türkiye için eğitim sisteminden konu başlıkları:
-zorunlu din dersi elbette zorunludur.
-küçücük çocukları sınav stresi ile tanıştırıp onları ve ailelerini piskopat yapmak zorunludur.
-okul ders ortalamalarını sınavlarda katkı puanı yapıp öğretmen ve idareci çocuklarını ve yakınlarının çocuklarını kayırmak zorunludur.
-11 yıl eğitim görmüş genci yetinmeyip birdaha sınava sokup kazanamaması için hertürlü önlemi alıp,kazanamadığında elaleme maskara etmek,intihara sürükletmek zorunludur.
-özel kolej ve üniversitelerin açılmasına izin verip buraları kurtarılmış bölge yapmak zorunludur.
-bu kurtarılmış bölgelerde yeni nesil beyaz türklerin yetişmesini organize etmek zorunludur.
-parası olmayıp da bu kurtarılmış bölgelere giremeyenlere "sen de meslek lisesine git" demek zorunludur.
-bunu dinleyip meslek lisesine giden genci,ilerde iş bulabilirse, onu işe alan bu beyaz türklerin elinde inim inim inletmek zorunludur.
eğitim sistemi
ulkemizdeki; hazirlik-hizlandirilmis-superlendirilmis-asmis -asirtilmis-otomatige baglanmis orneklerini bolca gordugumuz dersaneler sistemi duzeninin; al gulum -ver gulum-yolla gulum-geldi gulum-iyisinden gonder bir tane gulum-birinciyi biz cikarttik bu sene gulum.
nidalari altinda donen emperyalist carklarin, oyunlari bozulamayinca, herkese esit egitim olanaklari sunulamayinca; duzelmesi maalesef hayal olan baslik.
nidalari altinda donen emperyalist carklarin, oyunlari bozulamayinca, herkese esit egitim olanaklari sunulamayinca; duzelmesi maalesef hayal olan baslik.
ukdecinin $öyle bir notu varmi$ :
döktürelim
konu hakkinda bu gune kadar devlet tarafindan yapilmis en buyuk atilim ilkogretimin 8 yila cikarilmasidir. yeterli midir? tabi ki degildir. kendimi bildim bileli egitim sistemi(?) hakkinda yapilmasi vaad edilen iyilestirmeler hep tartisma programlarina konu olmustur. ama mevcut egitim sistemi(?)nin iyilestirilmeye degil devrime ihtiyaci vardir kanaatindeyim. ulkemizdeki egitim sisteminin sivil toplum orgutlerinin calismalariyla duzeltilmeye calisilmasi devletin egitim gibi cok onemli bir konuya ilgisizliginin gostergesidir.
egitim sistemi hakkinda ilkokul ogrencilerinin bile bir fikri varsa bunun adina carpiklik degil yokluk denir.sinaflara tam anlamiyla edilmis ogrenciler ve devletin koydugu yasalarla(!) korunmus karsiliksiz egitim hakkina sahip ebevenyler, evlatlarini bu egitim istifinin bir parcasi yapmak icin, devletin odenek ayirmadigi gibi, devletin sagladigi suyu, elektrigi, dogal gazi parayla satin alan, dolayisiyla kendi sermayesini cikarma zorunlulugundaki okula(?) belirli isimler altinda zorunlu(!) bagis yaparak yukardakilerin ekmegine yag surmektedirler, surmelidirler, sureceklerdir.keza baska careleri yoktur.gerekirse mutevazi maaslarinin yarisindan cogunu egitime ayirabilirler.cunku egitime odenen paranin bosa gitmeyecegini ve gercek varligin ne oldugunu bastakilerden daha iyi bilmektedirler. madalyonun diger yuzunde ise ogretmenler vardir.diger ulkelerdeki emsallerinden kat kat daha az yer, daha az icer, daha az gezer, tatile cikmaz.. kisacasi kat kat daha ucuzdur bizim ogretmenlerimiz.. hemde emsallerine gore kat kat zorlu kosullar altinda calisirken. bugun turkiyede egitimden bahsediyorsak bunun kahramanlari onlardir.
birde madalyonun diger bir yuzu vardir(biliyorum! bu madalyon sizin bildiginiz madalyonlardan degil.bunun daha coook yuzu var)liseler,universiteler,mufredat,harclar,krediler,yurtlar,ulasim,dersler,arac-gerec eksikligi,temizlik.........
konuyu siradaki arkadasa devrediyorum zira bana biseyler oluyo
döktürelim
konu hakkinda bu gune kadar devlet tarafindan yapilmis en buyuk atilim ilkogretimin 8 yila cikarilmasidir. yeterli midir? tabi ki degildir. kendimi bildim bileli egitim sistemi(?) hakkinda yapilmasi vaad edilen iyilestirmeler hep tartisma programlarina konu olmustur. ama mevcut egitim sistemi(?)nin iyilestirilmeye degil devrime ihtiyaci vardir kanaatindeyim. ulkemizdeki egitim sisteminin sivil toplum orgutlerinin calismalariyla duzeltilmeye calisilmasi devletin egitim gibi cok onemli bir konuya ilgisizliginin gostergesidir.
egitim sistemi hakkinda ilkokul ogrencilerinin bile bir fikri varsa bunun adina carpiklik degil yokluk denir.sinaflara tam anlamiyla edilmis ogrenciler ve devletin koydugu yasalarla(!) korunmus karsiliksiz egitim hakkina sahip ebevenyler, evlatlarini bu egitim istifinin bir parcasi yapmak icin, devletin odenek ayirmadigi gibi, devletin sagladigi suyu, elektrigi, dogal gazi parayla satin alan, dolayisiyla kendi sermayesini cikarma zorunlulugundaki okula(?) belirli isimler altinda zorunlu(!) bagis yaparak yukardakilerin ekmegine yag surmektedirler, surmelidirler, sureceklerdir.keza baska careleri yoktur.gerekirse mutevazi maaslarinin yarisindan cogunu egitime ayirabilirler.cunku egitime odenen paranin bosa gitmeyecegini ve gercek varligin ne oldugunu bastakilerden daha iyi bilmektedirler. madalyonun diger yuzunde ise ogretmenler vardir.diger ulkelerdeki emsallerinden kat kat daha az yer, daha az icer, daha az gezer, tatile cikmaz.. kisacasi kat kat daha ucuzdur bizim ogretmenlerimiz.. hemde emsallerine gore kat kat zorlu kosullar altinda calisirken. bugun turkiyede egitimden bahsediyorsak bunun kahramanlari onlardir.
birde madalyonun diger bir yuzu vardir(biliyorum! bu madalyon sizin bildiginiz madalyonlardan degil.bunun daha coook yuzu var)liseler,universiteler,mufredat,harclar,krediler,yurtlar,ulasim,dersler,arac-gerec eksikligi,temizlik.........
konuyu siradaki arkadasa devrediyorum zira bana biseyler oluyo
eğitim sistemimiz çok başarılıdır. çünkü yaratılmak istenen insan modeli; standart, basit düşünen, yaratmayan, okumayan, düşünmeyen, hep itaat eden, sorgulamayan, ümmetçi insan modelidir. ve bu beklentiler doğrultusunda yıllardır hareket eden büyüklerimiz(!) istedikleri gibi nesiller yetiştiren bir sistemi yaratmışlardır.
öğretmenlerin tam olayı anladık dediklerinde değişen, yarın ne olacağı belli olmayan, velileri de eskisi kötüydü madem bizim çocuklara niye uyguladınız, deneme tahtası mı bu çocuklar dedirten olay.
akıllıyı aşağıya, aptalı yukarıya çekmeye çalışma çabasının düzene sokulmuş hali.
birinci üniversitesinde ortak dersleri almış öğrenci, ikinci üniversitesinde bunlardan muaf olamaz. aslında olur
eger mezun olmamış, bırakmışsa muaf olma hakkı kazanır
eger mezun olmuşsa muaf olma hakkı kazanamaz.
işte böyle tuhaf yanlışlıklar içinde bir sistemdir.
eger mezun olmamış, bırakmışsa muaf olma hakkı kazanır
eger mezun olmuşsa muaf olma hakkı kazanamaz.
işte böyle tuhaf yanlışlıklar içinde bir sistemdir.
aslında yukarıdaki entrylerde görebileceğiniz sebeplerden ötürü kendisi yanlış olmakla birlikte adı da yanlıştır. eğitmeyim sistemi şeklinde bir isimle en azından ismi doğru olurdu ki hiç bir "biiiip" yaramazdı.
oyuncak olmuştur.
artık iyi kötü olmasını bi yana bırakın zerre istikrar yoktur. lan tuvalette aklıma ne geldi bi dinleyin diyen adamın dediklerini yıldırım hızıyla değişiklik olarak önümüze koymaktadırlar .
artık iyi kötü olmasını bi yana bırakın zerre istikrar yoktur. lan tuvalette aklıma ne geldi bi dinleyin diyen adamın dediklerini yıldırım hızıyla değişiklik olarak önümüze koymaktadırlar .
türkiye deki çok yanlıştır. ama öyle böyle değil yani çook yanlış.
bir kaç noktayı ele alalım mesela;
mühendislik bilimlerinde okuyanlar bilir; bir çok teorik ders var. ilk aklıma gelen örneği veriyorum; malzeme bilgisi . hemen hemen her mühendislikte vardır bu ders. hayatında hiç dökümhane görmemiş insanlara dökümhanelerde yapılan işlemleri, oradaki çalışma ortamlarını nasıl öğretebilirsin ki? öğretirsin ama olduğu kadar işte. halbuki sen o çocuğu önce bir dökümhanede staja göndersen, sonra anlatsan orada olup bitenleri daha kolay öğrenir. çünkü artık duyduğu şeylerin resimleri hafızasında vardır.
bir de şöyle bir geyik var mesele ya bu ders benim ne işime yarayacak ki? . inanılmaz doğru bir laf. ana dalla yakından uzaktan alakası olmayan absürt dersleri koyarsan programa öğrenci okuldan soğur tabi. okulu meslek hayatının önündeki bir engel olarak görür.
bir diğer sorun üniversitede ders verenlerin ( hoca olur, prof. olur.. ) ellerindeki inanılmaz yetki. onlar istemediği sürece sen %100 hak etmiş olsan da dersten geçemezsin mesela. notlarına itiraz falan da edemezsin.
bak bir çırpıda bu kadar sorun buldum işte. hem bu saydıklarım sadece yüksek öğrenimdeki sorunlar. daha aşağılara inmiyorum bile.
emin ol çalışıp bütün bu sorunları düzeltebilirim ama şimdi çok uykum var. uyanınca bakarız!
bir kaç noktayı ele alalım mesela;
mühendislik bilimlerinde okuyanlar bilir; bir çok teorik ders var. ilk aklıma gelen örneği veriyorum; malzeme bilgisi . hemen hemen her mühendislikte vardır bu ders. hayatında hiç dökümhane görmemiş insanlara dökümhanelerde yapılan işlemleri, oradaki çalışma ortamlarını nasıl öğretebilirsin ki? öğretirsin ama olduğu kadar işte. halbuki sen o çocuğu önce bir dökümhanede staja göndersen, sonra anlatsan orada olup bitenleri daha kolay öğrenir. çünkü artık duyduğu şeylerin resimleri hafızasında vardır.
bir de şöyle bir geyik var mesele ya bu ders benim ne işime yarayacak ki? . inanılmaz doğru bir laf. ana dalla yakından uzaktan alakası olmayan absürt dersleri koyarsan programa öğrenci okuldan soğur tabi. okulu meslek hayatının önündeki bir engel olarak görür.
bir diğer sorun üniversitede ders verenlerin ( hoca olur, prof. olur.. ) ellerindeki inanılmaz yetki. onlar istemediği sürece sen %100 hak etmiş olsan da dersten geçemezsin mesela. notlarına itiraz falan da edemezsin.
bak bir çırpıda bu kadar sorun buldum işte. hem bu saydıklarım sadece yüksek öğrenimdeki sorunlar. daha aşağılara inmiyorum bile.
emin ol çalışıp bütün bu sorunları düzeltebilirim ama şimdi çok uykum var. uyanınca bakarız!
öğrenciler tarafından hep eleştirilir bu sistem.
sistem kurulu düzen demektir. lakin eğitimle birleşince kurulamayan düzen anlamına da gelebilir. hatta bozulu düzen desek daha bozuk bir tabir olur ki anlatmak istediğimiz şey anlam bulur.
yok böyle birşey
ülkemizde insanlar cahil kalsın diye düzenlenmiş sistemdir. eğitimi daha nasıl zorlaştırsak da bu çocuklar üniversitelere gidemese diye düşünür bazıları. bu sebepten ötürü öss her sene değişir, lise yönetmeliği habire yenilenir, sürekli bir şeyler gidip çıkar bu sistemde, ama asıl girek çıkan şey öğrencileredir.
(bkz: fuck the system)
"ne? var mı böle bişey?" dedirten başlık.
#305554
ülkemdeki ve de türkiye’deki olanı insanda ne özgüven ne de yaşama sevinci bırakan sistemdir. açıklayayım: bu sistem, tiyatro aşığı, tiyatroya hayatını adayabilecek kadar düşkün bir öğrenciye sırf tiyatroyu kitaptaki cümleleri ile değil de kendi cümleleri ile açıkladığı için tembel ve dersine çalışmayan; tiyatroyu zaman kaybı, sıkıcı bulan ve hayatında tiyatroya gitmeyen bir insanı sırf sınavda tiyatronun tanımını kitaptaki gibi yazdı diye başarılı ve çalışkan olarak nitleyebilen bir sistemdir, candır, canandır.
(bkz: isyanım var be sözlük)
(bkz: isyanım var be sözlük)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?