şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi 
bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktılar beni..
bıraktın beni..
o tahta balerinin yırtık bacaklarında benim tebliğimden 
bir yansıma bir sıçrayış 
gece üçte uyanıp başladım alkışlamaya,bıraktın beni..
yazı sorguya aldılar 
işkencede kısa kalbim 
dolaşıyorum yeni yanmış lisenin koridorlarında 
da sözlüye kaldırılıyor ilk sevgilim intihar 
ben hiç ders çalışmadım senden başka,bıraktın beni..
kibar bir orospuyum ben bunu da yazdım kumsala, 
tırnaklarına gözyaşı ojeleri süren.. 
artmayacağım,eksilmekti sevişmelerimiz 
bunun için her gün bir çocuk öldürüyorum 
parmaklarım bir ferman gibi açılıyor gırtlağında 
bir güle saati sormak değil mi çekip gitmenin öncesi 
eğilip bir kediyi okşamak olmasın 
geri gelmek istemenin en büyük delili..
bıraktın beni..
yanıtım:anlayacaktık zaten sıkıldığımızı ve bunun 
böyle bungun, kırışık sürmeyeceğini 
kahverengiye çevirdi yaşadığım sevdalar beni 
türkçeler yetmedi karardıkça parlayan şarkıma 
girdiğim bahçede yitti sidikli ömrüm 
sanki 
bir tren raydan çıktı vücudumda 
bıraktın beni.. 
yıkandım ateşin suyunda 
gümüşlendim kurşunlandım 
neşter perisiyim şimdilerdeyse 
yüksek sesle güldüm buna 
bunu da bunu da yazdım kumsala 
kendi çevremi 
üçyüz altmış beş günde döndüm,sana döndüm,dön bana..
kurtarılmaz ayrılıklar mı yaşıyoruz çarparak söğütlere.. 
uğrunda ölünecekleri mi gömüyoruz güneşin battığı yere! 
aşk,çekim eki almıyor,başka uyaklarla kalıyor ayakta bıraktın beni..
aşk,artık korkak bir zamir gibi..
sabah akşam sağına soluna jilet atmakta 
bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta 
yalnızlık okuma yazma bilmiyor.. 
siz sürdürün kentinizi 
komik sarhoşluklarınızı..
sahte öpüşmelerinizi..
girin kalabalığa pazaryerlerine otobüslere bıraktın beni..
kaybolun yüzünüzde 
siz sürdürün kentinizi 
yangınınızı ben alıyorum,depremlerinizi 
sel baskınlarınızı,salgınlarınızı 
afetleri götürüyorum muazzam aşklarınızdan 
şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi..
bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktınız beni! 
içime beton bir martı döktünüz.. 
içime batırdınız ceylan kemiğini! 
sevgi kubilayıydım ben 
keserek bileklerimi nankör bir testereyle 
kopuk ellerimi dolaştırdınız bir sopa ucunda tüm yeryüzünde 
şiir yazdırmadınız bana şiirime döndüm sana döndüm.. 
dön bana.. 
siz sürdürün kentinizi 
ben sizin payınıza nasıl olsa 
yaşıyorum trajedilerinizi 
muazzam aşklarınızdaki!
(bkz: küçük iskender)
                    ıslak mayıs şarkısı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

