ince olmadigi aşikar olan çizgi.öyle ki içi boş bir milliyetçi kendini heryerde belli eder.
milliyetçilik ile ırkçılık arasındaki ince çizgi
beşiktaş’ın renkleri kadar yakın!
aksini iddia edip, "arada fark yok" diyenlerin kafası kadar da kalın.
(bkz: parmak semayı gösterirken aptallar parmağa bakarmış )
aksini iddia edip, "arada fark yok" diyenlerin kafası kadar da kalın.
(bkz: parmak semayı gösterirken aptallar parmağa bakarmış )
o çizgi öyle fark edilemeyecek kadar ince falan olan bir çizgi değildir. çok net ve kalın bir çizgidir. çok bellidir milliyetçi insanla faşist insan arasındaki farklar.
faşistlerin %99unun ben faşistim demediği gibi, ırkçıların da %99u ben ırkçıyım dememektedir; fakat uygulamaya bakıldığında önce sözlere, sonra eyleme girişildiğinde ırkçılığın da başladığı görülmektedir.ırkçılık bu anlamda benim ırkım en üstün olanıdır demekle açıklanabilecek bir hadise değildir.örneğin tcde yaşayan herkes türktür demek de bir ırkçılık göstergesi olabilmektedir.kendi milletini tarihte yücelten, filmlerinde yücelten, etkinlikleirnde yücelten ve sair gruplar tam da milliyetçi kesimlerdir.ince ya da kalın çizgi milliyetçi olanlarda o aşamanın geçilemeyeceğini değil, bilakis onun geçilip de nereye kadar gideceğini ölçmektedir.bu anlamda milliyetçiliği yıllarca egemen ideolojinin algısıyla ülkeyi ve halkı sevmek olarak öğreten sistem yalancı ve ikiyüzlüdür.milliyetçilik karşıtlarının ülkeleri ve halkları uğruna mücadele ederken katledildikleri, ama buna rağmen hala onlar için savaştıkları kimi kör gözlerce görünmek istenmese de gerçeğin ta kendisidir.
gayet kalın bir çizgi vardır arada.
(bkz: astigmat)
(bkz: astigmat)
biri adam döver, diğeri önce siker sonra öldürür. fark budur.
edit: tamamıyla yanlış bir tanım olmuş. arada birçok fark var elbette yalnız milliyetçiliğin birçok tanımı var, toptan haksız değilim.
edit: tamamıyla yanlış bir tanım olmuş. arada birçok fark var elbette yalnız milliyetçiliğin birçok tanımı var, toptan haksız değilim.
milliyetçilik asla ırkçılık ile aynı anlama gelen bir terim olmamakla beraber ırkçılığın anahtarı olarak ifade edebileceğimiz bir kelimedir.milliyetçilik akımı 1789da ortaya çıktığında ilerici bir akım iken ingilterede başlayan sanayi devrimiyle birlikte gerici bir akım haline bürünmüş ve de ilerleyen süreçlerde ırkçılık akımını doğurmuştur.halklar arasındaki düşmanlıkları körükleyen bu akım kendisini çeşitli vasıflarla masum göstermeye çalışsa da ırkçı söylemler bu akımı benimseyenlerde daima mevcut bulunmuştur/bulunmaktadır.ince çizgisine gelince milliyetiçi akımların anında ırkçı denemeyecek geniş halk kesimleri tarafından ve özellikle de buna karşı durması gereken emekçiler nzedinde de ne yazıkki karşılık bulmuş olması nedeniyle ortaya çıkmaktadır.bu noktada tatlı su-tuzlu su milliyetçilikleri çatışmış ancak gene ırkçı söylemler halkların zihinlerine yerleşmiştir.ırkçılıkda icraatında öne çıktığını görmek mümkünken milliyetçilikte bu söylemde kalabilmektedir.milliyetçilik akımları incelendiğinde bunun sermaye sınıfı ile olan doğrudan bağı da görülecektir;ancak ırkçılığın sermaye sınıfından kopuşu getirdiği küresel dünyada bir gerçekliktir.o nedenledir ki uluslararası finans kapitaller milliyetçiliği belirli ırkçı söylemler içinde dizginlemeye çalışırken kendi artı değerlerini yine götürmektedirler.ama aslolan ırkçılığın milliyetçilik olmadan olamayacağıdır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?