 32.6 cm olan penise sahip bir adamın başından geçenleri anlatıyor ya. daha ne anlattığı, neyi nasıl anlatıldığı bilinmeden, hemen "cinsel sömürü yapılıyor", "edebiyat magazinleştiriliyor" eleştirilerine de maruz kaldı. bu eleştirinin haksız ve yanlış olduğunu, romanı henüz okuyan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim. takma ismin enis batur’u çağrıştırması nedeniyle yayınevinin işgüzarlığının eleştirilmesinin nisbeten haklı yanları vardır. ancak romanı salt erkeklik organının maceralarını anlatıyor diye "iğrenç", "çiğ", "basit", "ucuz" diye nitelemenin haksız ve iyiniyetten mahrum olduğunu, kitap okunmadan varılan bir önyargının ürünü olduğunu düşünüyorum.
"p", ucuz bir seks romanı değil. "p", içi boş, değersiz, hayata ve insana dair bir şey söylemeyen bir "kaçış edebiyatı" ürünü değil. "p", başından sonuna kadar penisten bahsetse de "iğrenç" bir roman değil. "p" elbette bir şaheser de değil. kendi çapında, insana ait bir meseleyi, önemli bir meseleyi, sadece erkek açısından değil, kadın açısından da önemli bir meseleyi –cinsel kimlik meselesini- ironik bir dille irdeleyen, eğlenceli bir roman. satır araları dikkatle okunduğunda, toplumun değişik katmanlarına sosyal eleştirilerde bulunulduğunu görmek de mümkün. bu bağlamda, "p", dertsiz, tasasız, iddiasız bir roman da değil. kendi içinde tutarlılığı olan, söyleyecek lafı olan bir roman bu. cinsel kimlik meselesi romanın merkezinde yer almakla birlikte; yetmişli, seksenli ve doksanlı yılların, yapmacıksız, içten bir üslupla ve detaya girilmeden eleştirilmesi, insanları tüketime özendiren kapitalist sistemin içyüzünün ortaya konması bu açıdan dikkate değer.
ciddiyetle tebessümü ustaca harmanlayan bir roman "p". üstelik pek mütevazı, sevimli ve şirin. bağırmadan, vaaz vermeden, sindirmeden diyeceğini deyiveriyor okura.
kitabın arka kapağında "erkekler dikkat! bu roman özgüveninizi sarsabilir" notu yazılı. yanlış anlaşılmasın, her açıdan "ortalama" bir insanım. roman bittiğinde özgüvenim sarsılmadığı gibi, kendimi daha çok sevdiğimi ve kendimle daha barışık olduğumu hissettim. sanki, "p" ve "enis" ayrılığının romanın sonunda birleşmesi, "p"nin enis’le bütünleşmesi gibi, roman bittiğinde kendi erkekliğimde (kişiliğimde) bir bütünlenme (=barış) hasıl oldu.
enis roman – " p ", roman, okuyan us yayınları, istanbul, mart 2007, 284 s.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?