iğrenç espriler
sacimi onceden ortadan ayiriyordum artik liseden.
***
-kullanylmy? orkide ne denir?
-"red kit" boooghhh...
***
-kadynyn biri ölmus hamile kalmy$, neden?
-gömmü$ler...
***
-4 tarafy denizlerle cevrili kara parcasyna ne denir?
-??
-teslim ol kara parçasy etrafyn saryldy.
***
-kullanylmy? orkide ne denir?
-"red kit" boooghhh...
***
-kadynyn biri ölmus hamile kalmy$, neden?
-gömmü$ler...
***
-4 tarafy denizlerle cevrili kara parcasyna ne denir?
-??
-teslim ol kara parçasy etrafyn saryldy.
adamin biri pencereden asagi atlamis olmus arkasindan
baska biri atlamis ama olmemis neden?
cevap: cunku olenle olunmezmis
baska biri atlamis ama olmemis neden?
cevap: cunku olenle olunmezmis
istanbulun bir mahallesi "basi buyuk" minibus duragi
-basi buyuk mu ?
-evet abla
-hemen kalkiyor mu?
-kalkar abla
-basi buyuk mu ?
-evet abla
-hemen kalkiyor mu?
-kalkar abla
olsem de gam yemem cunku orucluyum.
-en son aya ne denir?
-?
-son samuray
-?
-son samuray
-sana ceren in selami var?
-hangi ceren in?
-tencerenin..
__________________________
-sana dursun un selami var?
-hangi dursun?
-kudursun...
-hangi ceren in?
-tencerenin..
__________________________
-sana dursun un selami var?
-hangi dursun?
-kudursun...
-sana bi killik yapiyim mi icene killarini koyarsin.
+...
+...
- bruce leenin turk versiyonu kimdir?
- memo lee
- memo lee
anneler neden hicbir sey dusunmez? cunku "tefal herseyi dusunur"
ogretmen ogrencilerine: "cocuklar dinleyin" der. cocuklarin cevabi ise: "din din din"
aaaa cok fiyakali bir elbise. bak benimkisi v yakali.
dunya delikanli olsaydi yuvarlak olmazdi.
var ya sen hic gol atamazsin. niye? tipin ofsayt.
var ya sen denizde hic bogulmazsin. niye? tipin kayik.
hic terlemeyen devlet memuruna ne denir? noter.
eli olmayan babaya ne denir? noel baba.
aykut gol atamayinca ne demis? i couldnt.
adamin kafasina selpak dusmus olmus. niye? onlar halka degil fil.
en cok hangi ilimizde araba var? kars.
yikanan tona ne denir? washing ton.
cocuk arkadasina kirda oynayalim demis. arkadasi ise kirarsak nasil oynariz demis.
ders bosch mu? hayir arcelik.
telefonlar dinleniyormus. iyi bari cok yorulmuslardi.
cok makbule gecti, senin gibisi gecmedi makbule.
email mi kotu mail mi?
adamin gozleri dolmus. ayaklari taksi.
adamin karni acmis denize dalmis, tok cikmis. niye? adam vurgun yemis.
en hizli sayi 10dur. niye? cunku onun arabasi var.
a1018-ablan 19
adam satmis karisi rtl.
hakan sukur macta sakatlaninca onu kim tasir? hakan tasiyan.
daha bulardan ote , igrenc espiri klonu,degisik , asiri sekilsiz ,iksinc ve de tiksinc v.s. ya iste oyle...
ogretmen ogrencilerine: "cocuklar dinleyin" der. cocuklarin cevabi ise: "din din din"
aaaa cok fiyakali bir elbise. bak benimkisi v yakali.
dunya delikanli olsaydi yuvarlak olmazdi.
var ya sen hic gol atamazsin. niye? tipin ofsayt.
var ya sen denizde hic bogulmazsin. niye? tipin kayik.
hic terlemeyen devlet memuruna ne denir? noter.
eli olmayan babaya ne denir? noel baba.
aykut gol atamayinca ne demis? i couldnt.
adamin kafasina selpak dusmus olmus. niye? onlar halka degil fil.
en cok hangi ilimizde araba var? kars.
yikanan tona ne denir? washing ton.
cocuk arkadasina kirda oynayalim demis. arkadasi ise kirarsak nasil oynariz demis.
ders bosch mu? hayir arcelik.
telefonlar dinleniyormus. iyi bari cok yorulmuslardi.
cok makbule gecti, senin gibisi gecmedi makbule.
email mi kotu mail mi?
adamin gozleri dolmus. ayaklari taksi.
adamin karni acmis denize dalmis, tok cikmis. niye? adam vurgun yemis.
en hizli sayi 10dur. niye? cunku onun arabasi var.
a1018-ablan 19
adam satmis karisi rtl.
hakan sukur macta sakatlaninca onu kim tasir? hakan tasiyan.
daha bulardan ote , igrenc espiri klonu,degisik , asiri sekilsiz ,iksinc ve de tiksinc v.s. ya iste oyle...
(bkz: bir kadin varmis hamile kalmis )
bu olay, marmara üniversitesi ingiliz dili ve edebiyatı bölümünü 1993 yılında bitiren dilek isimli bi kızın başından geçmiş.
dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. yalnız korkunç da yağmur yağıyormuş bu arada. kızın önüne bir araba yanaşmış. iyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, "yanlış anlamayın nolur. ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. islanmayın, gelin ben sizi uygun bir yere kadar bırakayım" demiş. dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. yolda sohbet filan etmişler. hoşlanmışlar birbirlerinden. çocuk, "lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. bakın yağmur da iyice hızlandı" demiş, dilek kabul etmiş taabi.
sohbet iyice koyulaşmış. kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler. dilek çok etkilenmiş çocuktan. o hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, "ay benimki mi arıyo?" diye telefona koşmuş. ama arayan olmamış maalesef. dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, "belki numaramı kaybetmiştir, nolucak ki ben arasam" deyip kandırmış kendini. telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. anlattıklarından dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. "keşke eve bıraktırmasaydım. benim bunun sorumlusu" diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, "en azından başsağlığına gideyim bari" diye düşünmüş. ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, "bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? onu gerçekten çok sevmiştim" demiş. bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. sürekli de, "onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm" diye tekrar ediyomuş kendi kendine. artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. inanamamış bu duruma. "heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım" diyerek yeniden yıkamış gömleği. ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.
bunun üzerine dilek kız girdiği ruhsal çöküntünün de etkisiyle bir hocaya gitmeye karar vermiş. çünkü başına gelen olayı mantıksal olarak bir türlü açıklayamıyormuş. çevresinden edindiği bilgiyle değerli bir insan olan rıza hocayı bulup olayı başından sonuna anlatmış. rıza hoca uzun-uzun dualar okuduktan sonra dilek e gömleği neyle yıkadığımı sormuş. dilek te tam iki kez deterjanla yıkadığını, ilk başta gömleğin temizlendiğini fakat sabah tekrar kanlar içinde olduğunu ağlayarak anlatmış. bunu duyan rıza hocanın gözleri faltaşı gibi açılmış ve ellerini dileğin kafasına dokundurarak aynen şunları söylemiş... "a benim salak kızım, hiç normal deterjanla kan lekesi çıkar mı? ace kullansana, hem renkli hem de renksiz çamaşırlarında!
dilek bir gün okuldan çıkmış, durakta minibüs bekliyomuş. yalnız korkunç da yağmur yağıyormuş bu arada. kızın önüne bir araba yanaşmış. iyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, "yanlış anlamayın nolur. ben de yakın zamana kadar öğrenciydim. islanmayın, gelin ben sizi uygun bir yere kadar bırakayım" demiş. dilek kız, başta biraz tereddüt etmiş ama çocuğun iyiniyetine inanmış ve arabaya binmiş. yolda sohbet filan etmişler. hoşlanmışlar birbirlerinden. çocuk, "lütfen izin verin sizi evinize bırakayım. bakın yağmur da iyice hızlandı" demiş, dilek kabul etmiş taabi.
sohbet iyice koyulaşmış. kızın evine gelmişler, bu arada telefon değiş tokuşu yapmayı da ihmal etmemişler. dilek çok etkilenmiş çocuktan. o hafta her telefon çaldığında yüreği hop etmiş, "ay benimki mi arıyo?" diye telefona koşmuş. ama arayan olmamış maalesef. dilek yüzünü kızartıp çocuğu aramaya karar vermiş, "belki numaramı kaybetmiştir, nolucak ki ben arasam" deyip kandırmış kendini. telefonu ağlamaklı bi kadın sesi açmış. meğer teyze, bizim çocuğun annesiymiş ve hıçkıra hıçkıra, oğlunun trafik kazasında öldüğünü söylemiş. anlattıklarından dilek anlamış ki, çocuk onu bıraktıktan 5 dakika sonra yapmış kazayı. "keşke eve bıraktırmasaydım. benim bunun sorumlusu" diyerek hemen kendini suçlamaya başlamış. suçluluk duygusundan kurtulmak için teyzeden adresi almış, "en azından başsağlığına gideyim bari" diye düşünmüş. ziyaret ağlamaklı ve de yaslı geçmiş. ayrılma vakti geldiğinde iyice havaya giren kız, "bana oğlunuzdan bi hatıra verir misiniz? onu gerçekten çok sevmiştim" demiş. bunun üzerine anne içeriye gitmiş, döndüğünde elinde çocuğun kaza günü üzerinde olan gömlek varmış. üstelik de hala kanlar içindeymiş gömlek. dilek çok kötü olmuş, gömleğin niye saklandığı ve niye ona verildiği anlamsızlığına rağmen yine de kadını kıramayıp almış kanlı gömleği. ama eve gelir gelmez ilk işi gömleği yıkayıp, ütülemek olmuş. bütün gece gömleğe baka baka, zır zır ağlamış. sürekli de, "onu ben öldürdüm, onu ben öldürdüm" diye tekrar ediyomuş kendi kendine. artık ağlamaktan bitap düştüğünde gömleği yastığının altına koymuş ve yatmış. sabah uyandığında kendini daha iyi hissediyomuş. ama yastığı kaldırdığında bi de görmüş ki gömlek yine kanlar içinde. inanamamış bu duruma. "heralde dün o kafayla iyi yıkayamadım" diyerek yeniden yıkamış gömleği. ama ertesi sabah da hiç bi değişiklik yokmuş gömlekte, yine kanlar içindeymiş.
bunun üzerine dilek kız girdiği ruhsal çöküntünün de etkisiyle bir hocaya gitmeye karar vermiş. çünkü başına gelen olayı mantıksal olarak bir türlü açıklayamıyormuş. çevresinden edindiği bilgiyle değerli bir insan olan rıza hocayı bulup olayı başından sonuna anlatmış. rıza hoca uzun-uzun dualar okuduktan sonra dilek e gömleği neyle yıkadığımı sormuş. dilek te tam iki kez deterjanla yıkadığını, ilk başta gömleğin temizlendiğini fakat sabah tekrar kanlar içinde olduğunu ağlayarak anlatmış. bunu duyan rıza hocanın gözleri faltaşı gibi açılmış ve ellerini dileğin kafasına dokundurarak aynen şunları söylemiş... "a benim salak kızım, hiç normal deterjanla kan lekesi çıkar mı? ace kullansana, hem renkli hem de renksiz çamaşırlarında!
tabakta et kartal tibet.
--bozuk paran var mı?
+yok daha dün tamirciye verdim.
+yok daha dün tamirciye verdim.
bayağılaşmış ilginçliğini yitirmiş insanı bayan boğan hatta sinir küpü yaparak sapıtırabilen espriler örnekleri okumak mı ? o bile bayıyor.
dört kişilik bir eğitim ucağı karadeniz bölgesinde mezarlığa düşmüş. lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış.
ayda 500 milyar para kazanmak ister misin?
-o zaman aya git.
-o zaman aya git.
(bkz: soğuk espriler)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?