macon’ da anam agladi, tennesse’ de cildirdim,
st. louis’ de tanri sevgisini buldum
ve hemen topukladim oradan.
glendale’ de altin yurekli fahiseyle karsilastim,
oradan da topukladim.
mason-dixon hatti’ nda aylaklik ettim bir sure,
new orleans’ ta aklim basima geldi.
eve mektup yazdim, houston’ da siki bir sopa yedim.
barin sonuna oturmaktan vazgecip, ortasinda oturmaya basladim.
appalachians yakininda bir yerde ust uste uc kez soyuldum.
daha sonra hindistan’ da olen ve cesedine kimsenin sahip cikmadigi
boynu sakat bir kadinla evlendim.
ilk oynadigim atin adi royal serenat’ ti ve uzun sure once oldu.
benim icin en guzel parlayan sey gecenin ilk ickisidir.
beni hicbir yere goturen sehirlerarasi otobusun tekerlek sesini
sonsuza dek duyacagim.
"sirf can verisini seyretmek icin bir adam vurdum reno’ da"
diye sarki soyledi
j. cash mahkumlar alkislarken.
moyamensing cezaevinde bir numarali halk dusmaniyla ayni
hucreyi paylastim ( geceleri horluyordu ).
kadinlarim bana akli dengemin ailem yuzunden bozuk
oldugunu soyluyorlar.
bazen annesiz bir cocuk gibi hissederim kendimi.
en sevdigim renk saridir ve odlegin tekiyim.
insanligin onda dokuzu kendine acima duygusunu kucaklar ve
kalan onda bir
onlari acinasi kilar.
sicanlar ve karafatmalar dayanikli hayatin guclu
animsaticilaridir.
benim icin en guzel sey zorbanin gozunde korkuyu gormekti.
en huzunlu sey ise oglenin ikisinde sardunya sulayan yasli kadinlar.
ogrendigim bir sey varsa o da sonuclari ne olursa olsun hemen
yapmanin gerekliligiydi.
ogrendigim bir baska sey ise bir zamanlar soylenen bir seyin
dogrulugunu
hizla yitirebilecegiydi.
macon’ da anam agladi ve tennessee’ de cildirdim,
albuquerque’ de bir otelin ikinci katinda buldum kendimi
( tahtakurulari
istahliydi ).
sonra kendimi bir demiyolu cetesiyle batiya giderken buldum
ve mecliste
koltuk sahibi olmak icin yanip tutusmadim.
8 yasindayken bana kulotunu gosteren kizi hatirliyorum.
kirmizi tramvaylari ve los angeles’ ta evlerin arasindaki bos
arsalari hatirliyorum.
kentin yarisina kulotunu gosteren kizin
ilk olarak bana gosterdigini
hatirliyorum.
umursamayan bir odlek oldum hep.
kazanmaya calismayan cesur bir adamdim her zaman.
kadin duzmenin para kazanmak gibi sosyal bir gorev
oldugunu kesfettim.
tennessee’ de anam agladi ve macon’ da cildirdim.
siyah-beyaz oyununun farkinda degildim ve
new orleans’ ta otobusun arka tarafina oturdum.
siyasetten ve bariz yanitlardan nefret ederim.
bati kansas’ ta anam agladi.
philly’ de 120 kilo agirliginda ve iki metre boyunda bir herifi
fena marizledim.
miami’ de 70 kilo agirliginda bir tip ilk yumrukta beni yere serdiginde
kalkmadim.
zihnimizin durumu ulkemizin durumudur.
yapmak istediginle yapmak zorunda oldugun sey aynidir.
bir keresinde bir denizcinin bir timsahla kapistigina tanik oldum
ve timsah pes etti.
sadece sikici insanlar sikilir.
sadece yanlis bayraklar dalgalanir.
size tanri olmadiklarini soyleyen insanlar aslinda aksini
dusunurler.
tanri basarisizliklarin bir icadidir.
tek cehennem bulundugun yerdir.
dallas’ tan gectim ve pasadena’ da aylaklik ettim.
anam aglamadi cunku aglatacak kimse yoktu.
iki boy aynasini tuzla buz ettim ve beni
hala ariyorlar.
insanin asla girmemesi gereken mekanlara girdim.
acimasizca dovulup oldu diye birakildim.
kafatasimda cop darbelerinden olusmus bir suru yumru var.
melekler korkudan altlarina kacirdilar.
harikulade bir insanim.
siz de oylesiniz.
o da oyle.
gunesin sari nabzi ve dunyanin gorkemi de.
kasırganın içinden bir ilahi
charles bukowski nin avi pardo cevirisi ile parantez’ den yayimlanmis olan siir kitabi kaybedenin onde gideni icinde yer alan siirlerinden biri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?