oncelikle sunu belirtiyim ki yazicaklarim islam’i bir din olarak degil bir sosyal-ekonomik model olarak kabul edip yazilmistir. islam’in dini yonu kisi ile tanri arasinda oldugu icin getirdikleri ve goturdukleri objektif olamaz. bizi de ilgilendirmez.
islam dininin turkluge degil, inanan butun toplumlara en buyuk kayibi numerik bir anayasa dini olmasidir. her satirindaki kesin hukuksal ve isletsel hukumler modern hukukla celistigi zaman ortaya din ve hukuk arasinda secim yapmak gibi yaman bir celiski cikar.
ayrica islam dini hristiyanlik gibi merkezi otoriteye karsi kendini finanse eden bir organizasyon olmadigi icin her zaman merkezi otoritenin bir parcasi olmus ve toplumun sadece tanri ile olan degil, bireylerin birbirleriyle olan iliskileri ile ilgili de kurallar getirmistir.
kisilerin birbirleriyle olan davranislari hukugun ilgi alanina girer. ancak islam’in bu konulardaki kesin yargilari laikligi imkansiz kilmaktadir.
toplumun cogunlugu musluman olan hicbir toplumun gercek bir laiklik kavramina ulasmasi imkansizdir. cunku laiklik sadece dinin devlet islerine karismamasi degil, devletin de din islerine karismamasidir ki konumuz islam oldugunda bu acik bir sekilde imkansizdir.
islam sosyal olarak zamaninin cok ilerisinde olan, ancak numerik yapisi zamaninda bir devleti ayakta tutmak icin kullanilmis olsa da gunumuzun modern ihtiyaclarina seriat ile cevap bulamadigi icin islevini tam olarak gerceklestiremeyen bir din olarak kalmistir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?