herkesin demokratik hakları elbette vardır. ancak leyla zana’ya tembih edilecek tek şey, anayasamızın 5. maddesinin ilk önce neye öncelik verdiğini bir kez daha okumasıdır.
madde 5. – devletin temel amaç ve görevleri, türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
leyla zana nin kürdistan eyaleti açıklamasi
"abi geriye kalanlar kimlere girecek bunu konuşmalı" demek istediğim entrylere sahip konu olmuştur.
(bkz: kurdistan da eyalet de aciklama da sana girsin)
(bkz: x de y de sana girsin turkiyeye bir $ey olmasin)
(bkz: x de y de sana girsin turkiyeye bir $ey olmasin)
leyla zananin kenan evren ile ayni fikirde oldugunu gösteren ve bu gösteriyle de tuylerimi diken diken eden bu iki mümtaz sahsiyetin nereden beslendigini bana bir kez daha hatirlatan olay.
aman ya gerçekten sıktı artık bu leyla zana; kaç senedir bıdıbıdı bıdıbıdı; bir olayı da yok; ne kapasite ne de kişisel donanım; karşısına ben bile cıksam iki cumleden sonra tokezler; kimden alıyorsa gucunu artık, kes artık.
tabii,adamlar güzel güzel konuşurlar,arap kürt partisinin onlara verececeği imtiyazlar böyle şeyleri bir hayli gerçekçi kılmaktadır...her ne hikmetse meclise 22 pkk lının girmesine ses çıkarmayan bir iktidardır...
götümüze girebilir diye korkmadan açıklamak isterim ki; o kürdistan kurulursa önce beni öldürmeleri lazım çünkü en büyük düşmanları ben olurum, kimsin lan sen ki böyle bir açıklama yapıyosun, düne kadar dört duvar arasındaydın bugün temiz hava mı çarptı da böyle saçmalıyosun derler adama. ağır gel...
(bkz: akp den bu konuda ümitliyim)
zannediyorum gotun acikta kalmasi ile alakalı bir durumdur. bu durumda yorgan, battaniye itina ile ilgili yerleri kapatır, hayat gülüstanlık olur.
talihsiz bir açıklama eğer böle yapmaya devam ederlerse msclistede fazla kalamazlar ülkemizdede.
(bkz: kış kış)
(bkz: kış kış)
herkesin saçmalamaya hakkı vardır.
çokta şaşırmadığım açıklama. zaten gidişat bu söylemlerin gidişatı. isterseniz bir özet geçelim, özeti geçerken muhemel sonuçlara bakalım.
başbakanımız eskinin bğyğk şehir belediye başkanı. geçtiğimiz seçimlerde siyasi yasaklı idi. o seçimlerde nasıl olduysa oldu fadıl gündğz siirtten aday oldu bağımısz; hala nasıl yskdan seçilebilir ehliyeti aldığı tarışmalı. daha sonra siirt seçimleri iptal oluyor; ceza evinden çıkan başbakanımız siirtte seçime katılıyor ve milletvekili olup başbakan oluyor.
başbakanımız o dönem nasıl başbakan oluyor?
-siirt seçimlerinin iptali.
-tck 301den aldığı haksız ceza, zira her hukukçuya sorun, ki bende bir hukukçuyum, o karar yanlıştır; suçun maddi unsurları oluşmamıstır. bu yüzden başbakan demogojik bir biçimde fikir özgürlüğü ihlali sebebi ile hapis yatmıştır; halkın gözünde haksılığa uğrayan bir kahraman portresi çizmiştir.
-başbakanımız hatalı bir biçimde 301den mahkum olmasa, daha sonra siirt seçimleri iptal olmasa ve vekil olamasa şu sıralar akbil davasından yargılancaktı. başbakanımızın belediye başkanlığı döneminde akbil yolu ile milyonlarca doalr hortumlandı çünkü.
-tüm bunların sonucunda durum ortada.
ilk dönem 4.5 yıl sürüyor; bu zamanda devlet en büyük özelleştirmeyi yaparak elde ne varsa satıyor; satın alanlar tğrk özel müteşebbisi ile iş birliği yapan yabancılar. bu 4.5 yıllık zaman zarfında özel sektör döviz bazında toplam 150 milyar dolar borçlanıyor.
dolar ucuzluyor, borsa yükseliyor, gümrğk birliği var. yani türkiye ithalata açık bir market oluyor; bunun yanında yurt dışı menşeyli para babaları ülkemizdeki yuzde 18lik fazili kullanarak sıcak para sokuyorlar ülkemize; toplam para 60 milyar dolar; zaten tğm ekonomiyi ayakta tutan bu 60 milyar dolar.
sonuç: türkiye cumhuriyetinin ekonomisi yabancı ğlkelerden gelen 60 milyar dolara bağlı, bu paranın ülkemizde kalması için doalrın ucuz türk parasının değerli olması lazım; bunun yanında iç piyasa dolara endeksli borçlanıyor yani tğrkiye yabancılara özel sektörde hükümete bağlı olarak yaşıyor.
örneğin: koc grubu 4.5 milyar dolara tüpraşı aldı 4milyar dolar borcu var. dolar 1.3 civarında; eğer hükğmet değişirse borsa düşer ve döviz çıkar; doların gerçek fiyatı 1.8 civarı; eğer akp giderse doalr 1.8 olur yani; sonuç olarak 1.8-1.3 den 0.5 eder yani 4milyar dolarlık borç yaklaşık olarak yüzde 30 artar. sonuç olarak koç gurbu bu hali ie akpye bağımlı.
yani akp hükümeti iç ülke düzeni olarak kendini sağlamlaştırmış durumda. dışarısı için ise yine aynı. avrupa birliği 80 milyonluk bir tğrkiyeyi istemiyor; ama tğrkiyesiz olmakta istemiyor. ab yürütme organı avrupa parlementosunda ülkelerin sahp olduğu sandalye sayısı ülkelerinnüfusları ile orantılı; yani şua hali ile tğrkiye üye olursa avrupanın en güçlü ülkesi oluyoruz yasama ve yürtme anlamında. yani ab bizi bu hali ile istemiyor; ama türkiye bölünür ve 30-40 milyonda düşerse nüfüsu buna hayır demez ab.
işin diğer bir boyutu:
akp hükümeti cumhur başkanı adayı olarak abdullah gülü aday gösterd,. gülün eşi 4 sene önce aihme tğrkiye alehine dava açmış biri, gül ise milli görüş fikri ile siyasete başladığı için demokrat ve laik kesimden tepki çeken birisi.
adaylık sırasında neler oldu ve neden?
gül aday gösterildi ilk tur oylaması yapıldı; ve anayasa mahkemesi askerin açıklamlarından etkilenerek yanlış bir karar verdi; 376ı aradı seçimde; fakat 250 küsür ile seçilen özal unutldu yani yanlış bir karardı.
daha sonra akp 376 ile cumhurbaşkanı seçilemez diyip anayasa değişikliği taslağı hazırladı; fakat yine dediki halkın seçeceği bir başkan için yetkiler fazla bu yetkileri başbakana verelim yani ne dedi?
türkiye başkanlık sistemine geçsin.
tüm bunlar yaşanmayabilirdi; vecdi gönül aday olsa seçilirdi üstelik yine akpli bir cumhurbaşkanı olurdu yani görünürde yine başbakanın istediği olurdu fakat asıl amaç yani başkanlık sistemine geçiş için aday gül oldu.
sırada ne var?
görünen oki hem yurt dışı baskılar hem yurt içi çıkarılan baskılar sonucu üniter devletten federal devlete geçiş olucak; ilerleyen zamanlarda kürt sorunu dedikleri ve bence oldukça yanlış bir ifade olan sorunu bask örneği gibi federal devlette bulucaklar, zaten federal devlet için gerekli olan başkanlık sistemine geçmiş olucaz.
seçimlerden önce akpde dtp ile koalisyon yapacakalrını açıklamıştı; bence olacak şey federal devlet yani kürdistan eyaletidir. çok şaşırmamak gerekir; bir ülkenin yarısı diğer ifade ile 19 milyon kişi bunu istiyorsa buna demokrasi denir.
platon ne buyurmuş?
tüm yönetim şekilleri hastalıklıdır ama şüphesizki en hastalıklısı demokrasidir...
başbakanımız eskinin bğyğk şehir belediye başkanı. geçtiğimiz seçimlerde siyasi yasaklı idi. o seçimlerde nasıl olduysa oldu fadıl gündğz siirtten aday oldu bağımısz; hala nasıl yskdan seçilebilir ehliyeti aldığı tarışmalı. daha sonra siirt seçimleri iptal oluyor; ceza evinden çıkan başbakanımız siirtte seçime katılıyor ve milletvekili olup başbakan oluyor.
başbakanımız o dönem nasıl başbakan oluyor?
-siirt seçimlerinin iptali.
-tck 301den aldığı haksız ceza, zira her hukukçuya sorun, ki bende bir hukukçuyum, o karar yanlıştır; suçun maddi unsurları oluşmamıstır. bu yüzden başbakan demogojik bir biçimde fikir özgürlüğü ihlali sebebi ile hapis yatmıştır; halkın gözünde haksılığa uğrayan bir kahraman portresi çizmiştir.
-başbakanımız hatalı bir biçimde 301den mahkum olmasa, daha sonra siirt seçimleri iptal olmasa ve vekil olamasa şu sıralar akbil davasından yargılancaktı. başbakanımızın belediye başkanlığı döneminde akbil yolu ile milyonlarca doalr hortumlandı çünkü.
-tüm bunların sonucunda durum ortada.
ilk dönem 4.5 yıl sürüyor; bu zamanda devlet en büyük özelleştirmeyi yaparak elde ne varsa satıyor; satın alanlar tğrk özel müteşebbisi ile iş birliği yapan yabancılar. bu 4.5 yıllık zaman zarfında özel sektör döviz bazında toplam 150 milyar dolar borçlanıyor.
dolar ucuzluyor, borsa yükseliyor, gümrğk birliği var. yani türkiye ithalata açık bir market oluyor; bunun yanında yurt dışı menşeyli para babaları ülkemizdeki yuzde 18lik fazili kullanarak sıcak para sokuyorlar ülkemize; toplam para 60 milyar dolar; zaten tğm ekonomiyi ayakta tutan bu 60 milyar dolar.
sonuç: türkiye cumhuriyetinin ekonomisi yabancı ğlkelerden gelen 60 milyar dolara bağlı, bu paranın ülkemizde kalması için doalrın ucuz türk parasının değerli olması lazım; bunun yanında iç piyasa dolara endeksli borçlanıyor yani tğrkiye yabancılara özel sektörde hükümete bağlı olarak yaşıyor.
örneğin: koc grubu 4.5 milyar dolara tüpraşı aldı 4milyar dolar borcu var. dolar 1.3 civarında; eğer hükğmet değişirse borsa düşer ve döviz çıkar; doların gerçek fiyatı 1.8 civarı; eğer akp giderse doalr 1.8 olur yani; sonuç olarak 1.8-1.3 den 0.5 eder yani 4milyar dolarlık borç yaklaşık olarak yüzde 30 artar. sonuç olarak koç gurbu bu hali ie akpye bağımlı.
yani akp hükümeti iç ülke düzeni olarak kendini sağlamlaştırmış durumda. dışarısı için ise yine aynı. avrupa birliği 80 milyonluk bir tğrkiyeyi istemiyor; ama tğrkiyesiz olmakta istemiyor. ab yürütme organı avrupa parlementosunda ülkelerin sahp olduğu sandalye sayısı ülkelerinnüfusları ile orantılı; yani şua hali ile tğrkiye üye olursa avrupanın en güçlü ülkesi oluyoruz yasama ve yürtme anlamında. yani ab bizi bu hali ile istemiyor; ama türkiye bölünür ve 30-40 milyonda düşerse nüfüsu buna hayır demez ab.
işin diğer bir boyutu:
akp hükümeti cumhur başkanı adayı olarak abdullah gülü aday gösterd,. gülün eşi 4 sene önce aihme tğrkiye alehine dava açmış biri, gül ise milli görüş fikri ile siyasete başladığı için demokrat ve laik kesimden tepki çeken birisi.
adaylık sırasında neler oldu ve neden?
gül aday gösterildi ilk tur oylaması yapıldı; ve anayasa mahkemesi askerin açıklamlarından etkilenerek yanlış bir karar verdi; 376ı aradı seçimde; fakat 250 küsür ile seçilen özal unutldu yani yanlış bir karardı.
daha sonra akp 376 ile cumhurbaşkanı seçilemez diyip anayasa değişikliği taslağı hazırladı; fakat yine dediki halkın seçeceği bir başkan için yetkiler fazla bu yetkileri başbakana verelim yani ne dedi?
türkiye başkanlık sistemine geçsin.
tüm bunlar yaşanmayabilirdi; vecdi gönül aday olsa seçilirdi üstelik yine akpli bir cumhurbaşkanı olurdu yani görünürde yine başbakanın istediği olurdu fakat asıl amaç yani başkanlık sistemine geçiş için aday gül oldu.
sırada ne var?
görünen oki hem yurt dışı baskılar hem yurt içi çıkarılan baskılar sonucu üniter devletten federal devlete geçiş olucak; ilerleyen zamanlarda kürt sorunu dedikleri ve bence oldukça yanlış bir ifade olan sorunu bask örneği gibi federal devlette bulucaklar, zaten federal devlet için gerekli olan başkanlık sistemine geçmiş olucaz.
seçimlerden önce akpde dtp ile koalisyon yapacakalrını açıklamıştı; bence olacak şey federal devlet yani kürdistan eyaletidir. çok şaşırmamak gerekir; bir ülkenin yarısı diğer ifade ile 19 milyon kişi bunu istiyorsa buna demokrasi denir.
platon ne buyurmuş?
tüm yönetim şekilleri hastalıklıdır ama şüphesizki en hastalıklısı demokrasidir...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?