insanların davranışları, hareketleri, düşünceleri doğrultusunda değişendir. güzel biri, yaptıklarıyla gözünüzde güzelliğini kaybederek çok çirkin birine dönüşebilir. aynı şekilde güzel biri yine yaptıklarıyla, fikir ve tutumlarıyla dünyanın en güzeli de olabilir bir anda.
güzellik
güzel ve dahiyi bir kez izledikten sonra artık hiç önemi olmadığına kesin inandığım kavram.
en katkısız yararlılığın otomatik sonucudur.
sebahat.
Günümüzde birine sorduğunuzda, muhtemelen "bana göre güzel" veya "bana göre çirkin" gibi cevap alırsınız.
Ancak olay antik yunan'da böyle değildi. Güzellik, ölçülebilir ve belli kurallara uygun olandı. Yani bazı gereksinimleri karşılamadığınızda, çok iyi biri de olsanız toplumun gözünde güzel değilsiniz.
Tekrar antik yunan'a geri dönersek, bildiğimiz üzere dönemin düşünce anlayışı; dünyanın evrenin merkezinde olmasına dayanıyordu. Evren ve dünya bir bütün ve biz bu düzene uygun yaşamalıyız düşüncesi vardı. Evren=tanrı.
Dolayısıyla tanrının kurduğu düzen, mükemmel olmalıdır. Belli kurallara ve düzene göre hareket etmelidir de diyebiliriz.
İşte antik yunan'daki estetik algısı da buna dayanır. Yüzünüz, elleriniz, bacaklarınız belli bir oran içinde olmalıdır. Eğer parmağınızın bir tanesi bile olması gereken kısa veya uzunsa; geçmiş olsun. Siz bu mükemmel düzene uyum sağlayamadınız ve insanların gözünde çirkin diyebileceğimiz sıfatı aldınız.
Antik yunan böyle de keskin bir çizgiyle güzelliğin nasıl olması gerektiğini belirlemiş. Tabiki günümüzde bunların eseri kalmadı ama çirkin, her zaman çirkin. Kendimizi kandırmayalım. Misal ben.
Ancak olay antik yunan'da böyle değildi. Güzellik, ölçülebilir ve belli kurallara uygun olandı. Yani bazı gereksinimleri karşılamadığınızda, çok iyi biri de olsanız toplumun gözünde güzel değilsiniz.
Tekrar antik yunan'a geri dönersek, bildiğimiz üzere dönemin düşünce anlayışı; dünyanın evrenin merkezinde olmasına dayanıyordu. Evren ve dünya bir bütün ve biz bu düzene uygun yaşamalıyız düşüncesi vardı. Evren=tanrı.
Dolayısıyla tanrının kurduğu düzen, mükemmel olmalıdır. Belli kurallara ve düzene göre hareket etmelidir de diyebiliriz.
İşte antik yunan'daki estetik algısı da buna dayanır. Yüzünüz, elleriniz, bacaklarınız belli bir oran içinde olmalıdır. Eğer parmağınızın bir tanesi bile olması gereken kısa veya uzunsa; geçmiş olsun. Siz bu mükemmel düzene uyum sağlayamadınız ve insanların gözünde çirkin diyebileceğimiz sıfatı aldınız.
Antik yunan böyle de keskin bir çizgiyle güzelliğin nasıl olması gerektiğini belirlemiş. Tabiki günümüzde bunların eseri kalmadı ama çirkin, her zaman çirkin. Kendimizi kandırmayalım. Misal ben.
Kişiye göre değişir.
Klasik yunan'da güzellik, nesnenin bir özelliğiylken, modern düşünceyle beraber bu durum nesneden çıkıp, öznel duruma gelmiştir.
Yani bir sanat yapıtına güzel diyebilmem için bende özel bir hoşlantı oluşturması yeterlidir. Klasik dönemdeki gibi illaki doğru oran ve uyum içerisinde yapılması gerekmiyor. Aslında modern düşüncedeki karşılığı çok kolay,
"bana güzel gelmeli" şeklindedir.
Modern dönemde Artık insanın kendi aklı ve düşüncelerinin öne çıkması, güzellik anlayışını da kökten değiştirmiştir.
Yani bir sanat yapıtına güzel diyebilmem için bende özel bir hoşlantı oluşturması yeterlidir. Klasik dönemdeki gibi illaki doğru oran ve uyum içerisinde yapılması gerekmiyor. Aslında modern düşüncedeki karşılığı çok kolay,
"bana güzel gelmeli" şeklindedir.
Modern dönemde Artık insanın kendi aklı ve düşüncelerinin öne çıkması, güzellik anlayışını da kökten değiştirmiştir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?