yılmaz erdoğan, uzun bir süre aktüel dergisinde gürbüz vural imzasıyşa yavrunu bilinçlendir bayan! köşe başlığı altında yazılar yazdı. bu kitap, aynı yerde yayımlanan haybeden gerçek üstü konuşmalar başlıklı yazılarından oluşmaktadır.
yıllar önce kahkaha atarak okuduğum kitaptır. bir çırpıda okursunuz. eğlencelidir.
haybeden gerçek üstü konuşmalar
yılmaz erdoğan ın tiyatroya uyarlanmış olan bir kitabıdır.kitap yazar olan bir adamla yine kendi gibi ağzı laf yapan karısıyla arasında geçen esprili tartışma diyaloglarını konu almaktadır.
kitaptan bir bölüm ;
adam- hayatım bugünlerde cikabilecek miyiz? hayır hazırlanman birkaç yıl daha sürecekse bu kıyafetlerle çıkmayalım.
kadin- neden?
adam- moda değişecek hayatim... ya da en azından mevsim değişecek, yazlık kıyafetlerle üşümeyelim diyorum.
kadin- abartma.
adam- sen de abartma. bir buçuk saattir portmantonun aynasında kendimi seyrediyorum ve sikildim.
kadin- bir de benim durumumu düşün. yıllardır ayni manzarayı seyrediyorum.
adam- ne varmış manzarada?
kadin- pek kayda değer bir şey yok. bir burun ve arkadaşları.
adam- çok komik... kadınların sıradan bir evden çıkış hadisesini neden bu kadar ciddiye aldigini anlamiyorum. sanki bir daha donmeyeceğiz. gidip bir evin bahçesinde kofte yiyecegiz, hepsi bu!
kadin- ona barbeku partisi deniyor canim.
adam- oyle mi? koftelerin bundan haberi var mi? yoksa bizim salak köfteler asagilik bir mangalda can vereceklerini mi dusunuyorlar? halbuki ne kizarmasi, parti kuruyor angutlar haberleri yok.
kadin- amma konustun ha... geliyorum tamam.
adam- gitmek istemedigim bir yere sayende acele ediyorum ya, ben asil ona yaniyorum.
kadin- neden gitmek istemiyormussun?
adam- cunku kofteleri mangala dizecek olan kisi senin eski sevgilin.
kadin- yine mi ayni konu?
adam- evet ayni konu!
kadin- askim o yillar onceydi.
adam- ama o yillarda da sevgililer sevisiyordu.
kadin- eee?
adam- ne demek eee? adamin senin memelerine bakip, siz bir de bunlari benim zamanimda gorecektiniz, diye dusunmesi beni rahatsiz ediyor.
kadin- kürsattan adam diye bahsetmen dogru degil.
adam- madem bizim için adam sayilmiyor neden koftesini yemeye gidiyoruz?
kadin- sevgilim yillardir bu sacma konuyu konusuyoruz. kürsatla yillar önce kisa bir iliskimiz oldu hepsi bu.
adam- ne kadar kisa?
kadin- ne bileyim ben, iki ay filan.
adam- memelerini görmesi için yeterli bir sure.
kadin- ben sana ilk erkegim olduğunu soyledigimi hatirlamiyorum.
adam- iyi de bununla gurur duymasan iyi olur. eski sevgililerinden bir takim kurma imkanimiz oldugunu biliyoruz.
kadin- kabalasma!
adam- peki inceltelim. en azindan basketbol takimi kurabiliriz, yedeklerle beraber tabii.
kadin- anladim sen hazirda sorun bulamadin, yaratmaya calisiyorsun.
adam- hayir. sadece insanların ayrıldıkları insanlarla sürekli bulusup gorusmesini anlamiyorum. "tanistirayim yeni sevgilim, eski sevgilim, bu da eski sevgilimin yeni sevgilisi, bu da yeni sevgilimin eski sevgilisi... ne güzel degil mi? hepimiz birbirimizin her yerini ezbere biliyoruz!"
kadin- buna cagdas yasam deniyor iste.
adam- nesi cagdas bunun? biraraya gelmemesi gereken insanlarin toplanip birbirlerine cagdas cagdas gicik olmalarinin ne manasi var? zira benim kürsati sevmem tibben mumkun degil. ama etraf uyuz olmasin diye ona gulmem hatta belki de kofteleri pisirmesine yardim etmem gerekiyor. hiçbir sey olmamis gibi. hicbir ortak yanimiz yokmus ya da bir suru ortak yanimiz varmis gibi.
kadin- son soyledigin cümleyi anlamadim.
adam- kürsatla ortak yanlarimiz, ortak yanlarimizi ortaya koyup dost olmamiza engel oluyor, bilmem anlatabildim mi?
kadin- hayir anlatamadin.
adam- onunla tek ortak yanimiz senin memelerin ve bu ortaklik beni rahatsiz ediyor.
kadin- surekli memelerimden bahsettiginin farkinda misin?
adam- özür dilerim. kürsattan izin almaliydim. ne de olsa memelerinin uzerinde onun da hakki var!
kadin- bak butun bu söylediklerini sacmasapan bulmakla beraber, eger bu konuda birisi problem cikaracaksa o kürsat olmali. cunku o varken sen yoktun!
adam- tamam iste ben de bu yuzden onu kofte yemeye cagirmiyorum.
kadin- acikli olan su... biz seninle beraber olmaya basladigimiz gunlerde ben onceki iliskilerimi sana uzun uzun anlattim ve sen de buyuk bir anlayisla dinledin. ama sonucta erkek oldugun için bana sahip oldugunu hissettigin andan itibaren masken dustu. tarihime bile sahip cikmaya basladin! senden once hayatima giren herkesten nefret ediyorsun!
adam- ama listede oyle adamlar var ki...
kadin- kimi kastediyorsun?
adam- mesela o cuce olan, neydi adi?
kadin- takiyettini mi diyorsun?
adam- evet takiyettin. ismi kendinden uzun. salakliga bak. bir cucenin adi en fazla can olmali. ama kompleks iste. ailesi uzun gostersin diye dikine cizgili bir isim koymus. takiyettin! duyan bir sey sansin diye!
kadin- aklin sira asagiladigin adam uc kez tubitaktan odul aldi.
adam- biliyorum, yilin en kisa boylu bilimadami odulu.
kadin- herkes senin gibi bicimsel bakmiyor olaylara.
adam- o da davetli mi?
kadin- gelir herhalde. kürsatin iyi arkadasidir.
adam- hadi buyrun! ne bu? eski sevgililer toplanip kongre mi yapacagiz?
kadin- kürsatla beni takiyettin tanistirmisti zaten.
adam- oyle mi? ne güzel... ne demisti tanistirirken? "kürsat benim boyum kisa, memelere yetisemiyorum, sen bir baksana!"
kadin- sen gercekten cok igrenc bir insansin.
adam- asil igrenc olan sensin. ben birlikte oldugum butun kadinlari toplayip pirzola yapiyor muyum? iyi biz de toplanalim o zaman.
kadin- toplanirsaniz haberim olmasin. o kadar besinci sinif kadinin arasinda gorunmem dogru olmaz!
adam- doğru. benimkilerin arasinda tubitak odulu alan yok. ama hepsi hicbir yardima ihtiyac olmadan ust raftan kitap alabiliyor.
kadin- bu kadar igrenclik yeter! geliyor musun gelmiyor musun?
adam- bagirmadan konus benimle!
kadin- ben bagirmiyorum!
adam- bagiriyorsun!
kadin- geliyor musun sen?
adam- hayir! gelmiyorum!
kadin- sen bilirsin! ben gidiyorum!
adam- sen benim yuzume kapi carpamazsin! zikkimin kokunu yiyin! yalniz kürsata söyle, benimle ilgisi yok, o memeler benden once sarkmisti!
kitaptan bir bölüm ;
adam- hayatım bugünlerde cikabilecek miyiz? hayır hazırlanman birkaç yıl daha sürecekse bu kıyafetlerle çıkmayalım.
kadin- neden?
adam- moda değişecek hayatim... ya da en azından mevsim değişecek, yazlık kıyafetlerle üşümeyelim diyorum.
kadin- abartma.
adam- sen de abartma. bir buçuk saattir portmantonun aynasında kendimi seyrediyorum ve sikildim.
kadin- bir de benim durumumu düşün. yıllardır ayni manzarayı seyrediyorum.
adam- ne varmış manzarada?
kadin- pek kayda değer bir şey yok. bir burun ve arkadaşları.
adam- çok komik... kadınların sıradan bir evden çıkış hadisesini neden bu kadar ciddiye aldigini anlamiyorum. sanki bir daha donmeyeceğiz. gidip bir evin bahçesinde kofte yiyecegiz, hepsi bu!
kadin- ona barbeku partisi deniyor canim.
adam- oyle mi? koftelerin bundan haberi var mi? yoksa bizim salak köfteler asagilik bir mangalda can vereceklerini mi dusunuyorlar? halbuki ne kizarmasi, parti kuruyor angutlar haberleri yok.
kadin- amma konustun ha... geliyorum tamam.
adam- gitmek istemedigim bir yere sayende acele ediyorum ya, ben asil ona yaniyorum.
kadin- neden gitmek istemiyormussun?
adam- cunku kofteleri mangala dizecek olan kisi senin eski sevgilin.
kadin- yine mi ayni konu?
adam- evet ayni konu!
kadin- askim o yillar onceydi.
adam- ama o yillarda da sevgililer sevisiyordu.
kadin- eee?
adam- ne demek eee? adamin senin memelerine bakip, siz bir de bunlari benim zamanimda gorecektiniz, diye dusunmesi beni rahatsiz ediyor.
kadin- kürsattan adam diye bahsetmen dogru degil.
adam- madem bizim için adam sayilmiyor neden koftesini yemeye gidiyoruz?
kadin- sevgilim yillardir bu sacma konuyu konusuyoruz. kürsatla yillar önce kisa bir iliskimiz oldu hepsi bu.
adam- ne kadar kisa?
kadin- ne bileyim ben, iki ay filan.
adam- memelerini görmesi için yeterli bir sure.
kadin- ben sana ilk erkegim olduğunu soyledigimi hatirlamiyorum.
adam- iyi de bununla gurur duymasan iyi olur. eski sevgililerinden bir takim kurma imkanimiz oldugunu biliyoruz.
kadin- kabalasma!
adam- peki inceltelim. en azindan basketbol takimi kurabiliriz, yedeklerle beraber tabii.
kadin- anladim sen hazirda sorun bulamadin, yaratmaya calisiyorsun.
adam- hayir. sadece insanların ayrıldıkları insanlarla sürekli bulusup gorusmesini anlamiyorum. "tanistirayim yeni sevgilim, eski sevgilim, bu da eski sevgilimin yeni sevgilisi, bu da yeni sevgilimin eski sevgilisi... ne güzel degil mi? hepimiz birbirimizin her yerini ezbere biliyoruz!"
kadin- buna cagdas yasam deniyor iste.
adam- nesi cagdas bunun? biraraya gelmemesi gereken insanlarin toplanip birbirlerine cagdas cagdas gicik olmalarinin ne manasi var? zira benim kürsati sevmem tibben mumkun degil. ama etraf uyuz olmasin diye ona gulmem hatta belki de kofteleri pisirmesine yardim etmem gerekiyor. hiçbir sey olmamis gibi. hicbir ortak yanimiz yokmus ya da bir suru ortak yanimiz varmis gibi.
kadin- son soyledigin cümleyi anlamadim.
adam- kürsatla ortak yanlarimiz, ortak yanlarimizi ortaya koyup dost olmamiza engel oluyor, bilmem anlatabildim mi?
kadin- hayir anlatamadin.
adam- onunla tek ortak yanimiz senin memelerin ve bu ortaklik beni rahatsiz ediyor.
kadin- surekli memelerimden bahsettiginin farkinda misin?
adam- özür dilerim. kürsattan izin almaliydim. ne de olsa memelerinin uzerinde onun da hakki var!
kadin- bak butun bu söylediklerini sacmasapan bulmakla beraber, eger bu konuda birisi problem cikaracaksa o kürsat olmali. cunku o varken sen yoktun!
adam- tamam iste ben de bu yuzden onu kofte yemeye cagirmiyorum.
kadin- acikli olan su... biz seninle beraber olmaya basladigimiz gunlerde ben onceki iliskilerimi sana uzun uzun anlattim ve sen de buyuk bir anlayisla dinledin. ama sonucta erkek oldugun için bana sahip oldugunu hissettigin andan itibaren masken dustu. tarihime bile sahip cikmaya basladin! senden once hayatima giren herkesten nefret ediyorsun!
adam- ama listede oyle adamlar var ki...
kadin- kimi kastediyorsun?
adam- mesela o cuce olan, neydi adi?
kadin- takiyettini mi diyorsun?
adam- evet takiyettin. ismi kendinden uzun. salakliga bak. bir cucenin adi en fazla can olmali. ama kompleks iste. ailesi uzun gostersin diye dikine cizgili bir isim koymus. takiyettin! duyan bir sey sansin diye!
kadin- aklin sira asagiladigin adam uc kez tubitaktan odul aldi.
adam- biliyorum, yilin en kisa boylu bilimadami odulu.
kadin- herkes senin gibi bicimsel bakmiyor olaylara.
adam- o da davetli mi?
kadin- gelir herhalde. kürsatin iyi arkadasidir.
adam- hadi buyrun! ne bu? eski sevgililer toplanip kongre mi yapacagiz?
kadin- kürsatla beni takiyettin tanistirmisti zaten.
adam- oyle mi? ne güzel... ne demisti tanistirirken? "kürsat benim boyum kisa, memelere yetisemiyorum, sen bir baksana!"
kadin- sen gercekten cok igrenc bir insansin.
adam- asil igrenc olan sensin. ben birlikte oldugum butun kadinlari toplayip pirzola yapiyor muyum? iyi biz de toplanalim o zaman.
kadin- toplanirsaniz haberim olmasin. o kadar besinci sinif kadinin arasinda gorunmem dogru olmaz!
adam- doğru. benimkilerin arasinda tubitak odulu alan yok. ama hepsi hicbir yardima ihtiyac olmadan ust raftan kitap alabiliyor.
kadin- bu kadar igrenclik yeter! geliyor musun gelmiyor musun?
adam- bagirmadan konus benimle!
kadin- ben bagirmiyorum!
adam- bagiriyorsun!
kadin- geliyor musun sen?
adam- hayir! gelmiyorum!
kadin- sen bilirsin! ben gidiyorum!
adam- sen benim yuzume kapi carpamazsin! zikkimin kokunu yiyin! yalniz kürsata söyle, benimle ilgisi yok, o memeler benden once sarkmisti!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?