englishman in new york

stingin 80 yillarda yaptigi icinde caz motifleri bulunduran , soprano saksafon solosu insani kendinden geciren, o yillarin en populer sarkilarindan biri.

stingin amerikaya giden bir arkadaşı için yazdığı eğlenceli şarkı

i don’t drink coffee i take tea my dear
i like my toast done on the side
and you can hear it in my accent when i talk
i’m an englishman in new york

see me walking down fifth avenue
a walking cane here at my side
i take it everywhere i walk
i’m an englishman in new york

i’m an alien
i’m a legal alien
i’m an englishman in new york
i’m an alien
i’m a legal alien
i’m an englishman in new york

if "manners maketh man" as someone said
then he’s the hero of the day
it takes a man to suffer ignorance and smile
be yourself no matter what they say

i’m an alien
i’m a legal alien
i’m an englishman in new york
i’m an alien
i’m a legal alien
i’m an englishman in new york

modesty, propriety can lead to notoriety
you could end up as the only one
gentleness, sobriety are rare in this society
at night a candle’s brighter than the sun

takes more than combat gear to make a man
takes more than license for a gun
confront your enemies, avoid them when you can
a gentleman will walk but never run

if "manners maketh man" as someone said
then he’s the hero of the day
it takes a man to suffer ignorance and smile
be yourself no matter what they say

i’m an alien
i’m a legal alien
i’m an englishman in new york
i’m an alien
i’m a legal alien
i’m an englishman in new york

sting’in en eğlenceli şarkılarından biri

baska ulkelerde kendini "konsept" itibariyle belli eden her bireye yoneltilebilecek motto haline gelmis sozdur ayrica. benzerleri icin; fransiz kalmak.

(bkz: vladivostox)

new york’ta bir ingiliz
kahve içmem, çay alayım güzelim
tostum da yanında olsun isterim
ve konuşunca anlayacaksın aksanımdan
ben new york’ta bir ingilizim
elimde bastonla yürüyüşümü izle
beşinci caddeden
yanımda taşırım onu her yere
new york’ta bir ingilizim ben
bir yabancıyım, meşru bir yabancı
new york’ta bir ingilizim ben
bir yabancıyım, meşru bir yabancı
new york’ta bir ingilizim ben
insanı yaratan üslubuysa eğer, dedikleri gibi
bunu söyleyen günün kahramanıdır
yadırganmaktan çekinmeyen mutlu biri yapar insanı
kendin ol, kulak asma söylenenlere
bir yabancıyım, meşru bir yabancı
new york’ta bir ingilizim ben
bir yabancıyım, meşru bir yabancı
new york’ta bir ingilizim ben
alçakgönüllü ve edepli olmak ün kazandırabilir sana
türünün en son örneği olarak kalabilirsin
kibarlık ve ağırbaşlılığa rastlanmaz bu toplumda
güneşten de parlaktır mum alevi geceleyin
insan olabilmek için daha fazlası gerekir
savaş donanımı ve silah ruhsatından
düşmanına göğüs ger, yapabilirsen uzak dur ondan
bir centilmen koşmayacak, ama yürüyecektir.
eğer dedikleri gibi insanı yaratan üslubuysa
bunu söyleyen günün kahramanıdır
yadırganmaktan çekinmeyen mutlu biri yapar insanı
kendin ol, kulak asma söylenenlere
bir yabancıyım, meşru bir yabancı
new york’ta bir ingilizim ben
bir yabancıyım, meşru bir yabancı
new york’ta bir ingilizim ben

stingin süper parçası...

dinledikçe insana kendini dünyanın herhangi bir yerinin sokaklarında cirit atıyormuş hissi veren pek eğlenceli şarkı.

huzur veren bir eserdir. hele ki şarkının nakaratında arkadan gelen yunus bik biklemesine benzer efektler vardır ki dinleyecisinin yüzünde garip bir tebessüm oluşturur.

(bkz: dolapdere big gang)

dolapdere big gang mixi dinlenilmelidir.süperdir...

ortasında hiç alakasız bir bateri solosu vardı fakat o da ayrı bir lezizdir.

evinizden ilk kez uzun süreli ayrılıyorsanız ve aileniz çok uzakta kalmışsa, alıştığınız kültürden çok alakasız bir yerdeyseniz dinlediğinizde ağlamamak için kendinizi tutamayabilirsiniz. gurbet eller de tavsiye edilmez.

sting’den önce aklıma dolapdere big gang geliyor..

sting’in 1987 nothing like the sun albümünün fragile ile beraber en çok göze batan şarkısıdır.ingiltereden amerikaya taşınan arkadaşı quentin crisp için yazdığı söylenir.müzikalite doruklardadır ve şu ana kadar hiçbir beşer evladı bir kaç başarısız deneme haricinde şarkıyı coverlamaya yeltenmedi.sebebi zor olması mı yoksa saygı mı bilemem ama umarım kıyamete kadar dokunmazlar.siyah beyaz çekilen klipte kenny kirkland’ı piyano’da , branford marsalis’i de o unutulmaz saksafon melodisiyle görebilirsiniz.şarkının geçiş kısmı müzik okullarında okutulması gerekecek kadar güzeldir.