mükemmeliyetçi

melusine
herseyin kusursuz olmasini isteyen ancak hicbir zaman kusursuz insan olamayacagi icin kendi icine donup hayati kendine dar edecek kisilerdir.mukemmeliyetci kisiler bir iste basarisiz veya vasat olmaktansa o ise hic baslamamayi tercih ederler ve mukemmeliyetci kisilikleri yuzunden elde edebilecekleri basarilari da elde edemez ve vasat bir insan olarak hayatlarini devam ettirmek zorunda kalirlar.
walide sultan
bu basligin altinda incelenecek, gercek insan yoktur. bu tezi savunanlar (varsa sayet)kesinlikle mukemmel degillerdir...robot seklindeki insan modelleri, hata yapmamaya programlanmistir...onlarin,’mukemmel ornekler’, olmalari gerekmektedir...onlar olurlar da. cunku onlarin gercek insanlar gibi duygulari, zaaflari, hasletleri yoktur...
gercek insanlar ise, mukemmel olamazlar. mukemmel insan denilebilecek insanlar ise "mukemmele ulasma cabasinda olan insanlardir"...hep daha iyiye daha az hata yapmaya sartlandirirlar kendilerini...kisinin salt kendi kendine yasadigi baska insan faktorlerinin bulunmadigi bir dunyada bunu gerceklestirmek kolaydir...fakat etkilesimler diye bir sey vardir, yolun basinda hesaplanmayacak ve program ayarlarinin, kapasitesi icinde olamayacak unsurlar vardir. bu yuzden ne kadar ugrasirsa ugrassin kisi, asla mukemmeli yakalayamaz. ancak ornek insan, bu cabayla yasayan insandir...oyle toplara gelisine vurmayan, planlari, programlari hedefleri olan insan modelleridir bunlar...
ve bu insanlar yola cikarken daima hata paylarini yanilma paylarini da yanlarina alirlar, buna gore bunyelerini hazirlikli tutarlar...
lakin onlar bile yanilirlar, hayal kirikliklarina ugrarlar, cunku insanla ilgili butun gerceklerin hesaplanmasi ve bunun muspet ilimler baglaminda hareket edilip, bazi reel veriler kullanilarak cozumlenmesi mumkun degildir...
ornek verecek olursak;
bir sanatci dusunelim butun hayatini sanatin icinde gecirmis bir muzik sanatcisi olsun bu insan...herseyini, butun muzik birikimini ortaya koyarak bir album hazirlamistir. ona kalsa piyasaya ciktigi gun kendisini anlayan gercek muzikseverler tarafindan kapisilacak, o da emeklerinin karsiligini alacaktir...
ama olmaz iste, kazin ayagi oyle degildir...yapimcilarin( bu is icin ortaya para koymus olan insanlarin) beklentileri vardir burada is finans olayina baglanir. ve derler ki bu degerli insana,- sen yap bakalim bir iki tane de soyle ’piyasa sarkisi’, onlar da bulunsun bunun icinde...
simdi ne yapacaktir bu insan olmaz benim ilkelerim var deyip oyle oturdugu kosede, kendi kendine terennum edip, omrunun sonunun gelmesini mi bekleyecektir...hem paylasilmadikca eserlerinin degeri nasil yerini bulacaktir...ve caresiz razi olur. bir iki gun de bu piyasa sarkilari icin ugrasir, butun omrunun en kotu anlaridir onlar, cunku kendine ihanet etmektedir. ama mecburdur,cunku bu isler boyle yurumektedir...
simdi bunu yasadigimiz su degerli sozlugumuz, bazinda dusunursek; sozlukte oyle ayipli yerli yersiz kufurlu basliklarin acilmasina sebep olan neden de budur. sirf bunlari gorup okumak icin buraya gezmeye gelenler vardir, onlarin da haklarina saygi duymak, sozlugu yasatmak, yarinlara ulastirmak realitesi vardir...
demek ki yola ne kadar mukemmelliyetci bir ruhla cikilmis olursa olsun, bunun tam gerceklesmesini engelleyecek bazi seylere katlanmak durumu vardir. ve bu son derece dogaldir...
486
sanırım bana uyan tanım. şöyleki; kolay kolay beğenmez,herşeyin kurallara uygun olmasına özen gösterir, bir yapıya sahip olmak olsa gerek, bazen benim bile kusursuz oyu verdiğim olmuyor değil tabi...

bu gün saat 20:00 sularında bahariye’de telefonla konuşarak yürüyen şirin bayana selam ederim...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol