marilyn manson tainted love gönderecek hala bekliyoruz. sahşen kırgınım arkadaşa.
melankomik
#347993
artık eminim bu yazar kesinlikle bizden daha farklı düşünme yetisine sahip...
artık eminim bu yazar kesinlikle bizden daha farklı düşünme yetisine sahip...
eli dursa agzi durmayan agzi dursa bacagi falan durmayan bir insan imaji veren yazar.onceleri komik buldugum sonralari cok komik buldugum ve okudukca yaw sen nesin be kardesim nesin yaa?demememe kalmadan arka arkaya girdigi entryler ve bakinizlarla beni gulmekten koparan insan kisisi.tanrim nidalari ile firlama gibi bir sey dememe neden olmus yazar.
sevdigim yazar kardes, sempatik bir tip.
pcnin ne i$e yaradığını çözememi$,pci kötü emellerine alet eden yazar ki$isi.$öyle ki;
#353885
#353885
öncelikle, kendini ifade etmekte her daim zorlanmış biri olarak kendi başlığıma yazmaktan nefret ettiğimi ve fazla dengesiz biri olduğumu belirterek başlamak istiyorum saçmalamaya..
son zam dönmedolaba ise bilmediğiniz melankomik de olamayacaktır, eli de yoktur aslında..belki de hiç olmamıştır, olamamıştır..belki, belkisi de fazladır.. hayatın sert kıvrımlarında kıvrılmaktan yorulmuş,ratığa dönüşmeye başladığını sonsuz bidönen yollarda dönmekten başı dönmüş, artık o eski kıvraklığını, esnekliğini, saydamlığını, umursamazlığını gösteremeyen, çünkü myaanlarda girdiğim, girmeye başladığım o saçmasapan entryleri gördükten sonra kaç kişi bunu düşünmüştür bilemiyorum ama.. bu melankomik artık bildiğiniz melankomik değildir sevgili dostlarım, bundan elankomik kişisinin kendinin bildiği bir melankomik modgöstertemeyen ve daha da acısı göstermek de istemeyen bir sonra r acziyet içerisinde izlerken zavallı olduğunu falan düşünmeye de vakti olmamıştır, o zaten hep zavallıydı.. uykusuz geçen bir gecenin lanlıktır anlamalar onun hasar göremeyecek şeyler dışında eski haline döneceğini bile bile buruşturup attığı kağıtlar yanmış, evi yanmış,eyleklere bakakaldığında, onlara özendiğinyok saydığdünyasında, verdikleri.. onun o kocaman dünyası dışarıdan bakılınca o kadar küçük, o kadar küçükmüş ki... bu tuhaf insan hala o saflıkla, küçük olması değersiz olduğu anlamına gelmez diye düşünmekteymiş, işte o kadar saf biriymiş.. o ancak masallarda yaşayabilirmiş belki de, hep miş’li geçmiş zamanlarda yaşarmış, o zaman mutlu olur muymuş.. zaten mutlu ki, ama, kendi kadar düşündüğü hem de çok.. gördüğünüz gibi en iyi becerdiği şeylerden biri de kendini kandırmakmış.. başkaları değil kişi(çoğulu fazla)de onu kandırabiliyormuş demek ki.. ama bu planlı, gerekli ve yarayışlı bir kandırma olmadığından, hele ki içerisinde böylesine tutarsız kişileri düşünürken, bu kanışlar sadece delirtiyormuş, ruh sağlığını bozuyormuş. ama en çok da sevginin kimyasının bozulabileceği konusunda yanılmış, o hep safmış, çok safmış. saf olduğu için tekrar sevmiş onu. çok sevmiş.. özlemek nedir çok iyi bilirmiş.. istemese de... karikatür karakterleri bile sevgiliye benzermiş böyle zamanlarda.. dönüşü olmayan yollara girmek değilmiş onun kaderi, o yollara sığmaz, kendi yolunu açarmış.. ve böyle bir zamanda gelip sizin beyin hücrelerinize tecavüz etmekten zevk aldığını düşünmenizi de istemezmiş, onun tek niyeti..şeymiş..hmmm.şey... işte.... ne buymuş belki de... belki çok basitmiş her şey, farkettiği an anlamıştır.. en çok da canı yanmış, hepsinden kötüsü bu aciz insan o saflıkla uzuni farkettiği an anlamıştır bir şeylerin değiştiğini..bazı şeyleri aşırı derecede önemseyip, bazılarını tamamen uzun itfaiyeyi beklemiş sabah otobüste uyuklayarak işe giderken, , bir gece bir yangın çıkmış, bu aciz insan yangını söndürmeyi başaramamış, yangındanını keşke hiç keşke demeseydim demesi gibi. gibi gibi... onun dilinden bir anlayan olsa, trilyonlarca kelimesi var ırakıp içine doğru büzülmeye başlamış, özkütle ve çekim gücü arttıkça her şey daha hassaslaşmış. duygular aslında her zaman hassasmış, onun için üstünden geçen ... neden sonra anlamış ki, kimsenin umrunda değilmiş onun değerhemen hemen ardından, kuş olmaktan sonra, ot olmak da cazip gelmeye başlamış gözüne.. çok hem de... belki üstünden bir kuş geçermiş.. kendine dikkat et sözlük, buruşturulmuş kağıtlar gibi.. ama ardından onlara artık, anlamları çok küçük farklarla ayrılan birbirlerinden.. bu dengesizliğin yarattığı denge aslında dengeyi sağlamaya çalışarak ortaya çıkaracağımız dengeden daha ekonomikmiş.. sonra kelimeler susmuş. her şeyini kaybetmiştir.. belki de önemi var sözünün önemini öğrenmiş..gereğinden fazla karmaşık.. belki de artık belki dememesi gerekiyormuş.sonra herşey eski şekline girer en kötü şeymiş... ve melankomik bu yazıdan bir şey anlayanı -bir kişi hariç- alnından öpecekmiş.. ve son kelimelerin evren genişlemeyi b bulaşmamak gerekirmiş.. bir insanın özgürlüğünü kısıtlamak, yapıp yapabileceğiniz soğuk oluyor artık geceler.....
edit : bu entryi girdikten hemen sonra farkettiğim bir şey daha vardır ki : (#355206)
(bkz: bu bir i$aret olmalı)
son zam dönmedolaba ise bilmediğiniz melankomik de olamayacaktır, eli de yoktur aslında..belki de hiç olmamıştır, olamamıştır..belki, belkisi de fazladır.. hayatın sert kıvrımlarında kıvrılmaktan yorulmuş,ratığa dönüşmeye başladığını sonsuz bidönen yollarda dönmekten başı dönmüş, artık o eski kıvraklığını, esnekliğini, saydamlığını, umursamazlığını gösteremeyen, çünkü myaanlarda girdiğim, girmeye başladığım o saçmasapan entryleri gördükten sonra kaç kişi bunu düşünmüştür bilemiyorum ama.. bu melankomik artık bildiğiniz melankomik değildir sevgili dostlarım, bundan elankomik kişisinin kendinin bildiği bir melankomik modgöstertemeyen ve daha da acısı göstermek de istemeyen bir sonra r acziyet içerisinde izlerken zavallı olduğunu falan düşünmeye de vakti olmamıştır, o zaten hep zavallıydı.. uykusuz geçen bir gecenin lanlıktır anlamalar onun hasar göremeyecek şeyler dışında eski haline döneceğini bile bile buruşturup attığı kağıtlar yanmış, evi yanmış,eyleklere bakakaldığında, onlara özendiğinyok saydığdünyasında, verdikleri.. onun o kocaman dünyası dışarıdan bakılınca o kadar küçük, o kadar küçükmüş ki... bu tuhaf insan hala o saflıkla, küçük olması değersiz olduğu anlamına gelmez diye düşünmekteymiş, işte o kadar saf biriymiş.. o ancak masallarda yaşayabilirmiş belki de, hep miş’li geçmiş zamanlarda yaşarmış, o zaman mutlu olur muymuş.. zaten mutlu ki, ama, kendi kadar düşündüğü hem de çok.. gördüğünüz gibi en iyi becerdiği şeylerden biri de kendini kandırmakmış.. başkaları değil kişi(çoğulu fazla)de onu kandırabiliyormuş demek ki.. ama bu planlı, gerekli ve yarayışlı bir kandırma olmadığından, hele ki içerisinde böylesine tutarsız kişileri düşünürken, bu kanışlar sadece delirtiyormuş, ruh sağlığını bozuyormuş. ama en çok da sevginin kimyasının bozulabileceği konusunda yanılmış, o hep safmış, çok safmış. saf olduğu için tekrar sevmiş onu. çok sevmiş.. özlemek nedir çok iyi bilirmiş.. istemese de... karikatür karakterleri bile sevgiliye benzermiş böyle zamanlarda.. dönüşü olmayan yollara girmek değilmiş onun kaderi, o yollara sığmaz, kendi yolunu açarmış.. ve böyle bir zamanda gelip sizin beyin hücrelerinize tecavüz etmekten zevk aldığını düşünmenizi de istemezmiş, onun tek niyeti..şeymiş..hmmm.şey... işte.... ne buymuş belki de... belki çok basitmiş her şey, farkettiği an anlamıştır.. en çok da canı yanmış, hepsinden kötüsü bu aciz insan o saflıkla uzuni farkettiği an anlamıştır bir şeylerin değiştiğini..bazı şeyleri aşırı derecede önemseyip, bazılarını tamamen uzun itfaiyeyi beklemiş sabah otobüste uyuklayarak işe giderken, , bir gece bir yangın çıkmış, bu aciz insan yangını söndürmeyi başaramamış, yangındanını keşke hiç keşke demeseydim demesi gibi. gibi gibi... onun dilinden bir anlayan olsa, trilyonlarca kelimesi var ırakıp içine doğru büzülmeye başlamış, özkütle ve çekim gücü arttıkça her şey daha hassaslaşmış. duygular aslında her zaman hassasmış, onun için üstünden geçen ... neden sonra anlamış ki, kimsenin umrunda değilmiş onun değerhemen hemen ardından, kuş olmaktan sonra, ot olmak da cazip gelmeye başlamış gözüne.. çok hem de... belki üstünden bir kuş geçermiş.. kendine dikkat et sözlük, buruşturulmuş kağıtlar gibi.. ama ardından onlara artık, anlamları çok küçük farklarla ayrılan birbirlerinden.. bu dengesizliğin yarattığı denge aslında dengeyi sağlamaya çalışarak ortaya çıkaracağımız dengeden daha ekonomikmiş.. sonra kelimeler susmuş. her şeyini kaybetmiştir.. belki de önemi var sözünün önemini öğrenmiş..gereğinden fazla karmaşık.. belki de artık belki dememesi gerekiyormuş.sonra herşey eski şekline girer en kötü şeymiş... ve melankomik bu yazıdan bir şey anlayanı -bir kişi hariç- alnından öpecekmiş.. ve son kelimelerin evren genişlemeyi b bulaşmamak gerekirmiş.. bir insanın özgürlüğünü kısıtlamak, yapıp yapabileceğiniz soğuk oluyor artık geceler.....
edit : bu entryi girdikten hemen sonra farkettiğim bir şey daha vardır ki : (#355206)
(bkz: bu bir i$aret olmalı)
bilgi sozlugun tarti$ilmaz en iyi yazarlarindan...
içinde yeşil kelimesi geçen bütün musıki eserleri bilen deha.
(bkz: ye$il ba$lı gövel ördek)
berbat bir ezik sozluk klonu. rezillik diz boyu.. kınıyorum..hatta ıkınıyorum...
entrysinin sahibi yonetim uyuyor mu entry ezik sozlukte girin bakın
entrysinin sahibi yonetim uyuyor mu entry ezik sozlukte girin bakın
orda burda bilgisozluk hakkında atıp tutan sozlukteyse sozluge ters gelenleri kınayan cakal bilgic
kisa ve oz anlatimina hayret ettigim yazar.benim on kelimede acikladiklarimi iki kelime ile daha cok anlam katan kisi.
çok basit bir entry ve mizah anlayışına sahip sempatik yazarcık. basitten kastım boktan bir mizah anlayışı değildir, bir zamandan sonra sıkan bir anlayıştır. evvela makatınıza tıpa takıp, mevzuyu muhtelif yerlerden idrak etmeniz önemle rica olunur.
efendim bahsi geçen anlayış, gelişir ya da değişir mi ? adamına göre değişir, bu herif kendini geliştirme işini başarı ile yapabilecek biri olduğu için bu kelamları ediyorum.
gelelim basitlikten kastım olan anlayışa.
mesela bir kelime yahut bir konu ile ilgili, kelime oyunları yaparak tonlarca entry türetmenin bir zamandan sonra muhattaplarını fena şekilde sıktığı aşikardır.tabi bu katagoriye konu başlıklar da dahildir.(bkz: başlıkları alt alta okumak)
lakin çevresindeki insan evlatlarının, yaptığı ya da yazdığı her boka alkış tutması, onu aynı çizgide gitmeye itmiştir ki bu da kalite probleminin sorumluluğunu yarı yarıya indirir demektir.iki tarafın da suçu vardır yani.ama gün gelir de kendine doğru eleştiriler yönelten ve her bokuna alkış tutmayan insanların olduğu bir ortama girdiğinde, göt gibi ortada kalma ihtimali maalesef yüksektir.şahsen böyle bir şeyin olmasını bu davarcan için istemem zira iş görür raporunu bir zamandan sonra hakedebilecek biridir.
bunun yanı sıra arada iyi çıkışları da olmuştur ve umut ediyorum ki bu çıkışları daha sık yapmasıdır. buna mukabil kalite düzeyi tavan yapsın.
(bkz: bunu yazan tosun)
not: sözlükte melankomik tarzı yazan bir ton yazar olmasına rağmen bu eleştiriyi sadece ona yapmamda elbet bir neden vardır ki yazı boyunca bunu belirttim..canı çeken üstüne alınsın.
efendim bahsi geçen anlayış, gelişir ya da değişir mi ? adamına göre değişir, bu herif kendini geliştirme işini başarı ile yapabilecek biri olduğu için bu kelamları ediyorum.
gelelim basitlikten kastım olan anlayışa.
mesela bir kelime yahut bir konu ile ilgili, kelime oyunları yaparak tonlarca entry türetmenin bir zamandan sonra muhattaplarını fena şekilde sıktığı aşikardır.tabi bu katagoriye konu başlıklar da dahildir.(bkz: başlıkları alt alta okumak)
lakin çevresindeki insan evlatlarının, yaptığı ya da yazdığı her boka alkış tutması, onu aynı çizgide gitmeye itmiştir ki bu da kalite probleminin sorumluluğunu yarı yarıya indirir demektir.iki tarafın da suçu vardır yani.ama gün gelir de kendine doğru eleştiriler yönelten ve her bokuna alkış tutmayan insanların olduğu bir ortama girdiğinde, göt gibi ortada kalma ihtimali maalesef yüksektir.şahsen böyle bir şeyin olmasını bu davarcan için istemem zira iş görür raporunu bir zamandan sonra hakedebilecek biridir.
bunun yanı sıra arada iyi çıkışları da olmuştur ve umut ediyorum ki bu çıkışları daha sık yapmasıdır. buna mukabil kalite düzeyi tavan yapsın.
(bkz: bunu yazan tosun)
not: sözlükte melankomik tarzı yazan bir ton yazar olmasına rağmen bu eleştiriyi sadece ona yapmamda elbet bir neden vardır ki yazı boyunca bunu belirttim..canı çeken üstüne alınsın.
sözlüğe girdiği ilk günle şimdiki halinin, hatta bir ay önceki haliyle şimdiki halinin arasında dağlar kadar fark olduğunun ve bu süreç içerisinde sözlüğe zerre kadar katkı sağlamadığının, kötü yazmadığının ama gereksiz yazdığının ziyadesiyle farkında olan, ara sıra canı sıkılınca sözlüğe giren allah ne verdiyse hiç mi hiç düşünmeden yazıp çıkan, bu sözlüğe bir şekilde girdiği beşbine yakın entry ile sözlükte gereksiz yere kapladığı alanı düşündükçe vicdan azabı çeken, ne kadar çok oy alsalar da bilgiçlerin şiirleri başlığına yazdığı zırvaların bu sözlüğe hiç bir katkı sağlamadığını bilen, hatta kendi yazdıklarına kendi gülen, kendi ağlayan, kesinlikle birilerinin beğenisini kazanmak gibi bir gayesi olmadığı gibi, ne iyi ne kötü, kendisi hakkında söylenenlere hiç bir zaman takılıp kalmayan öeeaaah karnım acıktı benim..
"ulan ben açacaktım bu başlığı" çıkışlarıyla zihinsel aktivitelerimizde bir yakınlık hissi olduğunu anlamamı sağlayan kafa yazar.bundan sonra sorucam bi başlık açmadan önce.ukde kalıyo sonra içinde.
benimle ilgili başlık açılabileceğini hiç düşünmediğim anda sözlükojen adlı sözlüksel heyecan hormonu salgılanmasına neden olan yazar
sözlükdeki ilk entrymin silinceği kehaneti ile bana msj yollayan 5 dakka snra haklı cıkmasından dolayı taptıgım kisilik
şu an bir kaçamak yapıp sadece biraz sözlük havası almak için internete girmiş olan ama yaklaşık bir hafta süreyle daha sözlükten uzak kalacak olmanın psikolojik, felsefik ve manevi baskısı altında yaşamaya devam etmek zorunda olan zavallı bilgiç.. eyvah geldiler hemen kapatıy
ne sebeple olursa olsun arkada$lik yapilmamasi gereken ki$i.
#369012
#369016
#369017
#369001
#369023
#369012
#369016
#369017
#369001
#369023
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?