kahve

0 /
spoiled
habesistanli bir coban kecilerinin bir agacin meyvesini yiyerek hizli gelistiklerini gozlemleyip,bu meyveyi kaynatarak suyunu icmeye baslamasiyla farkedilen,gecmisi 14.yy’la kadar uzanan,guney habesistan’dan cikip tum dunyaya yayilmis olan icecek.
teski
kahve ağacı :
çiçekleri beyaz ve hoş kokulu , kirazı andıran kırmızı meyvasının içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür.doğal haline bırakıldığında 8-10 metreye kadar uzayan ağaç, meyvelerin kolay toplanabilmesi için sürekli budanarak 4-5 metre uzunluğunda bir çalı boyutunda tutulur. kahvenin defne yaprağına benzer derimsi ve kenarları dalgalı kışın dökülmeyen koyu, parlak ve sivri uçlu yaprakları vardır. bol yağış alan, ortalama sıcaklığın 18-24° c arasında bulunduğu ve don olayının görülmediği, ekvatorun 25 kuzey’i - 30 güney’i arasındaki kuşakta yetişir. soğukta ağaç ölür, ayrıca ani ısı değişiklikleri de ağaca zarar verir. nemli ortamı sevdiğinden, kahve ağacının düzenli yağışın olduğu tropik bölgelerde yetiştirilmesi gerekir. doğada pek çok yetişen türü olmasına rağmen yalnızca coffea arabica ve coffea robusta adındaki türlerin tarımı yapılmaktadır.
suspus
yaz kış demeden içebildiğimiz içecektir sağolsunlar icelar yazın 3ü1 arada kışın ne güzel geçiniyoruz
karagoz tup
etimolojisi kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan habeşistan’ın kaffa yöresinin arapça karşılığı "qahwah " dır. araplar bugün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki, şarap anlamında kullanmaktaydı. bugünkü anlamına 14. yüzyılda kazanmaya başlamıştır. bu türkçe’de kahve’ye dönüşmüş, buradan da avrupa’da café, caffe, koffie, coffee, koffie, kaffee şekline gelmiştir.


coffea ağacı
kahve ağacıçiçekleri beyaz ve hoş kokulu , kirazı andıran kırmızı meyvasının içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür.doğal haline bırakıldığında 8-10 metreye kadar uzayan ağaç, meyvelerin kolay toplanabilmesi için sürekli budanarak 4-5 metre uzunluğunda bir çalı boyutunda tutulur. kahvenin defne yaprağına benzer derimsi ve kenarları dalgalı kışın dökülmeyen koyu, parlak ve sivri uçlu yaprakları vardır. bol yağış alan, ortalama sıcaklığın 18-24° c arasında bulunduğu ve don olayının görülmediği, ekvatorun 25 kuzey’i - 30 güney’i arasındaki kuşakta yetişir. soğukta ağaç ölür, ayrıca ani ısı değişiklikleri de ağaca zarar verir. nemli ortamı sevdiğinden, kahve ağacının düzenli yağışın olduğu tropik bölgelerde yetiştirilmesi gerekir. doğada pek çok yetişen türü olmasına rağmen yalnızca coffea arabica ve coffea robusta adındaki türlerin tarımı yapılmaktadır.


kahve çiçeği
kahve çiçeği ve meyvesibol yağışların ardından kahve ağacı, yılda iki ya da üç kez bembeyaz muhteşem çiçekler açar. güçlü ve keskin kokuları kimi zaman yasemini kimi zaman portakal ağacının çiçeğini andırır. yeni çiçek vermeye başlamış bir ağaç, dallarında bir yılda toplam 20-30 bin çiçek taşır.

kahve çiçekleri açtıktan birkaç saat sonra solmaya başlar ve yavaşça meyve olmak için hazırlanırlar.


kahve meyvesi ve çekirdeği
kavrulmuş kahve çekirdeğikahve çiçeği beyaz renktedir ve yasemin gibi kokar. kahve meyvesi; büyüklüğü, şekli ve rengindeki benzerlikler nedeniyle "kahve kirazı" olarak da adlandırılmaktadır. içinde ince iki çekirdek bulunur. çekirdeklerin birbirine bakan tarafı düz, dış tarafı yuvarlaktır. her çekirdeğin içinde aynı biçimde bir tohum (kahve tanesi) vardır. tanenin düz yüzeyinde, içi sert bir besidokusu ile dolu olan, derin bir çizgi yer alır, besidokusunun dış tabakası ince bir zarla kaplıdır. zarın dışında ise daha sert bir kabuk vardır. eğer kahve çekirdeği daha sonra tohum olarak kullanılacaksa çekirdek kabuktan ayrılmaz.

bazı kahve ağaçlarının meyvesinden iki yerine bir tane çekirdek çıkar. bu çekirdek (peaberry), diğerlerine göre çok daha yuvarlak bir şekle sahiptir. tek olarak çıkan çekirdekler, diğerlerinden ayrılarak üretim sürecinden geçirilir. genellikle fiyatları da normal kahveye göre çok daha pahalıdır.

kahve meyvelerinin çok düzenli kontrol edilmeleri gerekir, çünkü olgunlaştıktan sonra 14 gün içinde çürümeye başlarlar.


fasa fiso
when the sweet poison of the treacherous grape
had acted on the world a general rape;
drowning our reason and our souls
in such deep seas of large o’erflowing bowls,

when foggy ale, leaving up mighty trains
of muddy vapours, had besieg’g our brains,
then heaven in pity…
first sent among us this all-healing berry,

coffee arrives, that grave and wholesome liquor,
that heals the stomach, makes the genius quicker,
relieves the memory, reviesvs the sad,
and cheers the spirits, without making mad…

meali şudur ki,

sinsi şarabın tatlı zehiri
dünyanın ırzına geçtiğinde,
ve akıl ve ruhumuzu
köpüklü derin kupalarda boğduğunda

bulanık bira kirli bir sisle
doldurduğunda beynimizi,
merhametli tanrı gönderdi bize
bu her derde deva meyveyi

kahve geldi, o değerli ve şifalı içecek
mideye iyi gelir, zihni açar,
belleği güçlendirir, dertliyi sevindirir,
coşku verir insana, insanı delirtmeden.

denildiğine göre, 1600’lü yıllarda yayınlanan yukarıdaki anonim şiir kahvenin püritenlere ilham verdiğinin bir işaretidir. alkolün etkisiyle zihni bulanmış insanlık kahvenin yardımıyla kendini toplar ve işine dört elle sarılmaya başlar artık.
http://www.moleschino.org/2005/12/
with all my love
yatagin üzerinde bagdas kurup oturarak ve sicakken içildigi vakit -ki ki$in sicak tercih edilir- havada sekilden sekile bürünen dumaninin izlenmesi, insanda; -nedendir bilinmez- iki eliyle birden muga daha bi yapisma ihtiyaci hissettirir. sonra telefon çalar, arayan o’dur. ardindan kapi çalar, gelen de o’dur.
sonra ...

sonra istem dısı dökülür dudaklardan, bir kahvenin 40 yıl hatiri oldugu dogru mudur?

not: yazilanlar gerçek hayattan bir kesit olup, tamamen hayal ürünüdür.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol