insani intihara meyilli yapan durumdur.
hoşlandığın kızın en iyi arkadaşınla çıkması
(bkz: arkadaşımın aşkısın)
bu dünyada daha kime neye güveneceğin konusunda uzun yıllar kafa yormanı vede artık kimseye güvenememeni sağlayacak üzücü olay. allah nihat doğan ın bile başına vermesin.
yıl: 2000
yer: bakırköy / istanbul
bir kız, iki erkekten oluşan bir kanka grubu vardır yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen. hatta sürekli birbirlerinden kopya çektikleri için ders notları dahi aynıdır.
bir gün; erkeklerden biri; kıza tutulduğunu farkeder. ama açıklamak zordur çünkü ortadaki arkadaşlık büyüsünü bozmak istemiyordur. yine de içindeki aşkı bastıramaz. diğer erkek kankayı alır ve bakırköy sahiline götürür. birlikte içerler. kafalar biraz kıyak olunca ona açılacak cesareti bulur. tam açılmak üzereyken şu sözleri duyar kankasından:
- kanka; günlerdir senden saklıyorum ama ben xxx’e deli gibi aşığım. anlamasın diye yapmadığım şebeklik kalmıyor ama artık dayanamıyorum. off ulan off.
işte bu cümlelerle yıkılır, kendi derdini anlatmak isterken; şimdi o derdin kankasının da yakasında olduğunu görür. acısını içine gömüp susar o gece. ertesi gün ve sonraki günlerde de çaktırmaz hiç bir şey. sonra diğer iki kankasıyla uyduruktan sebeplerle kavga edip ayrılır. amaç canı kadar çok sevdiği kankasıyla, kız kankasını yalnız bırakmaktır.
sonuç: şimdi 3 senelik mutlu bir evlilikleri vardır o iki kankanın. ama bilmezler ki 31şubat aslında arkadaşlıklarını bozarken onlara yamuk yapmamıştır, yalnızca yuvalarını kurmak istemiştir. olsun be! bu da böyle olsun anasını satayım. sonuçta ortada mutlu bir aile vardır ya; bu yeter 31subat’a.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
yer: bakırköy / istanbul
bir kız, iki erkekten oluşan bir kanka grubu vardır yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen. hatta sürekli birbirlerinden kopya çektikleri için ders notları dahi aynıdır.
bir gün; erkeklerden biri; kıza tutulduğunu farkeder. ama açıklamak zordur çünkü ortadaki arkadaşlık büyüsünü bozmak istemiyordur. yine de içindeki aşkı bastıramaz. diğer erkek kankayı alır ve bakırköy sahiline götürür. birlikte içerler. kafalar biraz kıyak olunca ona açılacak cesareti bulur. tam açılmak üzereyken şu sözleri duyar kankasından:
- kanka; günlerdir senden saklıyorum ama ben xxx’e deli gibi aşığım. anlamasın diye yapmadığım şebeklik kalmıyor ama artık dayanamıyorum. off ulan off.
işte bu cümlelerle yıkılır, kendi derdini anlatmak isterken; şimdi o derdin kankasının da yakasında olduğunu görür. acısını içine gömüp susar o gece. ertesi gün ve sonraki günlerde de çaktırmaz hiç bir şey. sonra diğer iki kankasıyla uyduruktan sebeplerle kavga edip ayrılır. amaç canı kadar çok sevdiği kankasıyla, kız kankasını yalnız bırakmaktır.
sonuç: şimdi 3 senelik mutlu bir evlilikleri vardır o iki kankanın. ama bilmezler ki 31şubat aslında arkadaşlıklarını bozarken onlara yamuk yapmamıştır, yalnızca yuvalarını kurmak istemiştir. olsun be! bu da böyle olsun anasını satayım. sonuçta ortada mutlu bir aile vardır ya; bu yeter 31subat’a.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
artik hayallerine yüzme öğretmen gereken durum.
petek dinçöz adındaki sanat güneşimizin "arkadaşımın aşkısın" adlı parçasında konu edindiği hadise.
yabancıya gitmedi bari denilesi trajikomik hede.
kotu,üzücü,boktan,igrenc,sıkıcı,lanet....butun kotu sıfat ve fiilleri haketmek...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?