istanbul'da sabah 04 itibari ile insani uykusundan eden siddetli ruzgar. bir ruzgarin bu kadar gurultu cikarabilecegini bilmezdim.
lodos
bugun istanbulda yine etkili. ido bu sebeple kimi deniz otobusu seferlerini iptal etti. iptal edilen seferler $unlar;
bostancı - kadıköy - yenikapı - bakırköy, bostancı-kabataş, avcılar seferleri, maltepe-bostancı deniz otobüsü seferleri.
bostancı - kadıköy - yenikapı - bakırköy, bostancı-kabataş, avcılar seferleri, maltepe-bostancı deniz otobüsü seferleri.
bugun istanbulda ki tum ido seferlerinin iptal edilmesine sebep olan doga olayi.
$u dakikalarda istanbulun agzinin tavanina sicmaktadir kendisi. allah di$arida olanlara kolayliklar nasip etsin.
ulkemizde soba zehirlenmesi olumlerinin bas aktorudur.
migren krizlerine mükemmel zemin hazırlayan rüzgar,yel.
dun turkiyenin altini ustune getiren doga olayi.ozellikle istanbulda inanilmaz derecede $iddetli oldu.sabah markete gideyim dedim, apartmanin sokak kapisinin onunde ruzgarin etkisiyle sagdan soldan ucarak gelen bir suru cop po$eti gordum.hava delirmi$ gibiydi, halen daha tam olarak gecmi$ degil.
an itibariyle tüm marmara da estirmekte.
vırt-zırt avcılar deniz otobüslerinin iptal olmasına sebep olan rüzgar çeşidi.
bir nazım hikmet şiiri
başlangıç
kim bilir kaç milyon ton ağırlığında
ummanda çalkalanmakta su.
en yalnız dalganın üzerinde
boş bir konserve kutusu...
+ 1
bir aydır ki hapisane geceleri böyledir :
kızgın dişi kediler
— apışları ıslak
tüyleri diken diken
enselerinde diş yerleri —
bazan kuş
bazan insan sesi çıkarıp
dolaşıyorlar
gebe kalana kadar.
mevsim bahara yakın.
hava lodos.
nasıl şiddetli
nasıl sıcak esiyor...
biz altı yüz adet
kadınsız erkeğiz.
alınmış elimizden
doğurtmak imkânımız.
en müthiş kudretim yasak bana :
yeni bir hayat aşılamak,
bereketli bir rahimde yenmek ölümü,
yaratmak seninle beraber :
sevgilim, yasak bana etine dokunmak senin...
mevsim bahara yakın.
fırtına.
lodos.
nasıl şiddetli
nasıl sıcak esiyor...
bir yerlerde bir cam kırıldı yine
— bu gece bu üçüncüsü —.
hangi boş koğuşun kapısı açık kalmış,
küüüt, küt,
nasıl çarpıyor...
+ 2
tepedelen cephesinde bir ceset,
örtülüyor altında karların,
ve başından uçan miğferi
yuvarlanıyor önünde rüzgârın...
+ 3
fabrikanın avlusunda
elektrik ışığı,
ucunda ince bir telin
sallanıyor iki yana.
bir kadın.
boynu çıplak,
uzun saçlarıyla etekleri uçarak
atölyenin kapısında...
rüzgâr vurdu putrellere.
atölyenin saçağından
büyük bir buz parçası düştü yere...
+ 4
ovaya dörtnala yaylılar iniyor :
çıngıraklar hamutlarında beygirlerin.
ve iki yanda çırpınan muşambalarıyla
koşuyorlar gece yarısı denize doğru...
+ 5
ince uzun kılçıklardan ibaret kalan kavak ağaçları
aydınlıktılar
mehtâbolmadığı halde.
ve kalın
ve dallı budaklı kestaneler kımıldanıyor
— iki yana sallanıyor değil
ağır ağır yer değiştiriyorlar âdeta —
gidiyordu göz alabildiğine
yıldızların ışığında
yapraksız ahşap kalabalığı...
buna rağmen bu lodos,
bu uğultu.
buna rağmen havada
dişi bir ten kokusu
ve yüklü bir yumurtalığın sıcaklığı...
dağlarda kar çözülüyor.
yürüyor usareler
yapraksız dalların ucuna doğru.
gebe.
gebelik.
mevsim bahara yakın
ve doğumun
— korkunç
güzel
ve sıcaktır —
günü doldu dolacak...
başlangıç
kim bilir kaç milyon ton ağırlığında
ummanda çalkalanmakta su.
en yalnız dalganın üzerinde
boş bir konserve kutusu...
+ 1
bir aydır ki hapisane geceleri böyledir :
kızgın dişi kediler
— apışları ıslak
tüyleri diken diken
enselerinde diş yerleri —
bazan kuş
bazan insan sesi çıkarıp
dolaşıyorlar
gebe kalana kadar.
mevsim bahara yakın.
hava lodos.
nasıl şiddetli
nasıl sıcak esiyor...
biz altı yüz adet
kadınsız erkeğiz.
alınmış elimizden
doğurtmak imkânımız.
en müthiş kudretim yasak bana :
yeni bir hayat aşılamak,
bereketli bir rahimde yenmek ölümü,
yaratmak seninle beraber :
sevgilim, yasak bana etine dokunmak senin...
mevsim bahara yakın.
fırtına.
lodos.
nasıl şiddetli
nasıl sıcak esiyor...
bir yerlerde bir cam kırıldı yine
— bu gece bu üçüncüsü —.
hangi boş koğuşun kapısı açık kalmış,
küüüt, küt,
nasıl çarpıyor...
+ 2
tepedelen cephesinde bir ceset,
örtülüyor altında karların,
ve başından uçan miğferi
yuvarlanıyor önünde rüzgârın...
+ 3
fabrikanın avlusunda
elektrik ışığı,
ucunda ince bir telin
sallanıyor iki yana.
bir kadın.
boynu çıplak,
uzun saçlarıyla etekleri uçarak
atölyenin kapısında...
rüzgâr vurdu putrellere.
atölyenin saçağından
büyük bir buz parçası düştü yere...
+ 4
ovaya dörtnala yaylılar iniyor :
çıngıraklar hamutlarında beygirlerin.
ve iki yanda çırpınan muşambalarıyla
koşuyorlar gece yarısı denize doğru...
+ 5
ince uzun kılçıklardan ibaret kalan kavak ağaçları
aydınlıktılar
mehtâbolmadığı halde.
ve kalın
ve dallı budaklı kestaneler kımıldanıyor
— iki yana sallanıyor değil
ağır ağır yer değiştiriyorlar âdeta —
gidiyordu göz alabildiğine
yıldızların ışığında
yapraksız ahşap kalabalığı...
buna rağmen bu lodos,
bu uğultu.
buna rağmen havada
dişi bir ten kokusu
ve yüklü bir yumurtalığın sıcaklığı...
dağlarda kar çözülüyor.
yürüyor usareler
yapraksız dalların ucuna doğru.
gebe.
gebelik.
mevsim bahara yakın
ve doğumun
— korkunç
güzel
ve sıcaktır —
günü doldu dolacak...
güneybatıdan esen rüzgârlara verilen addır. gezici siklonların ülkemize daha çok sokulduğu kış mevsiminde çok görülür ve siklonların sıcak cephesinin geçişini izler. sıcaklıkların yükselmesine neden olur.
sicak eser.
guneybatidan esen ruzgar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?