günlük hayatta fonda müzik çalması

nickten yana sansim yok
var olan şey. la bi yolda yürürken kulağında kulaklık olmayanları saymaya kalksanıza bi. sayamazsınız! çünkü yok. adam o an sıkılıyor mu aq zevkine göre açar bi ibrahim tatlıses yahut hüzünlü bir keman. mutlu mu o an? kolbastı aç ulan. ya da apaçi müziği.

fakat ters giden bir şeyler var. bunlarda fon olan müzik değil hayat.


of lan felsefî bir şey çıktı. üzerinde düşünem biraz.
emma the gold one
konudan muzdarip yazarın yıllar yılı ’’delirdim mi acaba lem?’’ korkusuna son veren, yüreğine su serpen ally mcbeal ablamızdır. normal olduğunu bir kere kabul eden beyin de salıyor bir yerden sonra vur patlasın çal oynasın. her zaman müzik zevkinize hitap edecek diye bir şey de yok elbette o günlük bilincinizin o güzel altı neyi uygun bulmuşsa onu dinleyeceksiniz kaçışı yok.
saat olmuş 1 sagopa kajmer’den sahibinin sesi çalıyor mesela bende 14-15 saattir.
laughter
günlük yaşamın bize getirdiği hallere yahut olaylara göre herkesin sadece şahsi olarak duyabileceği aynı filmlerdeki gibi bir fon müziği olması durumu. varolmayan bir şey ama keşke olsa dediklerimden.

aslında düşününce; tüm duyguları en doruklarda yaşamamızı sağlayacaktır. örneğin; hayatın çok anlamsız olduğunu düşündüğünüz zamanlarda melankolik bir parça çalsa arkadan, yahut çok romantik bir olayda tak diye girse bir aşk şarkısı, korkmanıza sebebiyet veren bir halde gerilim müziği, belki de çok eğlenceli bir şeyler yaparken arkada kıpır kıpır birkaç tıngırtı ya da acı bir hadiseyle karşılaştığınızda hüzünlü bir parça... çok eğlenceli olmaz mıydı...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol