elclasico kalemi sağlam çok babacan bir yazardı ..hey gidi hey adamı harcadılar sözlükte annesinin ağzından yemek bekleyen kuş gibi beklerdik parmaklarından çıkacak cümleleri..güzel günlerdi.
el clasico
maçın 1.dakikasında 1-0 öne geçip, ne hikmetse maçın sonunda üçün biriyle yetinmek
türk futbolseverlerin takımlarından nefret etmesini sağlayan oluşum
ronaldo mu messi mi sorusunun cevabının arandığı maç.
hala madrid diyenlere, enişte barça dedirten, eniştelerin halaları daima öptüğüne bir kaz daha kanaat ettiren futbol organizasyonu. twitter dili ile; #halamadrid ise #enistebarca
ilk yarısı 1-1 bitti.ikinci yarı kalbim ve kuponum hala madridden yana!
real madirid ile barcelona arasında tadına doyum olmayan maç.
real madrid-barcelona derbisi bu gece saat 23.00 da ntv sporda canlı yayınlacaktır.gönlüm ve kuponum madridden yana.
(bkz: el sikko)
18 gün içinde 4 defa el clasico izlemek nasip olmaz herkese:
- 16 nisan 2011 – el clasico @ la liga
- 20 nisan 2011 – el clasico @ copa del rey
- 27 nisan 2011 – el clasico @ champions league
- 3 mayıs 2011 – el clasico @ champions league
- 16 nisan 2011 – el clasico @ la liga
- 20 nisan 2011 – el clasico @ copa del rey
- 27 nisan 2011 – el clasico @ champions league
- 3 mayıs 2011 – el clasico @ champions league
bu seneki el clasico nun ilk maçı, nou camp da barça nın 5-0 üstünlüğü ile sonuçlanmıştır. barça lılar maça başlarken bir sorunları bir dertleri olduğu belliydi suratlarından, sonra anlaşıldiki dertleri tercuman dedikleri mourinhoydu. mourinho geçen sene interin başındayken oynatmadığı futbol ile barçayı yenebilmişti. barça ve guardiola tüm dünyaya gösterdi ki futbol oynanınca güzel. maç sırasında bir ara topla oynama yüzdesi 80e 20 gibi birşey oldu, birde pas trafiği denilen olay varki, sadece rakkam bile çok şey anlatıyor, 600.
an itibariyle madrid’in barçaya tecavüz ettiği derbidir. dakika 78 ve skor 4-0. şampiyon real madrid, seyircilere şölen havası yaşatıyor.
ispanyada birçok derbinin altında siyasi nedenler vardır. athletic veya athletico takısını almış direniş takımları ile “real” unvanını almış olan kraliyetin takımları arasında büyük bir rekabet vardır. osasuna, sevilla, athletic bilbao, atletico madrid gibi takımların maçlarında genelde kızıl bayraklar ve che resimleri mevcutken real madrid, real sociadad, real zaragoza gibi takımların maçlarında siyahî oyunculara karşı yapılan ırkçı tezahuratları duyabilirsiniz.
bu derbiler arasında en fazla göze batanlar, bask bölgesinin özgürlüğünü savunan athletic bilbao ile ispanya’ya bağlılık ve kraliyetten yana olan real sociadad, madrid’de yaşayan bask’lı öğrenciler tarafından kurulan ve kısa bir süre athletic bilbao bünyesinde varlığını sürdürdükten sonra ayrı bir kulüp haline gelen atletico madrid ile diktatör franco’nun desteğini arkasına almış olan real madrid, katalunya’nın özgürlüğünün bir simgesi olan ve bu bölgenin ulusal takımı olan barcelona ile katalunya’da yaşayan ve kraliyete bağlı olanların takımı olan espanyol derbileridir.
fakat bütün bunlardan daha büyük bir rekabet; cumhuriyetçiler ile francocuların amansız mücadelesi... ‘el clasico’ yani barcelona – real madrid rekabeti...
bir tarafta iç savaş yıllarında cumhuriyetçilerin kalesi olan bir şehrin takımı, diğer tarafta franco’nun her zaman desteklediğini söylemekten çekinmediği kraliyetin takımı...
barcelona takımı futboldaki veya sosyal yaşamdaki ırkçılığa karşı mücadelenin en yoğun olduğu yerken ve hatta bu konudaki hareketin merkezi iken real madrid takımı taraftarları kendi takımlarında oynayan siyahî oyuncuları yuhalamaktan çekinmezler.
rekabetin kökeni daha eskilere dayanmasına karşın asıl kendisini 1936 iç savaşı ile gösterir, faşist franco seçimle gelen devrimci ve cumhuriyetçi hükümete karşı darbe yapar ve özellikle cumhuriyetçilerin kalesi durumunda olan katalunya bölgesi ve bask bölgesi üzerinde büyük bir baskı kurmaya çalışır. kültürleri yok edilmeye çalışılan katalanların varlıklarını devam ettirebildikleri tek yer camp nou’dur.
1975 yılında franco’nun ölümü ile cumhuriyet ilan edilerek katalunya özerklik kazanmış olsa da katalanlara karşı 2. sınıf insan muamelesi devam eder. o kadar ki 1992 barcelona olimpiyatları hazırlıkları sırasında ispanya hükümeti hazırlıklara neredeyse hiç bir yardımda bulunmaz bunun üzerine katalan hükümeti de olimpiyatlarda kullaınlacak dil olarak ilk sırada katalanca ardından ingilizce ve ancak üçüncü olarak ispanyolcayı gösterir.
kökeninde politik bir mücadele olan el clasico bu iki ezeli rakip var oldukça devam edecektir.
bu derbiler arasında en fazla göze batanlar, bask bölgesinin özgürlüğünü savunan athletic bilbao ile ispanya’ya bağlılık ve kraliyetten yana olan real sociadad, madrid’de yaşayan bask’lı öğrenciler tarafından kurulan ve kısa bir süre athletic bilbao bünyesinde varlığını sürdürdükten sonra ayrı bir kulüp haline gelen atletico madrid ile diktatör franco’nun desteğini arkasına almış olan real madrid, katalunya’nın özgürlüğünün bir simgesi olan ve bu bölgenin ulusal takımı olan barcelona ile katalunya’da yaşayan ve kraliyete bağlı olanların takımı olan espanyol derbileridir.
fakat bütün bunlardan daha büyük bir rekabet; cumhuriyetçiler ile francocuların amansız mücadelesi... ‘el clasico’ yani barcelona – real madrid rekabeti...
bir tarafta iç savaş yıllarında cumhuriyetçilerin kalesi olan bir şehrin takımı, diğer tarafta franco’nun her zaman desteklediğini söylemekten çekinmediği kraliyetin takımı...
barcelona takımı futboldaki veya sosyal yaşamdaki ırkçılığa karşı mücadelenin en yoğun olduğu yerken ve hatta bu konudaki hareketin merkezi iken real madrid takımı taraftarları kendi takımlarında oynayan siyahî oyuncuları yuhalamaktan çekinmezler.
rekabetin kökeni daha eskilere dayanmasına karşın asıl kendisini 1936 iç savaşı ile gösterir, faşist franco seçimle gelen devrimci ve cumhuriyetçi hükümete karşı darbe yapar ve özellikle cumhuriyetçilerin kalesi durumunda olan katalunya bölgesi ve bask bölgesi üzerinde büyük bir baskı kurmaya çalışır. kültürleri yok edilmeye çalışılan katalanların varlıklarını devam ettirebildikleri tek yer camp nou’dur.
1975 yılında franco’nun ölümü ile cumhuriyet ilan edilerek katalunya özerklik kazanmış olsa da katalanlara karşı 2. sınıf insan muamelesi devam eder. o kadar ki 1992 barcelona olimpiyatları hazırlıkları sırasında ispanya hükümeti hazırlıklara neredeyse hiç bir yardımda bulunmaz bunun üzerine katalan hükümeti de olimpiyatlarda kullaınlacak dil olarak ilk sırada katalanca ardından ingilizce ve ancak üçüncü olarak ispanyolcayı gösterir.
kökeninde politik bir mücadele olan el clasico bu iki ezeli rakip var oldukça devam edecektir.
fc barcelona vs. real madrid derbisi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?