ilçeleri :
(bkz: enez) (bkz: havsa)
(bkz: ipsala) (bkz: keşan)
(bkz: lalapaşa) (bkz: meriç)
(bkz: süloğlu) (bkz: uzunköprü)
edirne
(bkz: edirnespor)
yazın gelmesiyle beraber, bol bol meriç kenarında çimlere uzanıp şarabımı yudumlayacağım şehir. aynı zamanda okul dolayısıyla haziran sıcağında finallere girip sağda solda lanet okuyacağım şehir, ama huzurlu havasını çok seviyorum.
selimiye camii ile içimi ürperten şehir. ilk gidildiğinde selimiye den başka güzelliği yok sanki bu şehrin diye düşünüyor insan.
(bkz: edirne antlaşması)
ahh edirne ahh. bu öyle bir şehirdir ki oraya gitme sebebiniz en olmadık anda en olmadık şekilde karşınıza çıkar. edirne. var böyle bir kent ama ne gittim ne işim düştü. kafanızda binbir soru işareti ile trakya`nın girilmedik hiçbir ilçesini bırakmayan otobüs firması sizi türkiyemin en ucuna götürür. işte selimiye. hep duymuştum. ne heybetlisin. işte o unutulmuş ama iyi ki unutulmuş şehir. bir osmanlı başkenti. bir roma bir trakya metropolü. toprak bile farklı kokar bu şehirde. kan kokar buram buram. serhad şehridir sudan çok kan akarmış meriç`inde tarihin farklı dönemlerinde. bu şehir ne ankara`dır ne istanbul`dur ne diyarbakır ne mersin. türkiye`de benzeri olmayan, dünyada benzeri olmayan ayrı bir özerk ülkedir sanki. kendi kuralları vardır. alışana kadar şaşırma ünlemleri ile karşılayacağınız çok ama çok durum gelişir. vadeden ama vermeyen bir şehirdir edirne. teoriktir, pratiği hiç tanıyamazsın. vardır ama tutamazsın. görürsün ama alamazsın. duyarsın ama hissedemezsin. soyut kavramı, gri rengi bu kadar kabul eden bir mecra daha yoktur lakin içinde sıcacık kan akar bu şehrin alt mahallelerinde. rio de janeiro gibi yerleri vardır sanki. memurların oturduğu binevler tarafı, garibanların kaleiçi, romanların menziliahir mahallesi ve meşhur karaağaç. yazı başkadır kışı tabir kabul etmez. gözlerinizin içindeki sıvı donar, gözünüzü çeviremezsiniz ama devlet daireleri kapanmaz. meriç taşar, ne evler ne tarlalar gider devlet yardım elini uzatmaz. edirne herşeyi gizli gizli içine atan ama hiçbir zaman hıyanet etmeyen büyük evlat gibidir. varlığı anlaşılmaz. bu şehrin insanları da türkiye`nin genel kültür anlayışı dışındadır. dedik ya burası özerk bir prenslik gibi. ciğerine, badem ezmesine, deva i miskine, köftesine vurulmuştur nice zat ki gidememiştir buralardan. edirne`ye gelen ya öğrencidir ya askerdir ya da göçmen. yerlisini bulmak için uğraşmak abesle iştigal olur. meriç`in kıyısında bir çupra ile biranızı mideye yollarken hayatın anlamını sorgulamak için buraya gelinmesi gerektiğini anlarsınız. avrupaya fiziki yakınlık bu kenti çoktan etkilemiş insanlarını avrupalı yapmıştır lakin belediyecilik anlayışında kendine türkiye`de bile yer bulamaz. bizans altınlarını arayan belediye yollarda içine araba düşen çukurları görmemezlikten gelir. saraçlar caddesinde 10 defa aşağı yukar yürürsünüz görmedik adam kalmaz. yine de yalnızlık şehiridir edirne. kalabalıklar içinde sesler susar. selimiye camii`nde bir namaz kılar çıkarsın akşam olmuştur. kuşlar bir alev paresi gibi uçarlar minare tepelerinde. bir şehre aşık olunabilir mi bilmiyorum ama oldu. isterdim ki hiç anlatmayayım bunları isterdim ki kimse bilmesin edirne`nin büyüsünü. ama tutamadım kendimi. o lokomotif karaağaçtaki. gidin çıkın üstüne. belki de selamlar sizi. lozan anıtını görün. yunanistan`a nispet yaparcasına karaağaç`ı yiyin bitirin. kaçak içkilerden yudumlayın. serhat birlikte muavinle tartışın. roman vatandaşlardan oynamayı öğrenin.
yunanistan ve bulgaristan konsolosluğu bulunan şehir.yunan konolosluğundaki abiler ilginç,hem iyi hem de kötü davranıyorlar,çözemedim.bulgaristan da abye girince konsolosluktaki abiler komşu şehire bile yamuk yapıyorlar.edirneye geri döneyim,güzel kız oranı o kadar fazla ki şok olursunuz,gidin görün!
yaşananları, yaşatılmaya çalışanları hep yarım bıraktıran şehir... sakat köprüler üzerinde yürümeye cesaret ettiren ve tüm gücüyle köprülerinden atan, acıtan şehir... geceleri tepelerden izlendiğinde pırıl pırıl, rengarenk şehir... ne kadar acı olursa olsun özlenen şehir...
avrupaya açılan bir numaralı kapıdır edirne ki zaten kendi başına çoktan avrupa olmuştur.
büyük şehirleri ve karmaşayı sevmeyenler icin yaşanası bir şehir..
buyuk sehri ve karmasayi sevmeyenlerin tek gececegi yasanasi bir sehir
bende derin izler bırakan şehir. 20 bin öğrencili trakya üni.den geçinir. ama ucuzdur gene de. tekeller 24 sat açıktır. 3-5 tane barı vardır. allahın günü bu barlarda öğrenci partileri yapılır. istatistiklere göre öğrenci nüfusunun yarıdan fazlası kızdır ve kız erkek çoğu istanbuldan gelmiştir. mimar koca sinanın sultanahmet çıraklığım selimiye ustalığımdır dediği meşhur camiye ev sahipliği yapar.
havanin neredeyse her daim soguk oldugu,selimiye camii ile husuya doyulan,kulliyeye gidip tarihi yasanan,merice gidip dogayla basbasa kalinan,carsisinda cigeri yenmesi adetten olan ve illaki badem ezmesi tadilasi sirin ufak sehrimiz.
(bkz: adrianapolis)
edirne ciğeri, aynalı süpürgesi ve kızlarının güzelliğiyle ünlü şehrimiz.
(bkz: kapikule)
kışları ayazdan donduğunuz,yazları sıcaktan kavrulduğunuz ama hiçbir zaman kopamadığınız şehir.
şehirdeki barajlar:
* altınyazı barajı
* hamzadere barajı
* kadıköy barajı
* koyuntepe barajı
* sultanköy barajı
* süloğlu barajı
* çakmak barajı
* altınyazı barajı
* hamzadere barajı
* kadıköy barajı
* koyuntepe barajı
* sultanköy barajı
* süloğlu barajı
* çakmak barajı
özellikle yaz aylarında birçok gurbetçinin yabancı plakalı araçlarıyla süzülerek geçip gittikleri şehirdir. bir inseler araçlarından üç beş euro bıraksalar esnafa güzel olurdu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?