türkçeye "hitler, annen seni çağırıyor" olarak çevrilmiş alain spiraux kitabı.
hitler ta maman t appelle
annesinin, yaramazlıklarına kızınca "hitler" diye bağırdığı moişe’nin küçük bedeninde yeni bir ruh, hitlercik gelişmeye başlar. bu hitlercik dudağı üzerine renkli kalemle dikdörtgen bir bıyık çizilmiş, alnına bir perçem indirilmiş moişe’ye benzemektedir. hitlercik, evlerini işgal eden spiegellerden, iftiracı kuzeni froym’dan nefret eder, onlar yüzünden tüm yahudileri öldürmek ister. sokakta gördüğü yazıları küçük odanın duvarlarına yazar: "kahrolsun yahudiler", yaşasın hitler". bu duvar yazıları ancak bir zaman sonra, eskici şloime’nin eşya seçmek için küçük odaya girmesiyle fark edilir. okuma yazma bilmeyen ev halkı, eskicinin ağzında çıkan faşist sloganları duyunca şok geçirir. böyle yazıların bir yahudi evinde ne işi vardır?
moişe, hitlercik yüzünden hayatının en sıkı dayağını yer. bu dayakla daha da güçlenen gözü dönmüş hitlercik, ertesi gün moişe’nin okula gitmesine engel olur, yüzünün her yerine gamalı haç çizdirip sokaklarda "sieg heil!", "yahudilere ölüm" diye bağırtır. ortalık birbirine karışır, küçük çocuklar onu taklit eder. mahallenin delikanlı yahudi gençleri birleşip moişe’yi aramaya koyulur. neyse ki moişe, ihtiyar leibich sayesinde yakayı sıyırır. moişe’nin babası anlayışlı bir adamdır, çocuğa ceza vermez yarattığı skandal yüzünden. annesiyse kendini suçlar günlerce.
kriz atlatıldıktan sonra, moişe, her gün yeni dostu leibich’i görmeye, kunduracıya gider. bu görüşmelerin birinde leibich küçük dostuna, hitler’i bir zamanlar tanıdığı sırrını açar. büyük ihtimalle uydurma olan bu anılar, moişe’yi çok etkiler. moişe de ona hitlercik’i anlatır.. bir gün, okulda yahudi karşıtı ailelerin çocukları moişe’ye saldırır. moişe, birden uyanan hitlercik’in yardımıyla hepsini pataklar. hitlercik, artık yahudilerin safındadır. ailesi olayı duyunca, koltukları kabarır. tabii hitlercik’ten haberleri yoktur. hitlercik’in ona yardım ettiğini bir tek leibich bilir; ama o da moişe’yi kandırmak için böyle göründüğünü düşünür. bundan sonra zaten hitlercik meydana çıkmayacaktır.
moişe, artık hitlercik’i düşünmemektedir. hem işgalci spiegeller gitmektedir, ona sevinmekten zaman mı kalmıştır. ne var ki, leibich’in kafasındaki hitler giderek daha fazla eziyet çektirmektedir ihtiyara. kısa zaman sonra leibich akıl sağlığını yitirir, önce hitler’e ait olduğunu ileri sürdüğü, içinde kitaplarının, kırık saatinin, bir çift eldiven ve atkının bulunduğu sarı valizi yakar. çünkü, hitler’in bu valizi geri almak için fransa’ya savaş açacağını düşünmektedir. uzun zaman ortalarda görünmez leibich, küçük moişe onu çok özlemektedir ve onun için üzülmektedir. sonra bir gün ortaya çıkar yüzünde kocaman bir gamalı haçla. 5 katlı bir apartmanın çatısına tırmanır, "hitler hepinizi öldürecek pis yarnehler" diye bağırır ve boşluğa düşer.
bu günü hiçbir zaman unutamayacaktır moişe. hitlercik’e, leibich’in kafasındaki hitler’e ve hepsinin başı, ’karşısında tüm almanya’nın büyülenmiş gibi sieg heil diye bağırdığı ve yahudilerin önceleri neberr, neberr diye, sonraları da oye vay, oye vay diye bağırdıkları ve en sonunda da guevald! diye bağıracakları adama karşı ölümsüz nefretinin doğum günüdür. leibich’in intikamını almaya yemin etmiştir.
39’da sovyet-alman paktının imzalanmasıyla (pamuk prensesin kötü kraliçeyle dost olması, laurel’in hardy’i öldürmesi gibi olan bu anlaşmayla) moişe, sokaklarda daha çok hitler adını duymaya başlar. neden bu adamdan bu kadar korkmaktadırlar?
seferberliğin ilan edildiğini öğrenince, moişe "keşke daha büyük olsam da savaşa katılsam" der, leibich’in öcünü almak istemektedir. ve o da kendilerinin alman ordusundan daha güçlü olduğunu sanan kırk milyon fransız gibi safça savaşı kazanacaklarını düşünüyordur.
’16 temmuz 1942.. saat sabahın yedisi. passage dieu sessizce uykudan uyanıyor. sokaklar boş. serçeler ve güvercinler kaldırım taşları arasında rahat rahat rızklarını arıyorlar, kediler uykuda. birden bir ayak sesi. iki ayak sesi. uygun adımla geliyorlar, serçeler, güvercinler ürküyor, kaçışıyorlar. gelenlerden birisi resmi polis, öbürü sivil. korkmayın güzel kuşlar, size dokunan yok, bugün yahudilerin göğüslerinde sarı bir yıldız, yiddiş dilindeki adı ile lateh bulunanların korkacağı gün.’
iki polis, sziloviçlerin (moişe’nin ailesi) kapısını çalıyor; "açınız polis!". moişe, annesi sayesinde kaçıp kurtulacak, ama tateh ve mameh tıpkı diğer bahtsızlar gibi gaz odalı, fırınlı kamplarda adolf hitler’le buluşmaya gidiyor. ve o gün, moişe’nin güzel çocukluğu sona eriyor.
’yeryüzünün tüm picassoları. fırçalarınıza davranınız, biz unutulması olanaksız guernica’nın resmini yapınız. boğazlanan, derisi yüzülen, bağırsakları deşilen, ayaklar altında çiğnenen, ezilen, öldürülen, yakılan milyonlarca hayvanı birden bağırtınız. çocuk, büyük, genç, yaşlı hepsi de ölüme giderken "mameh!" diye bağıracak, sonra "mamöh! möh! möh!". işte oldu, son bir fırça darbesi daha, tamam, içinde bir ananın çocuklarını bile tanıyamayacağı bir sığır sürüsü.’
ve gelecekteki moişe’nin, leibich’in intihar gününde, küçük moişe’ye yaptığı ziyaretin son sözlerini de yazmak isterim;
"bir bilge o leibich. doğru söylüyordu. insanların gözlerine baktığım zaman, çoğunlukla, kendilerinin olmayan bir bakış görüyorsun. kafalarının içinde bir hitlercik var; öylesine kalın, cıvık bir sağduyu tabakası altında saklı ki, varlığından kendilerinin bile haberi yok. biz hepimiz alman hitlercikleri miyiz, pimpf’leri miyiz? doğru insan kendi şeytanını, kendi seçemiyor.
uyumadın mı hâlâ, oğlum imiş gibi tıpkı bana benzeyen küçük alter ego! gelecekte yitip gitmeden önce, zira abuk sabuk laflar eden çenesi düşük bir moruk gibi ömrümü passage dieu’de geçiremem.. evet gitmeden önce sana bir öğüt vereyim. herkese açma şu hitlercik işini. insan ruhu müze değildir, önüne gelene açılmaz, tehlikelidir.
bu konu ancak, hitlercik’in başka bir adla da olsa, içlerinde bulunduğunu bilenlerle konuşulabilir. bilenlerin sayısı fazla değildir. öbürlerine gelince, bir de bakarsın, enayinin biri çıkar, arkanı döner dönmez peşinden bağırıverir:
-hitler, annen seni çağırıyor!"
moişe, hitlercik yüzünden hayatının en sıkı dayağını yer. bu dayakla daha da güçlenen gözü dönmüş hitlercik, ertesi gün moişe’nin okula gitmesine engel olur, yüzünün her yerine gamalı haç çizdirip sokaklarda "sieg heil!", "yahudilere ölüm" diye bağırtır. ortalık birbirine karışır, küçük çocuklar onu taklit eder. mahallenin delikanlı yahudi gençleri birleşip moişe’yi aramaya koyulur. neyse ki moişe, ihtiyar leibich sayesinde yakayı sıyırır. moişe’nin babası anlayışlı bir adamdır, çocuğa ceza vermez yarattığı skandal yüzünden. annesiyse kendini suçlar günlerce.
kriz atlatıldıktan sonra, moişe, her gün yeni dostu leibich’i görmeye, kunduracıya gider. bu görüşmelerin birinde leibich küçük dostuna, hitler’i bir zamanlar tanıdığı sırrını açar. büyük ihtimalle uydurma olan bu anılar, moişe’yi çok etkiler. moişe de ona hitlercik’i anlatır.. bir gün, okulda yahudi karşıtı ailelerin çocukları moişe’ye saldırır. moişe, birden uyanan hitlercik’in yardımıyla hepsini pataklar. hitlercik, artık yahudilerin safındadır. ailesi olayı duyunca, koltukları kabarır. tabii hitlercik’ten haberleri yoktur. hitlercik’in ona yardım ettiğini bir tek leibich bilir; ama o da moişe’yi kandırmak için böyle göründüğünü düşünür. bundan sonra zaten hitlercik meydana çıkmayacaktır.
moişe, artık hitlercik’i düşünmemektedir. hem işgalci spiegeller gitmektedir, ona sevinmekten zaman mı kalmıştır. ne var ki, leibich’in kafasındaki hitler giderek daha fazla eziyet çektirmektedir ihtiyara. kısa zaman sonra leibich akıl sağlığını yitirir, önce hitler’e ait olduğunu ileri sürdüğü, içinde kitaplarının, kırık saatinin, bir çift eldiven ve atkının bulunduğu sarı valizi yakar. çünkü, hitler’in bu valizi geri almak için fransa’ya savaş açacağını düşünmektedir. uzun zaman ortalarda görünmez leibich, küçük moişe onu çok özlemektedir ve onun için üzülmektedir. sonra bir gün ortaya çıkar yüzünde kocaman bir gamalı haçla. 5 katlı bir apartmanın çatısına tırmanır, "hitler hepinizi öldürecek pis yarnehler" diye bağırır ve boşluğa düşer.
bu günü hiçbir zaman unutamayacaktır moişe. hitlercik’e, leibich’in kafasındaki hitler’e ve hepsinin başı, ’karşısında tüm almanya’nın büyülenmiş gibi sieg heil diye bağırdığı ve yahudilerin önceleri neberr, neberr diye, sonraları da oye vay, oye vay diye bağırdıkları ve en sonunda da guevald! diye bağıracakları adama karşı ölümsüz nefretinin doğum günüdür. leibich’in intikamını almaya yemin etmiştir.
39’da sovyet-alman paktının imzalanmasıyla (pamuk prensesin kötü kraliçeyle dost olması, laurel’in hardy’i öldürmesi gibi olan bu anlaşmayla) moişe, sokaklarda daha çok hitler adını duymaya başlar. neden bu adamdan bu kadar korkmaktadırlar?
seferberliğin ilan edildiğini öğrenince, moişe "keşke daha büyük olsam da savaşa katılsam" der, leibich’in öcünü almak istemektedir. ve o da kendilerinin alman ordusundan daha güçlü olduğunu sanan kırk milyon fransız gibi safça savaşı kazanacaklarını düşünüyordur.
’16 temmuz 1942.. saat sabahın yedisi. passage dieu sessizce uykudan uyanıyor. sokaklar boş. serçeler ve güvercinler kaldırım taşları arasında rahat rahat rızklarını arıyorlar, kediler uykuda. birden bir ayak sesi. iki ayak sesi. uygun adımla geliyorlar, serçeler, güvercinler ürküyor, kaçışıyorlar. gelenlerden birisi resmi polis, öbürü sivil. korkmayın güzel kuşlar, size dokunan yok, bugün yahudilerin göğüslerinde sarı bir yıldız, yiddiş dilindeki adı ile lateh bulunanların korkacağı gün.’
iki polis, sziloviçlerin (moişe’nin ailesi) kapısını çalıyor; "açınız polis!". moişe, annesi sayesinde kaçıp kurtulacak, ama tateh ve mameh tıpkı diğer bahtsızlar gibi gaz odalı, fırınlı kamplarda adolf hitler’le buluşmaya gidiyor. ve o gün, moişe’nin güzel çocukluğu sona eriyor.
’yeryüzünün tüm picassoları. fırçalarınıza davranınız, biz unutulması olanaksız guernica’nın resmini yapınız. boğazlanan, derisi yüzülen, bağırsakları deşilen, ayaklar altında çiğnenen, ezilen, öldürülen, yakılan milyonlarca hayvanı birden bağırtınız. çocuk, büyük, genç, yaşlı hepsi de ölüme giderken "mameh!" diye bağıracak, sonra "mamöh! möh! möh!". işte oldu, son bir fırça darbesi daha, tamam, içinde bir ananın çocuklarını bile tanıyamayacağı bir sığır sürüsü.’
ve gelecekteki moişe’nin, leibich’in intihar gününde, küçük moişe’ye yaptığı ziyaretin son sözlerini de yazmak isterim;
"bir bilge o leibich. doğru söylüyordu. insanların gözlerine baktığım zaman, çoğunlukla, kendilerinin olmayan bir bakış görüyorsun. kafalarının içinde bir hitlercik var; öylesine kalın, cıvık bir sağduyu tabakası altında saklı ki, varlığından kendilerinin bile haberi yok. biz hepimiz alman hitlercikleri miyiz, pimpf’leri miyiz? doğru insan kendi şeytanını, kendi seçemiyor.
uyumadın mı hâlâ, oğlum imiş gibi tıpkı bana benzeyen küçük alter ego! gelecekte yitip gitmeden önce, zira abuk sabuk laflar eden çenesi düşük bir moruk gibi ömrümü passage dieu’de geçiremem.. evet gitmeden önce sana bir öğüt vereyim. herkese açma şu hitlercik işini. insan ruhu müze değildir, önüne gelene açılmaz, tehlikelidir.
bu konu ancak, hitlercik’in başka bir adla da olsa, içlerinde bulunduğunu bilenlerle konuşulabilir. bilenlerin sayısı fazla değildir. öbürlerine gelince, bir de bakarsın, enayinin biri çıkar, arkanı döner dönmez peşinden bağırıverir:
-hitler, annen seni çağırıyor!"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?