migren görme bozuklukları ve bulantı, kusma gibi belirtilerle birlikte ortaya çıkan, şiddetli baş ağrısıdır. oldukça yaygın bir sorundur. sayısı kestirilemeyecek kadar çok kişinin özel yaşamı ya da işi, migrenden olumsuz yönde etkilenmektedir. kadınları erkeklerden daha fazla etkileyen migren, özellikle genç ve orta yaşlı kişilerde görülmektedir. ender olmakla birlikte çocuklar ve yaşlılar da migren ağrıları çekebilmektedir. başka bir deyişle migren, herkesin başına gelebilecek bir durumdur. ağrı, nöbetler halinde sık sık yineleyebileceği gibi yaşam boyu yalnız bir tek migren nöbeti de görülebilir.
nedenleri
migrenin nedenleri henüz tam olarak anlaşılamamıştır ama baş damarlarının daralıp genişlemesiyle ilgili olduğu düşünülmektedir. bu durum beyne giden kanı etkilemekte ve algı bozuklukları ile başağrısı yapmaktadır.
araştırmalar, migren nöbetlerini başlatanın, kanda bulunan ve damarlar üzerinde etkili olan, "vazo aktif aminler" diye adlandırılan bir grup maddedeki değişmeler olduğunu göstermektedir. bu maddeler normal olarak bedende bulunur. ancak miktarları ya alkol, çikolata ve peynir yenmesi, ya stres, açlık ya da uzun süre şekerli ve yağlı yiyeceklerin yenmemiş olması nedeniyle kan şekerinin düşmesi durumunda artabilir. sigara dumanlı ortamlarda, kuru ve sıcak rüzgârların estiği yerlerde pozitif iyonlara bağlı olarak kişinin kanının "serotonin" denen bir maddenin artmasıyla da migren krizleri ortaya çıkabilir. bunların yanı sıra, migren hastalarında, mono - amin enzimlerinin eksik olduğu bulunmuştur. bu enzimler aminlerin parçalanmasını sağlarlar. hormonlar da enzimlerle etkileşim içinde olduklarından, migren hastaları, âdet dönemlerindeki ya da doğum kontrol hapı aldıkları sıradaki hormon değişikliklerinden etkilenirler (migren nöbetleri çok şiddetli geçer). migrene katkıda bulunan başka etkenler de vardır. migrene eğilimi olan kişiler, kan basınçları yükseldiğinde ya da baş ve boyun çevrelerini yaraladıklarında, nöbetlerinin sıklaştığını ve şiddetlendiğini görebilirler. bedendeki su ve tuz miktarının artması da böyle kişilerde (özellikle kadınların âdet dönemlerinde) nöbet oluşturabilir. bazıları ise belirli besinler başlatıcı etken olur.
belirtiler
belirtiler kişiden kişiye ve bir nöbetten ötekine büyük değişiklik gösterir. yine de migreni öteki baş ağrılarından ayıran belirtiler vardır: bir gözün ya da iki gözün üstünde ya da ardında ağrı; genellikle yarım baş ağrısı; görme bozuklukları; bulantı; kusma; uçuşan ışık noktaları görülmesi; ışık ve gürültüye karşı aşırı duyarlılık; titreme; baş dönmesi; konuşma bozuklukları.
"klasik" migren, genellikle uyarıcı bir belirtiyle (aura) başlar. aşırı rahatlık ya da görme bozukluğu biçiminde ortaya çıkar. baş ağrısının ve öteki belirtilerin ortaya çıkmasıyla aura yok olur. bu, genellikle gençlerde olur.
bazı belirtiler, sözgelimi aşırı ağrı ve görme bozukluğu hastayı korkutabilir; ancak bunlar bedende herhangi bir hasar yapmaz ve öldürücü değildir. hasta nöbet sırasında araç kullanmamalı, koordinasyon gerektiren işler yapmamalıdır, çünkü görme bozuklukları tehlike yaratır.
daha önce hiç migren geçirmemiş olanlar ve aniden yineleyici nitelikte baş ağrılarıyla karşılaşan kişiler, olasılık çok az da olsa, beyin tümörü ya da beyin damarlarında kan pıhtılaşması gibi rahatsızlıklar yönünden incelenmelidirler.
tedavi
korunmak tedaviden önemlidir. her şeyden önce kişinin migren yaptığını bildiği etkenlerden uzak durması gerekir. bu etkenler, bir "migren günlüğü" tutularak bulunabilir. migrenden önceki 24 saat içinde yenilenler, stres yaratacak olaylar gibi bütün ayrıntılar kaydedilip sonradan değerlendirilir. belirli besinler bir ay süreyle yenmeyerek etkileri araştırılabilir.
göz sorunu olanlar bir göz doktoruna giderek muayene olmalı, gözlüklerin değişip değişmeyeceğini anlamalı, gerekirse güneş gözlüğü takmalıdır. parlak ışıktan rahatsız olanlar, polaroid gözlükler deneyebilirler. aşırı yorgunluk ve kalabalık gibi migren nöbetini başlatıcı etkenlerden sakınmak da yararlıdır.
genellikle migren hastaları öteki kişilerden daha duyarlıdır; dolayısıyla bunu kabullenerek düzenli, stresten olabildiğince uzak bir yaşam sürmeleri gerekir. söz konusu kişilerin bol bol dinlenmeleri; düzenli yemek yeme alışkanlığı edinmeleri; evde, işte ve duygusal yaşantıda aşırı gerilim yaratacak durumlardan kaçınmaları gerekir. migrenliler genellikle dertleri içine atan insanlardır; bu yüzden sorunlarını paylaşabilecekleri bir konuşma ortamı yaratmak yararlı olur.
öte yandan düzenli olarak yapılan jimnastik ve yüzme gibi hareketler bedeni rahatlatır, gerilimi azaltır. koruyucu önlem olarak bazı doktorlar yatıştırıcı ve antidepresan ilaçlar önerirler. bazıları da kan damarlarının genişleyip daralmasını önleyen ilaçlar ya da serotoninin zararlı etkilerini engelleyen ilaçlar verirler. nöbet sırasında aspirin, parasetamol ve kodein gibi ağrı kesiciler de verilir. ancak, aynı zamanda mide bulanması da olduğu ve kusma durumunda ilaç dışarı atılacağı için, nöbetten önce bulantı ve kusmayı önleyici ilaçlar alınması daha iyi olur.
ancak birçok kişi için en rahatsız edici belirti baş ağrısıdır ve bu ağrı, basit ağrı kesicilerle geçirilemez. bu yüzden, nöbetin ilk dönemlerinde ergotamin gibi beyin damarlarını büzen ilaçlar alınabilir. ne var ki bu ilaç dikkatli kullanılmalıdır, çünkü hem birçok yan etkisi vardır, hem de fazla dozun kendisi de baş ağrısı yaratır. ayrıca hamilelikte kesinlikle alınmaz. kullanılan ilaçların hiçbir etki göstermemesi, yan etkilere yol açması ve zamanla bağımlılık yaratması da olası olduğundan, başka yöntemler de uygulanabilir (bunların çoğu nöbetin başlarında daha etkilidir). migrenin başladığı hissedildiğinde hasta, yastıksız bir yatağa uzanmalı, odanın sakin ve loş olması sağlanmalıdır. gerilimi azaltmak için baş ve boyun çevresine, karın ve omuzlara masaj yapılmalıdır. burun kemerine, şakaklara ve kulak ardına parmaklarla bastırmak ağrıyı azaltabilir. depresyon ve kaygı da migren nedenleri arasında olduğundan, rahatlamak, sıkıntıların paylaşılması, dertleşmek, birinin elini tutmak, teselli edilmek yararlı olur. derin soluk alıp vermek ve her soluk verişte sıkıntının gittiğini düşünmek iyi gelebilir.
migren nöbeti sırasında kol ve bacaklardaki damarlar ile kılcal damarlar daraldığından, el ve ayaklara az kan gider. el ve ayaktaki kan dolaşımını artırmak, dolayısıyla da genişleyen baş damarlarındaki kanı oralara yöneltmek için el ve ayakları sallamak ya da sıcak (ya da soğuk) suya koyarak rahatlatmak denenebilir. zonklayıcı baş ağrısı için ise başın üstüne buz torbası yerleştirilebilir. bazı insanların migrene eğilimi fiziksel olarak ötekilerden fazladır. bunun genellikle katılımla ilgisi vardır. eğilim ortadan kaldırılamaz ama nöbetlerin şiddeti kontrol altına alınabilir.
migrenin önlenmesi
migren günlüğü tutmaya bşalayın: nöbetten önceki 24 saat içinde yediğiniz besinleri ve stres yaratabilecek olayları not edin. göz doktoruna gidip muayene olun. gözünüzün kamaşmasını önlemek için güneş gözlüğü kullanın. düzenli yaşayın. zamanında yiyin, dinlenin. fazla yorulmamaya ve telaş içinde hızla yememeye çalışın. kalabalık ve havasız yerlerden kaçının. kendinize özen göstererek stresi azaltın. alabileceğiniz ilaçlar için bir doktora danışın.
migrenle başa çıkma
yastıksız bir yatağa uzanın. oda, sessiz ve loş olsun. boyun, sırt, baş, omuz, karın çevresine, şakaklara ve burun kemeri üstüne masaj yapın. sıkıntılarınızı birisiyle konuşun. soluk alıp verme egzersizi yapın. kollarınız ve ayaklarınızı sallayarak dolaşımın artmasını sağlayın; sonra sıcak ya da soğuk suya koyun. başınızın üstüne buz torbası koyun ya da duş yapın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?