erkekler

0 /
hittheroad2timesjack
ali poyrazoğlu ile fikret kuşkan ın başrollerini paylaştığı filimsi.

-----------------------------spoiler----------------------------








:-----------------------------spoiler----------------------------









evet budur. gitmeyin. göndermeyin.
elma sekeriiii
pucca onları yatakta çıldırtmayı başarmış sağolsun. bize de okumak düşer...

*****
ortalama her ilişki, diğer bütün her şey gibi; giriş, gelişme, sonuç olarak üçe ayrılır. girişi, heyecan verici ve karışık; gelişmesi, tutkulu; sonucu ise hayal kırıklığı ve hüsranla sonuçlanır. bedenlerin artık birbirini tanıması, tenlerin alışması genelde gelişme bölümünde ortaya çıkar. yok, ben illa giriş bölümünde çatır çatır seksimi yaparım derseniz uzun bir süre paylaşılacak tek şeyinizin seks olacağını da unutmayın! yazıya öyle bir başladım ki devamı vajina akıntıları ile ilgili olacak gibi durmuş. hah neyse asıl konuya gelirsek, “yatakta partnerinizi çıldırtmanın altın kuralları.” bu kurallar evrensel gibi bir şey zaten, ağırlık merkezimden uydurmadım. kadına dair var olan bütün her yerde yazıyor bunlar. ben sadece elçiye zeval olmaz diyerek kendimce yapıp, cidden çıldırdıklarını kanıtladım o kadar.


ona erotik bir şeyler fısıldayın:

bir sevgilim var o zamanlar fi tarihinden bahsediyorum... adamla dünyanın en romantik ilişkisini yaşıyorum böyle, saatlerce bakışmalar, gecelerce mesajlaşmalar, aşk mektupları falan filan. benden bahsederken kırılgan bir çiçekten bahsediyor sanki öylesine naif. şöyle düşün biz aylarca seks namına sadece dudaktan öpüştük, tabii bunun bir nedeni de mekan sıkıntısı çekmemizdi ama olsun. neyse geldi çattı ilk birlikte olacağımız o gün. yataktayız, hoppala paşam yaz geldi olayına girdi gircez tam. bu durdu, elleriyle saçlarımı geriye atarak “benimle konuşsana” dedi. ben bir kaldım ne diyeceğimi de bilemedim, hıh ne anlamadım falan derken. “beni azdır” dedi. tövbeler olsun be herif, daha azmadın mı? yüzüne gözüne dursun 3 saattir her yanımı tükürük içinde bıraktın da daha ne istiyorsun. sonra olayın küfürlü konuşmak olduğunu anladım da anlamasına. o kadar kibar bir adam ki “salak” desem klozet üzerinde ağlayacak gibi duruyor. gözüne bakıyorum, o bana bakıyor “hadi” deyip duruyor. iyi bari dedim, “pipin çok güzel” diye çıkıverdi ağzımdan. adamın bütün iştahı bitti yemin ederim. pipi dedim diye bana bir bakışı vardı hala mıh gibi aklımda.

herkesin içinde yüreğini oynatın:

ulu orta çaktırmadan “seni istiyorum beybi” mesajını hepimiz vermişizdir sevgilimize. ben de kendimce vermeye çalıştığım anlar oldu. sinemada üzerine çullandığım, büyükada da sote yer aradığım, davetlerde bacaklarını okşadığım vs vs. ben yine bir gün böyle çıldırtın, delirtin konsepti bir şeyi okuyup gaza gelmişim. mekânın birindeyiz, tutturdum tuvalete gidelim diye.ama nasıl ısrar ediyorum, çocuk yok dedikçe “ayrılırım senden haaa!!!” diye tehdit ediyorum. aldım zorla götürdüm soktum kızlar tuvaletine. bir de öyle kendimden eminim ki o tuvalette sanki gün aşırı adam götürüyorum. kızların arasından hani daha heyecanlı olsun diye çektim bunu bir kabine. kapıyı kapattık, bu sürekli “yapma insanlar dışarda” falan derken, 3 dakika geçmeden, görevliler gelip bizi mekândan attı. toplum hazır değilmiş buna orada bunu anladık.

ona edepsiz mesajlar atın:

bir gece önce deli gibi kavga etmişiz, sırf onu aramamak için ismini telefonumdan silmişim bende. sonra bu gelip gönlümü alınca barıştık falan filan derken ben yeniden kaydetmeyi unuttum telefonuma. yeni barıştık ya hemen ayıpçıl ayıpçıl şeyler yazarak gece birlikte geçiririz diye plan yaptım. 3 mesajlık yer kaplayacak şekilde o an kendimi okşadığımdan girip, olayı oralla bitirdiğim bir mesaj yazdım. el alışkanlığı baş harfine tıklayıp direk göndere bastım. tabii ismini sildiğim için baş harfine basınca ilk gelen isim. “xxxx anne” oldu. o mesajı çocuğun annesine atmışım yani. kadıncağız oğlunu ne çok sevdiğimi o sıra anlamıştır büyük ihtimalle.

birlikte porno izleyin:

bak aklıma geldikçe hala deliriyorum! bu çok saçma bir madde bence, sevgilimle yapay memeleri olan sarışın kadınları izlemek beni yatakta katil yapar ancak. bir gün dedim, komplekslerinden arın kızım pucca, belki sen de seveceksin hadi bakalım diyerek açtık elin gavurunun sarışın kızı düdüklediği bir sahneyi. kan beynime sıçrıyor ama ekrana bakıp benim mememi sıkıyor herif.resmen onu düşlüyor o an! ben bir ağlamaya başladım, “o sarışın yelloz gelse demek onun da memelerini sıkacaksın” diye. attım kendimi yerden yere, nefes alamıyorum kriz geçiriyorum. sanki yatakta bastım onları o derece. yani bundan da bir cacık olmadı.

videoya çekin:

cep telefonlarına kamera konmasıyla yatak odası naklen yayın adult sitelere düşmüş olsa da, en büyük korkumuz bir yerlerde kırmızı ışık yanıyor mu, acaba bana tuzak kuruldu mu diye paranoyak olsak bile bunu denemişizdir muhakkak. video çekilirken kendimi oscar’lık oyuncu gibi hissediyordum, o tavırlar, saç attırmalar kameraya bakıp bakıp limon yemiş gibi ağzımı burnumu oynatmalar. adeta yılların porno kraliçesiyim. sonra ne çekmişiz diye bakarken aslında olayın öyle olmadığını anladım. yahu bütün kamerayı popom kaplamış zaten hiçbir şey gözükmüyor. bıngıl bıngıl sallanan etler falan var, porno değil adeta “yer altında bulunan canavarın ilk görüntüleri” tadında. hayır, yani bir izlese, gergedanla insan çiftleşmesi zannedebilir. 2 dakika dayanamadım, sil sil sil onları diye kaplan gibi atladım kameraya. sonra da ışığı bile açtırtmadım adama.

grup seks

ahh bebeyim, böyle bir olaya girebilmek için fazla kıskanç, kompleksli ve aşık bir kadınım. öyle aramıza elin kadını girecek, memelerini sevgilim sıkacak, ben de orada “aferin benim aşkıma nasıl da güzel yapıyor” diyeceğim. vayy vayy vayy daha neler. bir defa aşkı meşki geçtim ben orada kadınla kendimi kıyaslamaya girerim. “hımm bacakları da benden uzunmuş, lazeri nerede yaptırmış acaba ya, hohoooo memeleri küçük bir sıfır öndeyim. göbeği de yok lanet olası kaşar!” bunların üzerine bir de adam onla ilgilenirse o yatakta cinayet çıkar. “ben bir su alıp geleyim” derim, ekmek bıçağıyla ikisini de kıtır kıtır doğrarım sonra. iki erkek bir kadın durumu ne kadar fantezilerimde can olsa da ben adamın kıskancını beni sahiplenenini severim…

ama böyle bir defasında sırf ne diyecek diye merakımdan, sordum yatağa bir kız daha alalım mı diye. yaa olabilir falan deyince, ensesinden saçları tuttum, “bu yatakta sen ve ben dışında biri daha olursa derini çiğ çiğ yerim, penisini kopartıp kendime kolye yaparım! aklından bile geçirme, anladın mı???” diyerek bu olaya son verdim.

telsiz arkadasi
"yahu yeter ne yaptınız, bizi neye çevirdiniz?!" ya da "ne yaptık biz de böyle acımasızca ithamlara maruz kalıyoruz?!" diye altında bağrınmak istediğim başlıktır!

"yapmayın etmeyin, bizler de allahın kuluyuz; elbette ki her kul gibi vardır hatalarımız, ama bir hata ettiysek, kusurumuz olduysa, özür dilemesini de biliriz. siz bizim özür dilemesini bilmeyenlerimizden alın intikamınızı." diye de son sözümü buraya bırakırım, beğenen alır beğenmeyen almaz o da bana kalır..
atacamadesert
#956837

’modası geçmemiş olanlar gayrıresmi kurum ve kuruluşlarda çalışanlardır. yararsız değillerdir: ampul takmak, sıkışmış kola kapağı veya kavanoz kapağı açmak işlerinde kullanılabilirler. sadece ereksiyon için kullanıldıkları ise kocaman bir yalandır. mümkünse önsevişebilen modelleri tercih edilmelidir. yaşam destek ünitesine gelince çoğu kadınların yaşamına son verme ünitesi olarak görev yaptıklarından desteklememekteyiz kendilerini. cüzdan olayına gelince limit aşımına uğramış kredi kartı gibilerdir; bedelini ödemediğin sürece bir lira faydaları olmaz.

zaten hiçbir şeye "alet" olmayınız; çok şükür başka aletler var yerinize geçebilecek. erkeklere ihtiyacımız yok; sperm bankaları dünyadaki tüm kadınları en az 8 er kere dölleyecek kadar dolmuş taşmış durumda. ve biz sizin de izlerken beğendiğizin gibi hemcinslerimizle daha bi eğlenmekteyiz. titreyen tutamaçlar, 16 yaşında gibi davranan seks müptelaları ve fbi emeklileri ile net üzerinden kendi beyninizi sikmeye devam ediniz.’

(bkz: ben)
sipsi
’erkekler birer şovenist domuz olarak doğmazlar, sonradan olurlar ve her gün binlerce erkek, kadınlar tarafından bu şekilde yetiştirilmektedir...’

(bkz: choke)

sipsi
’hepsi erkekleri modası geçmiş yaratıklar olarak görüyor. yararsız olduğumuzu düşünüyorlar. sadece ereksiyon için kullandıkları, yaşam destek ünitesiyiz, yada sadece bir cüzdan. bundan sonra ben buna alet olmayacağım. greve gidiyorum. kadınlara ihtiyacımız yok. dünyada seks yapabileceğimiz bir sürü başka şey var. mikrodalgada ısıtılan kavun var. çim biçme makinelerinin, tam pantolon ağı hizasına gelen, titreyen tutamaçları var. elektrik süpürgeleri ve kuru fasülye doldurulmuş torbalar var. internet siteleri var. netteki sohbet odalarında on altı yaşında kız numarası yapan seks müptelaları var. gerçekten de en seksi siber bebekler, aslında yaşlı fbi emeklileri. lütfen bana bu dünyada olduğu gibi görünen tek bir şey söyle...’

(bkz: choke)

tokalon
sürekli bir dualizm: modernizm... erkekler modernizmin daha çok iyi yanını temsil ederler. yine erkeklere göre. kadına yakıştırılan sıfatlar genellikle zaman ilerledikçe ’kara kodlamalara’ maruz kalır. kadın ve erkek farklı ama eşittir. bütün bu kodlamalar yeri geldiğinde , en muhalif adamın diline bile meze olur. genellemeler zincirine bir yenisini daha ekliyorum ama , erkek kadını ayrıntıcı bulurken, kendi düz mantıklılığını sorgulama gereksinimi duymaz.çünkü yaşam zaten ona ’biraz’ daha şans vermiştir. doğa değil yaşam o şansı verir evet. çünkü doğa bir şekilde kendi düzenini kurar, eşitler denkler, çarpar, böler.. ama insan devreye girdiğinde işin içine iktidar girer. iktidar öyle bir şeydir ki, ’modern’ erkeği alır ve tepeden şaşı bir görüş açısı sunar.
o zaman hemşerim yapacak birşey yok:
şaşı bak şaşır...

elma sekeriiii
erkeklerin bilinmeyen yönleri




erkekler rimelinizin aktığını fark etmez, ama gözünüzün kanlandığını fark eder... peki erkekler başka nelere dikkat eder? güzelleşmek için saatlerce hazırlanıp, endişe etmekten vazgeçin ve önerilerimizi okuyun.


çenenizin ortasında çıkan kocaman bir sivilce, saç boyanızın yenileme zamanının gelmiş olması veya manikürünüzün sürekli gözünüze takılacak kadar bozulması çoğu zaman erkek arkadaşınızın dikkatini çekmez. erkekler, farkettiklerini zannettiğiniz şeylerin aslında üzerinde bile durmuyorlar. bu, iki cins arasındaki gelişim farklarına bağlanabilir. erkekler, rujunuzun bozulmuş olmasından çok, sıcak bir gülümsemeniz olmasını daha çok önemserler. önerilerimiz sayesinde yersiz endişeleri unutmaya hazır mısınız?

farketmez... saçınızın hafif dağınık olduğunu.

farkeder... saçınızın sağlıksızlığını.

önerimiz: erkekler saç şeklinizin düzgün olup olmadığını pek umursamazlar. hatta yatakta umarsızlığı ve rahatlığı temsil ettiği için dağınık olmasını tercih bile edebilirler. ancak saçınızın kuruluğunu, uçlarının zarar görmüş olduğunu, kısacası sağlıklı olmadığını anında farkedebilirler. tüm erkekler, bilinçaltında sağlıklı fiziksel özellikler taşıyan bir kadınla birlikte olmak isterler. bu nedenle, cumartesi sabahı aynanın karşısında saçınızı düzleştirmekle uğraşmak yerine, sevgilinizle daha fazla zaman geçirmeye gayret edin. saç telleriniz zarar görmüşse güçlü bir bakım spreyi kullanabilirsiniz.


farketmez... cildinizin parladığını.

farkeder... cildinizin kızarıklığını.

önerimiz: cildinizin doğal yağının yüzeye çıkmış olması sizi üzmemeli. asıl endişelenmeniz gereken şey cildinizin tahriş olmasıdır. yüzünüzün kızarıp şişmesi, stresin fiziksel olarak dışa vurumu olabilir. sevgilinizin bu durumdan hoşlanmayacağı kesindir. eğer kızarıklık ilerlerse mutlaka dermatologunuza danışın. aynca, daha narin veya mineral formüllü makyaj ve cilt bakım malzemeleri kullanarak cildinizin tahriş olmasını engelleyebilirsiniz.


farketmez... dağılan göz makyajınızı.

farkeder... kanlanmış gözlerinizi.

önerimiz: kadınlar dağılan göz kaleminin veya maskaranın kendilerini çirkin gösterdiğine inanırlar. ancak, erkekler bunun kötü olduğunu düşünmezler. göz makyajınız dağıldığında, en kötü ihtimalle erkek arkadaşınıza daha doğal görünürsünüz. kırmızı, kanlanmış gözler ise sizin sağlıksız ve yorgun olduğunuzun habercisidir ki bu erkeklerin hoşlanmadığı görüntülerden biridir. daha fazla uyumaya çalışarak gözlerinize kaybettikleri canlılığı tekrar kazandırmaya çalışın. göz damlası kullanıp, kirpiklerinize mavi maskara uygulayarak gözünüzdeki kırmızılığı azaltmayı da deneyebilirsiniz.

farketmez... ruj sürmeyi unuttuğunuzu.

farkeder... ruju abarttığınızı.

önerimiz: fazla miktarda uygulanan ruj erkekleri sizden soğutmaya yeter. bu rujun dağılma riski bulunduğu için, erkek arkadasınız öpüşmekten, dokunmaktan ve hatta yakınınızda bile bulunmaktan kaçınabilir. ruju abartmamak için, renkli bir dudak balsamını veya daha az pigmente sahip simli bir parlatıcıyı tercih etmelisiniz. ağır bir rujun rengini hafifletmek için ise bir parça kağıt mendili dudaklarınız üzerine hafifçe bastırmanız yeterli.

farketmez... dip boyanızın zamanının geldiğini.

farkeder... saç kesiminizi.

önerimiz: erkekler yalnızca dış görünüşünüzde yaptığınız büyük değişiklikleri farkeder (kaküller veya kısacık bir kesim gibi). ayrıca sizdeki bu değişim, onun kafasında "acaba benim de kendimde bir takım değişiklikler yapmam gerekiyor mu?" gibi soruların oluşmasına sebep olabilir. halbuki yaptırmanız gereken dip boyası erkek arkadaşınıza hiçbir şey ifade etmez. eğer boyanızı zamanından birkaç hafta sonra yaptırmak istiyorsanız içiniz rahat olsun. hem bu sayede saçınızı eski sağlığına kavuşturabilirsiniz. ayrıca boyanızı korumaya yönelik şampuanları tercih ederek saç renginizi daha uzun süre rahatça kullanabilirsiniz.


farketmez... diş beyazlatma ürünlerini kullanmadığınızı.

farkeder... gülümsemeyişinizi.

önerimiz: erkekler sizden, kendileriyle ilgiendiğinize dair sinyaller almak isterler. onlara arkadaşça gülümsemeniz bile yeterlidir. ancak dişlerinizin eşit derecede beyaz olmaması karşınızdaki erkeğin ilgi alanına girmez. tabii ki dişlerinizi en güzel haliyle sergilemek istersiniz ancak her zaman göz kamaştırıcı beyazlığa sahip olmaları şart değil. beyazlatıcı formüllü bir diş macunu kullanabilir ve her altı ayda bir dişçinizi beyazlatıcı bakım yaptırmak üzere ziyaret edebilirsiniz.


farketmez... saçınızdaki kırıkları.

farkeder... saçınızdaki kırıkları temizlemeye çalışmanızı.

önerimiz: erkek arkadaşınız, siz onun gözüne sokmadıkça, saçınızdaki kırıkların neye benzediğini bile bilmez. sağlıklı, parlak ve yumuşak tutamlarınıza bayılır ve kırıklar gibi ufak detaylar onun ilgisini çekmez.
kendinizi saçlarınızdaki kırıklarla oynamaktan alıkoymak için saç uçlarınıza besleyici bir serum uygulayarak tutamlarınızı güzelce tarayın ve at kuyruğu yapın.


farketmez... ten renginizin solgunluğunu.

farkeder... aşırı derecede bronz olmanızı.

önerimiz: doğal güzellik erkekleri cezbeder. zaten bu teoriyi onlar da sürekli dile getiriyorlar. kış aylarında ten renginiz biraz daha açılıyorsa, bu özelliğiniz erkek arkadaşınızı sizden soğutmaz. ancak bronzlaştıncıyı fazla kaçırmanız bunun tam tersi bir etki yaratabilir. erkekler kışın yaratılan bronz bir cildi sahte buldukları için sizin çekici olmadığınızı düşünebilirler.
elbette hayalet gibi görünün demek istemiyoruz. cildinize mutlaka renk veren bir ürün uygulamalısınız. günlük nemlendiricinizi bir otobronzanla değiştirip şeftali veya pembe tonlarda bir allık uygulayarak cildinizde sağlıklı bir görünüm yaratabilirsiniz.


farketmez... oje renginizin değiştiğini.

farkeder... tırnaklarınızın uzunluğunu.

önerimiz: erkekler ancak kendilerine yansıyan değişiklikleri fark edebilirler. uzamış veya farklı bir biçimde törpülenmiş tırnaklarınız ile erkek arkadaşınızın tenine dokunduğunuzda aradaki farkı mutlaka hissedecektir. ancak oje renginizi kırmızıdan mora çevirmenizin onun için pek bir önemi yoktur. bu durum, onun ilişkiden sıkıldığı veya size ilgi göstermediği anlamını taşımaz. tam tersine, diğer özelliklerinizle daha fazla ilgileniyor demektir. örneğin, tırnaklarınızı sırtında dolaştırdığınızda içinin ürpermesi onu çok etkiler.
tırnaklarınızın kenarından çıkan ölü derilerinizi dert etmeyin. gece yatmadan önce bir yağ ile tırnak etlerinize hafifçe masaj yapın. böylelikle, maniküre gereksinim duymadan ellerinizi yumuşak ve pürüzsüz tutabilirsiniz.


independence
$oyle canlilariz yemin ederim;

http://www.bobiler.org/monte.asp?m=87560

ayrica yaraticiliga kurban olayim demekten de geri alamadim kendimi. peri$an etti gece gece insani.
salome
orta bacaklilar da denir bunlara. ortalama 60 yil giderleri vardir. cok esli olmaya meyillidirler. 28 ile 33 yaslari arasi en verimli ve en avlanasi caglaridir zira en kurnaz orta bacakli yiyicileri tarafindan bu yillar arasinda kapilirlar. 30 yas ustu kapilmamislarda ise defolar vardir genellikle. beyinlerinin isleyisi son derece basittir ara yollara sapmaz dumduz takip ederseniz cizgiyi sonuca hemencecik ulasirsiniz, zorlanmadan. en gerekli uzuvlari orta bacaklariymis gibi davranmaya bayilirlar. idare edilmesi cok kolay varliklardir. her eve bi tane lazimdir.
teselya
hiç anlamadığım ve anlayamayacağım bir cinsiyet.hayır erkeklerin bazıları alımlı,birazda ortalık malı kızlardan hoşlanır ama onunla evlenmeyi seçmezler.evlenilecek kızlarıda görmemeyi yeğlerler bu nasıl mantıktır anlamıyorum.allah onlara akıl,zihin ihsan eylesin..
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol