mercimek çorbası

aynı zamanda pazarcı çorbası dır efendim .

(bkz: yok böyle bişey. )

dünyadaki en güzel çorbadır. evet..

içilmeden işe gidilemeyen ama hala en iyisini kendimin yaptığını iddia ettiğim bir çorba çeşidi..süzme olması ve limonlusu tercihtir..

icmeyeni döverler. bol limonlusu ve bol acılısı makbuldür.

çorbaların en popüleridir.

bana öğrenciliğimi hatırlatan tek şey.

gecenin bir yarisinda bile icildiginde mideyi rahatsiz etmeyen enfes corba.

hasta olunduğu zaman böyle bol limonlu içilmelidir. feci terletir adamı.

kesinlikle knorrun hazır çorbası olanını tavsiye etmiyorum. zira o zaman mercimek çorbası içmiş olmuyorsunuz, mercimek çorbası adı altında değişik başka bir çorba yapmışlar. onun tadını da pek sevmedim. nerde annemin mis gibi mercimek çorbası ahh...

çok lezzetlidir,kıvamını tutturmak ustalık ister. en doyurucu çorbalardan biridir. bir diger için;

(bkz: brokoli çorbası)

saati yoktur bu corbanin, gunun her saatinde icilebilir. kahvalti olur, ak$am yemegi olur, alkolluyken olur hic farketmez. her $ekilde doyurucudur, her $ekilde enfestir.

domates ve tarhana çorbalarından sonra peynirin yanında içilebilen en leziz çorba.

ha bir de, fasıldan sonra çorbacıya gidildiğinde işkembe sevmeyen istisnasız mercimek çorbası içer. akşamcılığın yazılı olmayan kurallarından biri de budur.

kırmızı mercimek corbası en nefisidir.

her yemegin yanina yaki$an yegane corbadir bu zannimca. ayrica bana versinler bir tencere bu corbadan, ba$ka da yemek vermsinler gikimi cikartirsam namerdim. esas yemek yerine de gecebilen yegane corba ce$ididir.

soguk alginliginda limonla birlikte içilince kesinlikle etkili oluyor.

her devrin yemegi, corbasi. sabah icilir midede hic sorun yaratmaz, oglen ak$am ya da gece icilir lezzeti tapilacak hale gelir. haftanin 7 gunu icilse bile biktirmaz kendisinden, oyle enfes bir $eydir.

instrumentin tarifine ek olarak patates ve soğan azıcık yağ ile kavrulurken orta boy bir adette havuç eklenilebilinir. son aşamada yani blenderdan hemen önce de bir iki diş sarımsağı küçük küçük doğrayıp eklerseniz lezzetine lezzet eklemiş olursunuz.

bir instrument mutfağına daha sizlerle buluşabildiğim için çok mutluyum.

mercimek çorbası en güzel çorbalarımızdan bir tanesidir. tadı enfestir görünrüsü de şahanedir. her pişirene göre farklılık gösterse de her haliyle güzeldir. örneğin annenizin yaptığı mercimek çorbası dilinizde damağınızda unutamayacağınız tatlar yaşatır, kendi pişirdiğinize eh işte dersiniz, 3. hatta 4. sınıf bir yol üstü lokantasında yerseniz kusabilirsiniz bile. o lokantalarda nasıl yapıyorlarsa kıvamıyla ilgili bir problemi aşamıyorlar. çok koyu oluyor evet. çorba mercimek çorbası değil mercimek muhallebisi kıvamında. uzatmayıp tarifime geçeyim.

önce kırmızı mercimeklerimizi ayıklıyoruz ki içine taş ve benzeri doğal katkı maddeleri karışmamış olsun. ayıkladığımız mercimekleri bir köşede bekletelim.

çorbanın içine katacağımız diğer malzemerin en güzel hazırlanış biçimi rendenin en ince tarafıyla rendelemektir. öncelikle soğanları rendeleyelim ardından da bir adet orta büyüklükte patatesi rendeleyelim.

unutmamamız gereken nokta şudur ki mercicmek çorbasının kıvamı patateste bitiyor. eğer çok patates koyarsanız daha sonra o çorba su kaybeder. 3. ya da 4. sınıf lokantalardaki mercimek çorbası neden bembeyaz sanıyorsunuz. içinde mercimekten çok patates var.

mercimek çorbasının bir kaç farklı yapım şekli var. isterseniz önce soğanları ve patatesleri çok kısa bir süre yağda kavurup suyla birlikte mercimekleri atabilirsiniz. ya da hepsini suya atıp kaynatabilirsiniz. isterseniz biraz salça da ekleyebilirsiniz. tuzu ve biberi tamamen sizin damak tadınızla ilgili detaylardır.

çorba kaynayıp mercimekler tamamen dağıldıktan sonra isterseniz ince tel kevgirde süzersiniz, siterseniz de blendır yardımıyla çorbayı iyice inceltirsiniz. çorbadan bir kayıp olmasın istiyorsanız blendır yöntemi daha uygun bir yöntemdir ki zaten çorba yapılan ev öğrenci eviyse tasarruf adına tencerenin dibini ekmekle sıyırırlar.

instrument mutfağı afiyet olsun der, çekilir.

çorbaların kralı, en babası, sarhoş günlerin sadık dostu, parasız günlerinse ekmekle beraber kurtarıcısı...yüce bişi işte