yusuf hayaloglu ustanin kafayi yedirten siiri o ruh halinde olmadan dinlemek bile bunalima sokmaya yetiyor,son derece icten okuyor yusuf abimiz..raki soframiz vazgecilmezlerindendir..
hangi sevgili var ki
senin kadar duyarsiz ve kalpsiz?
ve hangi sevgili var ki
benim kadar caresiz?
hangi ayrilik var ki
boyle kanasin ve boyle acisin?
ve hangi tasyurek var ki
benim kadar aglasin?
hangi gun karar verdin,
kut diye cekip gitmeye?
hangi lafim dokundu sana,
boyle inceden inceye?
hangi otobus soyle,
hangi ucak, hangi tren;
seni benden goturen,
bbeni bir kus gibi otturen?
hangi kirilasi eller dolanir simdi,
kirilasi belinde?
hangi ruzgar sarki soyler,
o ay tanricasi teninde?
hangi cirkin gercek ugruna,
tukettin guzel utopyamizi?
hangi bosbogazlara desifre ettin,
en mahrem sirlarimizi?
hangi cama kafa atsam;
hangi kapiyi omuzlayip kirsam?
hangi meyhanede dellenip,
hangi masalari dagitsam?
ben de bu sersem basimi,
karakolun duvarina vursam!
kendimi caddeye atip,
arabalarin altina savursam!.
hangi tercih beni,
en hizli sekilde oldurur?
hangi sekil oldurmez de
omur boyu surundurur?
kayip ilani mi versem,
sehir sehir dolanmak yerine?
odul mu koysam, olu veya diri,
seni bulup getirene?
hangi ayrilik var ki,
boyle dis agrisi gibi, durmadan zonklasin?
hangi cam kesigi var ki
boyle musluk gibi, icime damlasin?
hic sanmam, hasta kalbim,
bunu bir sure daha kaldiramaz..
feristah olsa, boyle
eli-kolu bagli, bekleyip duramaz!..
hangi mubarek dua,
hangi evliya tesir eder, seni dondurmeye?
hangi aptal mazeret ikna eder,
atesimi sondurmeye?
olur mu be, olur mu?
bu da benim gibi adama yapilir mi?
ask dedigin mendil mi;
burusturup bir kenara atilir mi?
vefa bu kadar basit mi?
alinir mi, satilir mi?
hangi hirsiz caldi
seni yirtik cebimden?
hangi pense kopardi,
bizi birbirimizden?
hangi ugursuz hamal tasidi valizini?
hangi copcu supurdu,
yerden butun izini?
hangi yaldizli otel,
carsaf serip barindirdi?
hangi suslu manzara,
seni kolayca kandirdi?
hangi sarlatan imaj,
boyle cabuk ilgini cekti?
hangi pembe vaatler,
o saf kalbini cezbetti?
dag gibi adami eze-eze,
hangi anasi tipli parlak comeze
hangi alemlerde kahkahani ettin meze?
hangi yamyamlara yedirdin,
o masum ruyamizi?
hangi mahluklar cignedi,
el degmemis sevdamizi?
hangi bicak keser simdi,
benim biriken hincimi?
hangi mermi dagitir,
insanlara olan inancimi?
hangi bekci,
hangi polis artik zapteder beni?
ve hangi su bagislatir,
hangi musalla temizler seni?
bu nasil ayrilik!
hangi ayrılık
her dinlediğimde of ulan offf şeklinde iç çektiğim bol acılı şiir. okunuşu da insanı derinden etkiler.
dag gibi adami eze-eze,
hangi anasi tipli parlak comeze
hangi alemlerde kahkahani ettin meze?
koptuğum an olur...
dag gibi adami eze-eze,
hangi anasi tipli parlak comeze
hangi alemlerde kahkahani ettin meze?
koptuğum an olur...
yusuf hayaloğlu’nun iman gücüyle seslendirip,cansu koc’un da sesiyle renk kattığı damar bir şiir.
bir oturuşta oldukça yüklü miktarda rakı içirir insana, öyle de bir şiirdir.
hangi ayrılık var ki,
böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın?
hangi cam kesiği var ki
böyle musluk gibi, içime damlasın?
hangi ayrılık var ki,
böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın?
hangi cam kesiği var ki
böyle musluk gibi, içime damlasın?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?