5. sınıfta geçmiştim şehir değişikliği yapmıştık babamın tayini sebebiyle yabancı okul yabancı insanlar yabancı öğretmenler çok zor gelmişti ilk gün okula gitmek. neyse işte gittim ben okula öğrenci sırasında fatıma diye biz kızla lafladık hoşgeldin nerden geldin nerelisin diye bi yığın soru sordu andımız istiklal marşı okundu sınıflara geçtik hiç unutmam ortanın önden 3.sırasına oturdum nedense sevememiştim sınıfı bıkkınlıkla koydum başımı sıraya duvarladaki asılı resimlere bakıyorum geçen yıllardan kalan sonra bi oğlanla göz göze geldim kara kara gözleriyle bana bakıyodu bakış o bakış ben şu yaşıma geldim hala ara ara aklıma geliyor. denilen doğruymuş ilk aşk unutulmazmış.
ilk aşk
bir ivan sergeyevic turgenyev öyküsüdür.
"kadın aşkından koru kendini oğlum. bize mutlulukla birlikte zehir sunan bu duygudan kork..."
"kadın aşkından koru kendini oğlum. bize mutlulukla birlikte zehir sunan bu duygudan kork..."
şimdi ben ilk ; 7 yaşındaydım , aşık oldum , ilkokul arkadaşımdı , bir gün saçımı çekti bende ona vurdum , çok eğlenceliydi ,
eve beraber yürüyerek döner , çocukluğun verdiği o tuhaf korkusuz sevinç ve coşku ile konuşur gülerdik . sonra o üçüncü sınıfta ailesi ile
abd ye göç etti . yemeden , içmeden kesildim , kalbim ağırıyordu (ağrı fizikseldi) , okula gitmez oldum , doktorlara götürdüler ,
birşey bulamadı doktorlar , birini mi kaybettiniz , çocuk depresyonda sanki dediler , hayır dedi yapımda emeği geçenler , bilemediler , çocuk ,
çok acı çekiyordu , aşkı onu bırakıp bir daha dönmemek üzere gittiğinden ne yapacağını bilemiyor sadece acı çekiyordu .
iki ay sonra , sınıfa iki mektup geldi , biri genel ; sınıfa yazılmış , diğeri bana ,
öğretmen hıyarı ; bana gelen özel mektubu da okudu sınıfta ;
ne yazıyordu hatırlamıyorum cümleleri , ve ne yazık elimde değil o mektup , (hıyar öğretmen bana vermedi yani )
ama şu çok net aklımda ; seni hiç unutmayacağım ve eğer dönersem geri , seni mutlaka bulacağım ve yürüyeceğiz gene birlikte ..
(cümleler bunlar değildir kesinlikle -9 yaşında kurulamıyor böyle cümle - , ama anlamları bunlardı .)
hala bekliyorum , çok uzun oldu ve hiçbir haber alamadım , ama bekliyorum , gelirse beni bulacak ve biz gene yürüyeceğiz , boğazda .
eve beraber yürüyerek döner , çocukluğun verdiği o tuhaf korkusuz sevinç ve coşku ile konuşur gülerdik . sonra o üçüncü sınıfta ailesi ile
abd ye göç etti . yemeden , içmeden kesildim , kalbim ağırıyordu (ağrı fizikseldi) , okula gitmez oldum , doktorlara götürdüler ,
birşey bulamadı doktorlar , birini mi kaybettiniz , çocuk depresyonda sanki dediler , hayır dedi yapımda emeği geçenler , bilemediler , çocuk ,
çok acı çekiyordu , aşkı onu bırakıp bir daha dönmemek üzere gittiğinden ne yapacağını bilemiyor sadece acı çekiyordu .
iki ay sonra , sınıfa iki mektup geldi , biri genel ; sınıfa yazılmış , diğeri bana ,
öğretmen hıyarı ; bana gelen özel mektubu da okudu sınıfta ;
ne yazıyordu hatırlamıyorum cümleleri , ve ne yazık elimde değil o mektup , (hıyar öğretmen bana vermedi yani )
ama şu çok net aklımda ; seni hiç unutmayacağım ve eğer dönersem geri , seni mutlaka bulacağım ve yürüyeceğiz gene birlikte ..
(cümleler bunlar değildir kesinlikle -9 yaşında kurulamıyor böyle cümle - , ama anlamları bunlardı .)
hala bekliyorum , çok uzun oldu ve hiçbir haber alamadım , ama bekliyorum , gelirse beni bulacak ve biz gene yürüyeceğiz , boğazda .
uykumu getiren şarkı. hele saksofon solo atarken gözlerim kapanır resmen. yine de çok güzel şarkı.
yönetmenliğini nihat durakın yaptığı, çetin tekindor, vahide gördüm, halit ergenç, ayşen gruda, erol günaydın gibi oyuncuları da bünyesinde barındıran, vizyonda yer alan ege hikayelerinden bir diğeri. (öteki için (bkz: dondurmam gaymak))
bu oyuncu kadrosu ile tabiki çok başarılı bir oyunculuk izleme fırsatımız oluyor ama 350bin versiyonunu izlemiş olduğumuz bir "ilk aşk" konusunun etrafında dönüyor olmasaymış keşke. "aşık olduk, kavuşamadık, yıllar sonra birbirimizi bulduk ama çok geç kalmıştık" konusu çevresine örülen olaylardan oluşuyor. buradan da şu çıkıyor; senaryoda iş yok ama oyuncular çok iyi olduğu için film kurtuluyor.
bu oyuncu kadrosu ile tabiki çok başarılı bir oyunculuk izleme fırsatımız oluyor ama 350bin versiyonunu izlemiş olduğumuz bir "ilk aşk" konusunun etrafında dönüyor olmasaymış keşke. "aşık olduk, kavuşamadık, yıllar sonra birbirimizi bulduk ama çok geç kalmıştık" konusu çevresine örülen olaylardan oluşuyor. buradan da şu çıkıyor; senaryoda iş yok ama oyuncular çok iyi olduğu için film kurtuluyor.
hiç unutulmayan şey...
her ilişkisinde "aşık mıyım??? oluyorum sanırım, aman değilmişim olsam bu kadar çabuk geçermiydi ayrıllık acısı" sözlerini sarfeden bünyelerde hatırlanması zor olan duygu. hangisi aşktı hangisi değildi karar verememişken ilkini bulmak hayli çetrefillidir sanırım.
ayrıldıktan sonra çekilen acının büyüklüğüne göre, " gerçekten aşıkmışım yaa" denildiğinde ise çok geçtir artık.
ayrıldıktan sonra çekilen acının büyüklüğüne göre, " gerçekten aşıkmışım yaa" denildiğinde ise çok geçtir artık.
bazen hic yasanmayan ama yasandıgı zaman hıc unutulmayan acayıp bır duygu seli.80 ine gelip hala hatırlanacak vakka.
ilk aşkların nasıl büyük bir hüzünle son bulabileceğini anlatan güzel denebilecek bir film. gideceklerin çok büyük beklentilerle gütmemesi gerekir bu filme. oyunculuklar amcalara yakısacak derecede çok güzeldir ama elde adam gibi bir senaryo ve kurgu olmayınca böyle orta dereceli bir film çıkıyo.
bazen cok gec de yasanabilen bir duygu. 26 yasinda asik olunca öncekilerin askla ilgisi yokmus dedirten ve ciddi ciddi karına kalbe kramplar girmesine sebep olan his öbeği.
10 yaşında rastladığım en son 12 yaşında gördüğüm, o zamandan beri ne yaptığını bilmediğim, hiçbir şekilde haber alamadığım, nerde ismini görsem, "acaba o mu?" diye düşündüğüm, "keşke burda olsada o zaman söyleyemediklerimi şimdi söylesem" veya "oda beni seviyodu biliyorum" dediğim çocukluğumun en büyük hatırası.. hala düşündükçe gülümserim, hala paylaşamam, hala saygı duyarım..
çetin tekindor,dolunay soysert,tarık pabuccuoğlu,okan yalabık gibi oyuncuların da kadrosunda olduğu bugün gösterime girmiş olan türk filmi.
doğumdan itibaren nasıl devamlı birşeyler keşfedilirse bunu keşfederken seninle, içinde hissettiğin birinin olmasıyla hissetmek ve keşfetmek. onun içinde olmak ve onu içinde hissetmek isteği...
hiç bi zaman son olmayacak aşk..
sadece ilk aşktadır o kalbin düşer gibi hoplaması ,bir gülüşe ruhunu satma isteği,bir göz kaçırdığında köprüden atlama krizi ,sensiz yaşayamamın ithafı.sonrakiler yaşanmış aşkın eksik klonlarıdır ,tecrübeyle,yaşla,cinsellikle tamamlanmaya çalışılan.
her insan kendi kaderini kendi yazar
her insan kendi kaderini kendi yazar
unutulamayan olgulardan biri.
her insanin mutlaka yasadigi lanet bi duygu!!
hepsi eskisini siler.daha dogrusu en gucsuz olanlari.en yogunlari ilk ask diye hatirlarim ben.gercekteki ilkini hatirlamam bile hic.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?