akpnin oyunun son anketlerde yüzde 40ları aşmasına şaşanlar var. oysa şaşacak bir şey yok; çünkü bu seçim herkes sözleşmişçesine akpye çalıştı.
sadece varoşlara kömür taşıyan kamyonları kastetmiyorum.
ya da kafa karıştıran kamuoyu araştırma şirketlerini...
medya da bir bölümüyle akpye çalıştı; borsa da, piyasalar da, küresel ve yerel sermaye de, işveren örgütleri de...
bitmedi.
"onlara verilen oy yahudiye gider" teranesini sürdüren erbakan da "demek bunlar farklı" dedirterek akpye çalıştı.
"bodrum da 18 lik kızlarla fink atacağıma size geldim" diye naçiz vücudunu halka bahşetmiş cakası satan ibrahim tatlıses de partisini gömerken akpye çalıştı.
durduk yerde miting meydanına yağlı urgan atarak bugüne kadarki temkinliliğini terk eden ve idamı geri getirme sözü veren bahçeli de "başa mı dönüyoruz?" kaygısı yaratarak akpye çalıştı.
tam bu aşamada mhpyi, chpnin muhtemel koalisyon ortağı olarak gösteren cumhuriyetçi köşe yazarları da "chp ye verdiğimiz oy mhp yi iktidar yapacak" tereddüdüne yol açarak akpye çalıştı.
chp de vatandaşın işsizlikten, geçim derdinden canı yanarken son haftaya kadar ideolojik bir kampanyada ısrar ederek akpye çalıştı.
nihayet asker de bir gece yarısı muhtırasıyla sürece müdahale ederek ve mağduriyet görüntüsünü besleyerek akpye çalıştı.
gül: "müdahale oyumuzu artırdı"
son 1 haftada 6 kent gezdim, mitingler izleyip hem liderlerle, hem seçmenlerle sohbet ettim.
ulaştığım sonuç, bu sohbetlerin hülasasıdır.
dün de kayseride seçim kampanyasını noktalayan dışişleri bakanı abdullah gülle beraberdim.
akpnin oyunu yüzde 48 gösteren kondanın seçim anketini sorduğumda "ben de yüzde 40ın üzerinde olduğumuzu tahmin ediyorum" dedi.
3 ay önce kendi anketlerinde oylarının yüzde 30larda göründüğünü hatırlatıp "bu artışta askerin e-muhtırasının rolü var mı?" diye sordum.
"bence var" dedi gül, "cumhurbaşkanlığı sürecine yapılan müdahale, türk halkını derinden rencide etti. ve o süreç, meydanların heyecanının en büyük sebebi haline geldi. diğer partilerin de vicdanını rahatsız etti. halk, tepkisini işte böyle gösteriyor."
"bağdat caddesi de bize verecek"
bünyanda, pınarbaşında, sarızda hemşerilerince büyük coşkuyla karşılanıyor gül... özellikle türbanlı kadınların onunla fotoğraf çektirebilmek için yarışmaları dikkat çekici... en muhafazakâr yörelerde bile eski çekingenliğinden sıyrılmış, sosyalleşmiş kadın kitleleriyle karşılaşmak mümkün.
ama anketleri bugünkü rakamlara taşıyan onların oyları değil...
"ciddi gizli oyumuz var" diyor gül...
güneri cıvaoğlunun geçen günkü yazısında, varlıklı çevrelerin akpye oy vereceğinden söz ettiğini hatırlatıyorum:
"evet" diyor, "o beni hiç şaşırtmadı. biliyoruz zaten, modern çevrelerde de bize oy verecek olup bunu ifade edemeyenler var. eskiden bağdat caddesi bize oy vermez, gecekondular verir gibi bir ön kabul vardı. oysa bağdat caddesindekiler iş güç sahibi insanlar... değişimi görebiliyorlar. ve değişimden en büyük faydayı elde ediyorlar. çoğunun borcu sabit kaldı, varlıkları 10 misli değer kazandı. 2002de bağdat caddesindeki bütün dükkânların toplam değeri ne kadarsa şimdi en az 5 mislidir. dolayısıyla o insanlar da kendi çevrelerinde açıkça ifade edemese de istikrar için bize oy verecek."
müstahak mı?
akp, akıllı dostlarıyla akılsız düşmanlarından oluşan geniş bir koalisyonun gönüllü-gönülsüz desteğiyle artırdı oyunu...
bu garip ittifak, yarın çalışmalarının semeresini alırsa kimse halkı suçlayıp "size müstahak" demeye kalkmasın.
askerinden medyasına, çetecisinden türkücüsüne herkes için "nerde yanlış yaptık?" diye düşünme ve ders çıkarma vaktidir.
[email protected]
herkes akp ye çalışti
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?