ferhat göçer

en guzel sarkilarindan
(bkz: asklarin en guzeli)

her şarkının opera tarzında söylenebileceğine kendini inandırmış kişi.

(bkz: cok yorgunum)

kendi parasıyla televizyona çıktığına ve ünlü olduğuna inandığım doktor.

-yanılmıyorsam 15 şubatta- yeni albümü piyasayı çalkalayacak kişi..

bu kadar çirkin bi adamdan bu kadar güzel ses, bu kadar güzel yorum, helal olsun valla.
bazı şarkıları unutulmayan şarkılar listesine şimdiden girdi.

(bkz: dön diyemedim)
(bkz: yastayım)

halen haydarpaşa numune hastanesi’ndeki görevine devam eden sanatçının müzikal yaşamı i. ü. tıp fakültesi mezuniyetinin ardından 1988 yılında istanbul üniversitesi devlet konservatuarı şan bölümü ön lisans eğitim programını kazanmasıyla başlıyor. ferhat göçer aynı zamanda türkiye’ deki ilk şahsa ait senfoni orkestrası olan ve büyük başarılara imza atarak yurtiçi ve yurtdışında oldukça ses getiren "metropol senfoni orkestrası"’ nın kurucusu. sanatçı sahnede, görünüşte birbirine aykırı iki tarzı, klasik batı ve türk müziği’ ni kendine özgü yorumu ile tek vücutta birleştirerek ortak bir ruha kavuşturuyor. ferhat göçer türk müziği’ ni batıya yaklaştırarak ve klasik müziği dünyada’ ki neo klasik akıma uygun bir şekilde yeniden yorumlayarak dinleyicilere sevdirmeyi amaçlıyor.

http://www.ferhatgocer.com/

eger birgun lokal anestezi olursam tercih edecegim doktordur.
operasyon esnasinda olasi diyalog:
-kendinizi nasil hissediyorsunuz?
-ferhat bey biraz canim aciyor ama birsey rica edebilirmiyim?
-gene mi?
-yastyayimi soylermisiniz?
-hanimefendi sabahtan beri herkes ayni seyi istiyor, bakin yarin acikhavada konserim var...


saka bir yana muhtesem bir ses. turkiye’de cok da elestirilir. normal de, zamaninda bocelli de boyle assagilandi.
tabi operacinin turku arabesk soylemesi de bizim entel tayfasi icin vampire hac cikartmaktir.
simarik olmasina gelince: tip fakultesini bitirin cerrah olun, ustune bir de konservatuari bitirin, albumunuz 10 gunde 100000 satsin, sarki soylediginiz gece klubunde ve konserde ayakta duracak yer olmasin, bir de ustune ustluk kirosu da enteli de ayakta alkislasin ve simarmayin... imkansiz
bugunlerde her sesi olmayanin sarki soyledigi playback toplumda ses telleri cercevelenmelidir.
bir de memleketimde meksika halk sarkisi cancion del mariachi sarkisini adam gibisoyleyen tek kisidir.

izzet altınmeşe ile akraba olduğunu düşündüren doktor-şarkıcı. doktorluğu nasıldır bilemedim ancak güçlü bir sesi olduğu aşikar.

yavas yavas giciklasan ama kendini dinleten adam.
iki diploma almissin, yeteneklisin, albumlerin satiyor, paparazziler ile sohret olmamissin.
ne halt etmeye paparazzi gulleri, playback bulbulleri gibi polemik pesindesin?

<bkz:>http://kelebek.hurriyet.com.tr/magazin/6200154.asp?gid=90

bu roportaj acikliyor...

(bkz: cennet)

insanların tek bir mesleğe saplanıp kalmak zorunda olmadıklarını kanıtlayan, hem doktor hem de müzisyen olan şahıs.

gitgide arabesk-fantazi tarzı bir müzik anlayışını benimsediği görülen bireydir kendisi.

dinlemek oldukça tuzludur kendisini.9 nisan’da ankara’da vereceği konserin bilet fiyatları 33,5 ile 56 lira arasında değişiyor.

konusma sesi sarki soylerken ki o guclu sesinden cok daha farklidir.

dmc’yi satın alan kişi

detone sesi ve yorumu ile müzik hakkında bilgiye sahip olmayanları ya da kulağı olmayanları ya da herneyse bir şekilde milyonları kendisine hayran bırakmış, arya okuyor -- diye ülkede nerdeyse ilah edilmek üzere olan, fazlaca abartılan sesinin çok da mükemmel ya da zor olmadığını şiddetle vurgulamak istediğim ,
"bakın bakın ne sesleri çıkarıyorum he heyt kimse yapmadı bunu bugüne kadar" der gibi tuhaf şekillere soktuğu yüzü ile iyice komikleşen,istediği kadar beğenilsin,övülsün, abartılsın, müzisyenlere yaranmasızor olan , herkes işini yapsın dedirten şarkıcı.

sağlam bir hata bekliyorum kendisinden..
çıktığı ilk günden beri gıcığım bu adama lakin kendisine yerlice gıçıklanmama sebep olacak hiçbir şey yapmadı daha.yaptığı müzik tarzıyla çok alakam olmadığı için bu konuda üstüne de gidemiyorum keratanın.bi ihtimal hem daktır, hem sevilen bir şarkıcı olmasından kaynaklanan çifte zaferine takmış olabilirim kafayı diye düşünüyorum ama tam net değilim. bekliyorum netlenmeyi haberi olsun..böyle devamlı tepenizde gezinen tanımadığınız insanlar vardır ya hani.burnuna kafa atma isteğiyle yanar tutuşur, devamlı bir hatasını beklersiniz ama o sanki tüm bu hislerinizden haberdarmış gibi temkinki davranır, bir türlü falso vermez.en sonunda tesadüfen ve beklenmedik bir anda kendisiyle tanışır, aslında ne denli önyargılı davrandığınızı anlar, o alakasız bir konudan bahsederken kendi kendinize, " lan fena adam değilmiş bak, gene yargılarıma yenilmişim ", falan dersiniz.işte ferhat göçer’de böyle geliyor bana.kendisine beslediğim tanımsız ve anlamsız gıcıklık hissimi, o kendine has gülüşüyle yerle bir edecek, bir takım tıbbi tavsiyeler vererek gönlümü çelecek ve biz çok iyi arkadaş olacağız kendisiyle.ya da tam tersi öyle bir hata yapacak ki, "şimdi ziktim belanı ferhat" deyip dalacam kendisine..haa bir ihtimal daha var; bu yazı çok anlamsız ve benim uykum var.hayırlara vesile..

(bkz: ferhat gocer in sarki soylerken ki surat ifadesi)

şöhreti henüz hazmedememiştir.yılların sanatçısı kayahan’a birden bire durduk yere giydirmeye çalışması,oradan sağlam ayar yiyince nası olsa burda yok cevap veremez diye tarkan’a yönelmesi,ordan da sağlam ayarı yemesi sonucu susan kişidir.
ayrıca evli ve çocuklu olmasına rağmen hep bekarmış gibi ortada dolanmaktadır.bunlar çok cahilce ve ucuz oyunlardır...