kadir has şehir stadyumu

ankakusu
kayseri’de mutlu bir gün geçirdik. mutluluğumuz hem bu kent hem de türk sporu adına. dün temeli atılan atatürk spor kompleksi’nin ve onun içindeki 33 bin kişilik kadir has stadı’nın örnek bir eser olacağına yürekten inanıyoruz.
bunun en büyük güvencesi, kayseri kulüplerinin onursal başkanı ve kayseri büyükşehir belediye başkanı mehmet özhaseki’nin bugüne kadar yaptıkları. onun spor sevgisi ve ilgisi kayseri’nin büyük şansı. son dönemde futbola yaptığı atakla dikkat çeken bu kentimizin önümüzdeki yıllarda bir yandan futboldaki başarılarını daha köklü ve kalıcı hale getirirken, öte yandan da başka spor dallarında kendini göstermeye başlayacağını kestirebiliyoruz.

temel atma töreninde kentteki spor heyecanını gözlemek mümkündü. bunun yanında iki başbakan yardımcısının konuşması ilginç göndermelerle doluydu. spordan sorumlu başbakan yardımcısı mehmet ali şahin, bir yandan her zamanki gibi coşkulu üslubu içinde buraya yapılacak tesisin heyecanını yaşarken, bir yandan da futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy’a göndermelerde bulunmaktan kendini alamadı. atatürk’ün, "ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." sözünün spor yöneticileri içinde geçerli olması gerektiğini vurgulayan bakan, bununla yetinmeyip her türlü şaibeden uzak kalınması gerektiğini de söylemekten kendini alamadı.

törenin en ilginç kişilerinden biri galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın’dı. canaydın törene bu sıfatı ile değil, kulüpler birliği başkanı olarak katılıyordu. fakat işin asıl ilginç yanı bu değildi. nitekim başbakan yardımcısı abdullah gül’ün konuşması sırasında bu durum ortaya çıktı. belediye başkanı mehmet özhaseki’nin, "bu stadı devletten beş kuruş istemeden yapacağız, zaten kayseri’deki her işimizi de böyle yapıyoruz. devlet yetkililerinin sadece gelip yanımızda olduklarını göstermeleri yeterli." sözlerini hatırlatan abdullah gül, başka kulüplerin de tesislerini bu anlayış içinde yapmaları gerektiğini söylerken, özhan canaydın’a göndermede falan bulunmadı, doğrudan doğruya adını vererek kendisine söyledi.

canaydın ise bu tür durumlar için fazlasıyla idmanlıydı. nasıl olmasın ki, göreve gelişinden bu yana geçen 4,5 yıllık sürede, stat meselesi devamlı patinaj yapan araba gibiydi. canaydın, içinde tekerlek döndüğü için araba bir yere gidiyor sanıyor, ama olduğu yerde duruyor. buna karşın, "temel atma ve öteki durumlarla ilgili tecrübe kazanıyorum." diye espri yapmaktan da geri durmadı.

stadın 14 ayda bitirilecek olması, bu alanda herhalde bir rekor oluşturacak. ancak başbakan yardımcısı abdullah gül bunu da yeterli görmedi. konuşması sırasında müteahhit firmanın bu tesisi gelecek yıl 29 ekim cumhuriyet bayramı kutlamasına yetiştireceğini umduğunu söyledi. hemen orada da müteahhit firma yetkilisinden söz istedi. bu kişi de "ne diyebilirim, gerekeni yapacağız." diye adeta gülün kayserili iş bitiriciliğine teslim oldu.

türkiye’nin kazanacağı bu örnek spor tesisinin ilk adımını atmanın heyecanını paylaşma imkanı verdikleri için kayserili dostlarımıza teşekkür ediyoruz.


05/11/2006


bize daha çok kayserili gerekli
ahmet çakir
geçen cumartesi katıldığımız çok önemli bir spor tesisinin temel atma töreniyle ilgili izlenimlerimizin bir bölümünü zaman’da yazmıştık. başbakan yardımcısı mehmet ali şahin’in futbol federasyonu başkanı haluk ulusoy’a yönelik ve bir türlü azalmayan öfkesiyle öteki bazı ayrıntılar bu işin asıl önemli yanını biraz gölgeledi.
burada asıl vurgulanması gereken nokta, bu kentimizde son yıllarda yaşanan çok önemli gelişmelerle kayserili’nin iş görme becerisiydi. içinde 33 bin kişilik çağdaş bir stadın yer alacağı dev tesisin 14 ayda bitirilmesini hayal etmek bile zor. ancak dışişleri bakanı abdullah gül, bu süreyi daha da kısaltıp 11 ay 24 güne kadar düşürdü. bunun sözünü müteahhitten aldı; tesis, 29 ekim 2007’de açılacak.

yine bunun kadar önemli bir noktayı da kayseri büyükşehir belediye başkanı mehmet özhaseki açıkladı: ‘bu tesis için devletten para istemiyoruz.’ hani, ‘sahalarımızda görmek istemediğimiz türden hareketler’ diye basmakalıp bir laf var ya, özhaseki’nin sözleri de bu memlekette tam duymak istediğimiz türden güzelliklerin ifadesiydi. ounun döneminde yapılanların yanında, kentin 300 milyon dolarlık bir yardımseverlik portföyü oluşturmuş olması, burada her şeyin başarılabileceğinin garantisiydi.

şurasını açık söyleyeyim: kayserililer’in geleneksel ticaret kafaları ve buna bağlı uyanıklık efsaneleri bana pek sempatik gelmez. merkebi boyayıp babasına satma türünden öykülerden pek hoşlanmam. en sevindiğim nokta, kayseri’nin artık böylesi saçmalıkları çoktan aşması. kayseri, ticarete dayalı bir gelişme döneminden sanayiye geçiyor ve bunun getirdiği zihniyet değişikliğiyle çağdaş değerler de kent yaşamına yansıyor. bunun izlerini son yıllarda sıklaşan kente gidip gelmelerimizde görebiliyoruz.

kişisel olarak en çok sevindiğim nokta da, buradaki konukluğumuz sırasında hemen hiç dert dinlemek zorunda kalmayışım. oysa öteki kentlerdeki dostlarımızla sohbetlerimizin yüzde 90’ını bu türden ağlaşmalar oluşturur. bunun da insanı bıktıran bir durum olduğunu söylemeye gerek var mı bilmem!

özhaseki’nin vurguladığı gibi, kayserili çalışıyor, üretiyor, zenginleşiyor ve çağdaş yaşamın nimetlerinden daha çok pay almayı da hak ediyor. bu kafa yapısında olan insanların yaşadığı kentlerin sayısı arttıkça, türkiye’nin çehresi de değişecek.

ancak bunun kolay olmayacağı da ortada. çünkü kayseri’nin şu andaki stadıyla asla kıyaslanamayacak kadar berbat bir stada sahip olan antalya’da en küçük bir hareket görememek insanı şaşkına çeviriyor. başka pek çok kentin durumu da antalya’dan farklı değil. oysa her kent şöyle ya da böyle bir potansiyele sahip. ancak o kentlerin yöneticilerinde bu potansiyeli eyleme dönüştürebilecek beceri yok. bunu da binbir mazeretle örtmeye çalışıyorlar. türkiye zaten bir mazeretler ülkesi olduğundan, herhangi bir sıkıntı da çekmiyorlar.

hele g.saray’ın yaklaşık 10 yıldır sürekli patinaj yapan yeni ali sami yen stadı projesi’nin bir çıkmaza dönüşmüş olması, insanı düpedüz umutsuzluğa sevk ediyor. umarız ki, temel atma töreninde hazır bulunan özhan canaydın başta olmak üzere, antalya ve öteki kentlerin yetkilileri kayseri örneğinden gerekli dersi çıkarıp harekete geçerler. anlaşılan o ki, bu memlekete daha çok özhaseki ve kayserili gerekli. ne dersiniz?

http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/yazar.do?yazino=448911
ankakusu
iste yapilacak stadin istatistikleri:

alt tribünler
kale arkasi: 2499+2433 = 4932 kişi
doğru tribünü: 2345 kişi
bati tribünü: 2200 kişi
toplam:9477 kişi

üst tribünler
kale arkasi 5931+5920= 11871 kişi
doğu tribünü: 5611 kişi
bati tribünü (şeref): 4038 kişi
-protokol: 40
-şeref...:500
-basin(masali)...: 108
-basin.......189 kişi

toplam: 22357 kişi

genel stadyumun kapasitesi: 32864 kişi

localar:
küçük loca 16 kişilik 24 adet: 984 kişi
kafe loca: 23 kişilik 2 adet: 46 kişi
toplam: 1030 kişi

80 kişilik açik kafe 1 adet: 80 kişi
100 kişilik restorant 1 adet: 100 kişi

otopark:
açik
-araç 1500 adet
-otobüs: 8 adet

kapali
-protoköl: 15 adet
-loca/basin: 193 adet
genel toplam: 1716

alanlar:
yeşil alan: 27257 m2
otopark alan: 52317 m2
inşaat alani: 63127 m2
toplam alan: 145000 m2

kayserispor.com
ankakusu
kayseride yapilacak olan turk mimarlarinin projesini cizdigi stad. 2008 yilinda bitirilmesi planlaniyor. ve oyle gorunuyor ki turkiyenin tartismasiz en guzel ve modern stadyumu olacak.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol