(bkz: kişi kendinden bilirmiş işi)
günümuz türk erkeğinin eşcinsel olma özentiligi
türkiye’nin elinde tuttuğu rekor bir konudur. türk erkelerinin, hayatları boyunca yanlarına bile yaklaşamayacağı kızlara, eşcinselmiş gibi kur yapıp, eşcinselliğe özenmesidir. bir türk erkeği için küstah bir durumdur ve ayrıca eşcinselliğin adını kirletmektedir. bu konuda erkeklerin de kızlarında suçu vardır. çünkü genelleme yapmıyorum ama kim ne derse desin, türk kızlarının %70’nin götü maalesef felaket kalkık durumda. bir " ayağımda oynatırım " durumu söz konusu. e erkekte zafere giden her yol mubahtır gibi salak bir felsefe sonucu, erkekliğini, delikanlılığını hiçe sayıp, eşcinsel yolu seçmek zorunda kalıyor. burada bahsetmek istediğim konu ise delikanlılığın tespih sallamak, sakal veya bıyık bırakmaktan, küpe takmaktan ibaret olmadığıdır.
bazı türk erkeklerinin delikanlılık ve erkeklik kalıbı, düz mantıktan öteye maalesef gidemiyor. eşcinsellik adamın içinde olan ve bunu dışarıya pekte fazla yansıtmaması, içinde yaşamamasıdır. ama türkiye’de ibne veya ibnetor diye hitap ettiğimiz kesim ki bu isim onlara çok yakışıyor, eşcinselliklerini erkeklere sarkmak olarak kullanıyor. fakat devreye şu mesele giriyor. türk erkeğinin eşcinsel olma amacı erkeklere sarkmak değil, kadınlar arasında saf tutmak ve bir kız arkadaş edinebilmek. evet, maalesef bu türk erkeğine özel ve has bir durumdur. bunu bu saatten sonra değiştirmekte imkânsızdır.
bilimsel açıdan ve felsefi açıdan konuşmaya, insanların kafasını karıştırmaya hiç mi hiç gerek yok. görünen köy kılavuz istemiyor. türk kızlarının bu durumda erkeklere yardımcı olması beklenirken, onları kullanıp, ayağında oynatmaları bir kız için en aşağılık bir durumdur. erkek o kadar değişik bir varlıktır ki, onun için bir kızın lezbiyen olması ya da olmaması önemli değildir. ama kızlar için bir erkeğin, erkek ya da gay/eşincinsel olup ya da olmaması önemlidir. işte konu burada, birbirinin özel hayatını, kendi aralarında özel yaşamaya geliyor.
ciddi bir eşcinsel duygularını kendi içinde yaşamayı tercih eder derken, bunu cidden birkaç tane eşcinsel tanıdığım için söylüyorum. onlar ise türk erkeklerinin eşcinselliği sadece ve sadece, birkaç yerde bulunmak, tabiri caizse giremeyeceği ortamlara birilerinin vasıtası ile girip, çevre yapmak amacı ile kullanmaktadırlar. burda eşcinsel haklarını savunan biri değilim. sonuçta insana ne sıfat takılırsa takılsın, o insandır. hepimiz insanız ve tribe girmemize hiç gerek yok.
türk kızları kendi içlerinde, belki de hiçbir zaman sayamayacağımız kadar çok gruba ayrılmaktadır. ama hepsinin birkaç ortak özelliği mutlaka vardır. son zamanlarda, yeni jenerasyonun duygularının körelmesi, duygularının ölmesi ve kendilerinden soğutmalarını da buna bağlayabiliriz.
türk erkeğinin çoğu duygusal ve kendi duygularını kontrol edebilen erkeklerdir. burada herhangi bir maçoluk aranmasın işte erkeğe, maço, delikanlı, harbi, kodum mu oturtur gibi sıfatlar taktığımız için maalesef kaybetmeye mahkûm oluyoruz.
sonuçta türk erkeğinin eşcinsel olmasındaki veya türk erkeğinin eşcinsel olmaya özendiren en büyük etken türk kızıdır. bu hiçbir zaman inkâr edilemez.
yaptığım bir tespiti daha sizinle paylaşmak istiyorum. son zamanlarda türk pop şarkıcılarının neden gay olduğu sanırım ortadadır. çünkü kulüp yöneticileri artık, kadınların yanlarında köpek gibi dolaşan, onlara yalakalık yapıp müşteri çeken, ister için de ister görünürde eşcinsel olsun, bir eşcinsel şarkıcı istemektedir. yoksa ne kulüp iş yapar ne de adam. bu da eşcinselliğe iten bir başka faktördür. yani ünlü olmak için bir erkekle yatmışsınız ya da bu yola başvurmuşsunuz. hiç fark etmiyor.
türk kızlarının bazı aşağılıkça davrandığı yerler ise eşcinsel veya zorlama eşcinsel olan biri ile duyguları olan bir erkeği karşılaştırıp, aynı kefeye koyması. madem türk kızı bundan hoşlanıyor. o zaman tasını/tarağını toplayıp hollanda’ya bir an evvel defolup gitmeli.
hep türk kızlarına söyledim söyleyeceklerimi ama tekrar tekrar söylüyor ve genelleme yapmadığımı yineliyorum. onlar elbet bu yazıyı okuduklarında kendilerini göreceklerdir, kelamlarımda. türk erkeği de aynı kefeye girmiyor değil. türk erkeği, hani kendini delikanlı zanneden ve eline tespih alınca ağır ağbi takılan, hani o takım elbise giyip, sivri burun ayakkabıyı altına takınca travesti barlarda takılan, o kendine güvensiz delik-anlılar. onlara da iki çift lafım var tabii ki.
onlar aşağılığın en aşağılıklarıdır. onlar gay/eşcinseller ile dalga geçerler ama türkiye’nin en ünlü travesti ve gay barlarından hiç çıkmaz bu insanlar.
bu mudur lan delikanlılık?
bu mudur ağır abilik?
ağırlığınca sokayım hepinize ki yerinden kalkamasanız. işte türk kızı da gider o erkekten hoşlanır. sonra tartışmalar başlar. türk erkekleri de ya yolu eşcinsellikte ya da yabancı kızlarda arar.
türkiye’de eşcinsellerin bu denli aşağılanması ve karalanması, önce türk kızının sonra da türk erkeğinin başının altından çıkıyor. birbirini idare edemeyen, sevmeyen bir toplumda daha çok şeyler görülmeye hazırdır. karşısındaki adamın pantolonunun söküğü ile dalga geçen bir toplumun erkeğinden de kızından da ne hayır gelir ki?
zorlama eşcinsellerden, gay’lerden ve ibnelerden nefret ediyorum, onlardan hoşlanan kızlardan daha da nefret ediyorum. gerçek kimliklerinde ve özel hayatlarında kendilerince yaşayanlara saygı duyuyorum.
türk erkeğinin ismini, cismini, kudretini gay taklidi yaparak, zorlama eşcinsel olarak karalamaya çalışanlara izin vermeyelim.
bazı türk erkeklerinin delikanlılık ve erkeklik kalıbı, düz mantıktan öteye maalesef gidemiyor. eşcinsellik adamın içinde olan ve bunu dışarıya pekte fazla yansıtmaması, içinde yaşamamasıdır. ama türkiye’de ibne veya ibnetor diye hitap ettiğimiz kesim ki bu isim onlara çok yakışıyor, eşcinselliklerini erkeklere sarkmak olarak kullanıyor. fakat devreye şu mesele giriyor. türk erkeğinin eşcinsel olma amacı erkeklere sarkmak değil, kadınlar arasında saf tutmak ve bir kız arkadaş edinebilmek. evet, maalesef bu türk erkeğine özel ve has bir durumdur. bunu bu saatten sonra değiştirmekte imkânsızdır.
bilimsel açıdan ve felsefi açıdan konuşmaya, insanların kafasını karıştırmaya hiç mi hiç gerek yok. görünen köy kılavuz istemiyor. türk kızlarının bu durumda erkeklere yardımcı olması beklenirken, onları kullanıp, ayağında oynatmaları bir kız için en aşağılık bir durumdur. erkek o kadar değişik bir varlıktır ki, onun için bir kızın lezbiyen olması ya da olmaması önemli değildir. ama kızlar için bir erkeğin, erkek ya da gay/eşincinsel olup ya da olmaması önemlidir. işte konu burada, birbirinin özel hayatını, kendi aralarında özel yaşamaya geliyor.
ciddi bir eşcinsel duygularını kendi içinde yaşamayı tercih eder derken, bunu cidden birkaç tane eşcinsel tanıdığım için söylüyorum. onlar ise türk erkeklerinin eşcinselliği sadece ve sadece, birkaç yerde bulunmak, tabiri caizse giremeyeceği ortamlara birilerinin vasıtası ile girip, çevre yapmak amacı ile kullanmaktadırlar. burda eşcinsel haklarını savunan biri değilim. sonuçta insana ne sıfat takılırsa takılsın, o insandır. hepimiz insanız ve tribe girmemize hiç gerek yok.
türk kızları kendi içlerinde, belki de hiçbir zaman sayamayacağımız kadar çok gruba ayrılmaktadır. ama hepsinin birkaç ortak özelliği mutlaka vardır. son zamanlarda, yeni jenerasyonun duygularının körelmesi, duygularının ölmesi ve kendilerinden soğutmalarını da buna bağlayabiliriz.
türk erkeğinin çoğu duygusal ve kendi duygularını kontrol edebilen erkeklerdir. burada herhangi bir maçoluk aranmasın işte erkeğe, maço, delikanlı, harbi, kodum mu oturtur gibi sıfatlar taktığımız için maalesef kaybetmeye mahkûm oluyoruz.
sonuçta türk erkeğinin eşcinsel olmasındaki veya türk erkeğinin eşcinsel olmaya özendiren en büyük etken türk kızıdır. bu hiçbir zaman inkâr edilemez.
yaptığım bir tespiti daha sizinle paylaşmak istiyorum. son zamanlarda türk pop şarkıcılarının neden gay olduğu sanırım ortadadır. çünkü kulüp yöneticileri artık, kadınların yanlarında köpek gibi dolaşan, onlara yalakalık yapıp müşteri çeken, ister için de ister görünürde eşcinsel olsun, bir eşcinsel şarkıcı istemektedir. yoksa ne kulüp iş yapar ne de adam. bu da eşcinselliğe iten bir başka faktördür. yani ünlü olmak için bir erkekle yatmışsınız ya da bu yola başvurmuşsunuz. hiç fark etmiyor.
türk kızlarının bazı aşağılıkça davrandığı yerler ise eşcinsel veya zorlama eşcinsel olan biri ile duyguları olan bir erkeği karşılaştırıp, aynı kefeye koyması. madem türk kızı bundan hoşlanıyor. o zaman tasını/tarağını toplayıp hollanda’ya bir an evvel defolup gitmeli.
hep türk kızlarına söyledim söyleyeceklerimi ama tekrar tekrar söylüyor ve genelleme yapmadığımı yineliyorum. onlar elbet bu yazıyı okuduklarında kendilerini göreceklerdir, kelamlarımda. türk erkeği de aynı kefeye girmiyor değil. türk erkeği, hani kendini delikanlı zanneden ve eline tespih alınca ağır ağbi takılan, hani o takım elbise giyip, sivri burun ayakkabıyı altına takınca travesti barlarda takılan, o kendine güvensiz delik-anlılar. onlara da iki çift lafım var tabii ki.
onlar aşağılığın en aşağılıklarıdır. onlar gay/eşcinseller ile dalga geçerler ama türkiye’nin en ünlü travesti ve gay barlarından hiç çıkmaz bu insanlar.
bu mudur lan delikanlılık?
bu mudur ağır abilik?
ağırlığınca sokayım hepinize ki yerinden kalkamasanız. işte türk kızı da gider o erkekten hoşlanır. sonra tartışmalar başlar. türk erkekleri de ya yolu eşcinsellikte ya da yabancı kızlarda arar.
türkiye’de eşcinsellerin bu denli aşağılanması ve karalanması, önce türk kızının sonra da türk erkeğinin başının altından çıkıyor. birbirini idare edemeyen, sevmeyen bir toplumda daha çok şeyler görülmeye hazırdır. karşısındaki adamın pantolonunun söküğü ile dalga geçen bir toplumun erkeğinden de kızından da ne hayır gelir ki?
zorlama eşcinsellerden, gay’lerden ve ibnelerden nefret ediyorum, onlardan hoşlanan kızlardan daha da nefret ediyorum. gerçek kimliklerinde ve özel hayatlarında kendilerince yaşayanlara saygı duyuyorum.
türk erkeğinin ismini, cismini, kudretini gay taklidi yaparak, zorlama eşcinsel olarak karalamaya çalışanlara izin vermeyelim.
butun turk erkekleri adina konusma haddini kendinden nereden nasil buldugunu anlamadigim,anladigim kadariyla escinsel ortamlardan cikmayan herkesi kendisi gibi zanneden bireylerin yaptigi onerme.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?