bazı yabancı seyyâhların ve bir kısım islâm düşmanı tarihçilerin anlattıkları gibi, enderun yani iç saray’da çalışmak üzere yetiştirilen iç oğlanlarının yakışıklı olması, padişahların gayri meşru arzularını tatmin için değildir. belki iç saray yani osmanlı devleti’nin en geniş sınırlara ulaştığı dönemlerde toprak alanı 24 milyon km2yi bulan bu muhteşem devletin devlet başkanlığı sarayı demek olan bu mahalde çalışacak personel dikkatle seçilmeliydi. bugün bile başbakanlık ile cumhurbaşkanlığı köşkünde çalışan personel ile normal bir devlet dairesinde çalışan personelin aynı özelliklere sahip olmadığını, aslında bu iftiraları kitaplarına alanlar da bilirler. gerçekten iç saray’da çalışacak personel, sır tutmalı, eli ayağı düzgün olmalı, yalancı ve hâin insanlar olmamalıydı.
işte bütün bu özelliklere sahip devşirmeleri iç oğlanı adıyla tesbit edebilmek için bugün kriminoloji veya benzeri ilimlerin yerine osmanlı döneminde de ilm-i sîmâ veya ilm-i kıyâfet denilen bir ilim dalı vardı. elinin, ayağının, gözünün ve kulağının özelliklerine göre, bir insanın ahlaki yapısı az çok tesbit edilmekteydi. işte enderûn denilen iç saray’da çalışacak iç oğlan denilen personel, bu konuda uzman olan kişilerce seçilmekteydi. gılmân veya iç oğlan denilmesinin bir sebebi de, burada bugünkü gibi kadın personel çalıştırılmamasındandır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?