60 yıllık romancı, öykücü, cumhuriyet gazetesi yazarı...
garipler sokağı, suçumuz insan olmak, insan bir ormandır, düş ekmeği, akşam kuşları, yeşil ev, atatürk bir gün gelecek romanlarının yanısıra önce ekmekler bozuldu, aşksız insanlar, bizans definesi, bulutun rengi, berber aynası, yalnızlık bana yasak, tarzan öldü, istinye suları, karşı kıyılar, lunapark, ey gece kapını üstüme kapat adlı öykü kitaplarının yazarıdır.
oktay akbal
hiroşimalar olmasın adlı kitabındaki sadako sasakinin öyküsü gözlerinizi yaşartır:
ii. dünya savaşını sona erdirmek amacıyla, amerika birleşik devletlerinin hava kuvvetleri tarafından hiroşimaya atom bombası atıldığında küçük kız bu şehirde yaşıyordu. atom bombasının yaydığı radyasyon sonucu sadako sasaki 10 yıl sonra öldü. sadakonun gösterdiği cesaret, onu japon çocuklarının gözünde kahraman yaptı. bu sadakonun hikâyesiydi.
1954 yılının bir ağustos sabahı sadako giyinir giyinmez dışarı koştu. japonyanın sabah güneşi koyu renk saçında ışıltılar saçıyordu. gökyüzü masmaviydi, buluttan eser yoktu. bu aslında iyi işaretti.
sadako her zaman bir şansın doğacağını umut ederdi. evine döndüğünde kız kardeşiyle iki erkek kardeşini hala mışıl mışıl uyurken buldu. sadako birçok iyi şans işaretleri daha bulmuştu ancak bu iyi şanş işaretleri kötüye gitmişti.
sadako o felaket gününden sonra hastalandığını öğrendi.
kâğıttan bin turna kuşu efsanesi der ki: bir insan hastalandığında, kâğıttan 1000 adet turna kuşu yaparsa, bunu gören tanrılar bu kişiyi sağlığına kavuşturacaktır.
bunu bilen sadako, hastalığını cesaretle karşılayıp, kâğıt turnaları katlamaya başlar ve konuşur turnalarıyla: "kanatlarınıza huzur yazacağım. böylece tüm dünyada uçabileceksiniz."
ne yazık ki, bu küçük japon kızının yaşamı 1000 turnayı katlamaya yetmeyecek ve 25 ekim 1955 günü 644 turnayı katlarken hayata gözlerini yumacaktır. yine de arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömerler.
ii. dünya savaşını sona erdirmek amacıyla, amerika birleşik devletlerinin hava kuvvetleri tarafından hiroşimaya atom bombası atıldığında küçük kız bu şehirde yaşıyordu. atom bombasının yaydığı radyasyon sonucu sadako sasaki 10 yıl sonra öldü. sadakonun gösterdiği cesaret, onu japon çocuklarının gözünde kahraman yaptı. bu sadakonun hikâyesiydi.
1954 yılının bir ağustos sabahı sadako giyinir giyinmez dışarı koştu. japonyanın sabah güneşi koyu renk saçında ışıltılar saçıyordu. gökyüzü masmaviydi, buluttan eser yoktu. bu aslında iyi işaretti.
sadako her zaman bir şansın doğacağını umut ederdi. evine döndüğünde kız kardeşiyle iki erkek kardeşini hala mışıl mışıl uyurken buldu. sadako birçok iyi şans işaretleri daha bulmuştu ancak bu iyi şanş işaretleri kötüye gitmişti.
sadako o felaket gününden sonra hastalandığını öğrendi.
kâğıttan bin turna kuşu efsanesi der ki: bir insan hastalandığında, kâğıttan 1000 adet turna kuşu yaparsa, bunu gören tanrılar bu kişiyi sağlığına kavuşturacaktır.
bunu bilen sadako, hastalığını cesaretle karşılayıp, kâğıt turnaları katlamaya başlar ve konuşur turnalarıyla: "kanatlarınıza huzur yazacağım. böylece tüm dünyada uçabileceksiniz."
ne yazık ki, bu küçük japon kızının yaşamı 1000 turnayı katlamaya yetmeyecek ve 25 ekim 1955 günü 644 turnayı katlarken hayata gözlerini yumacaktır. yine de arkadaşları, eksik kalan 356 turnayı katlayıp onunla birlikte gömerler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?